ABD'nin Vasatlık Yarışı

05 Ekim 2008 Pazar

ABD, iç içe geçen birkaç kriz birden yaşıyor: Wall Street krizi, liderlik krizi, tek kutuplu dünyadan çok kutuplu dünyaya geçişin krizi, değerler krizi, kimlik krizi...

Böylesine çok boyutlu ve ağır bir krizde vasatlığıntavan yaptığı bir başkanlık yarışı izliyoruz.

Geçen haftaki Obama-McCain TV düellosunun tekdüzeliği ve sıkıcılığı karşısında, yorumcular şunu söylemişti: Gözler şimdi başkan yardımcıları adaylarının tartışmasında. Demokratların adayı Joe Biden, tecrübeli. Sarah Palini kolaylıkla saf dışı bırakabilir. Bu ikinci round, başkan adayları tartışmasından çok daha heyecan verici olacak!

Hiç böyle bir şey olmadı. Biden-Palin karşılaşması, eğer mümkünse, Obama-McCain karşılaşmasından da sönük geçti. Dersini iyi çalışan Palin, kontrpiyede kalmamayı başardı. Ekonomi ve dış politika konularında ürkütücü bir cehalet sergileyen Alaska Valisi için son kertede, bu başlı başına başarı sayıldı.

Göz kapaklarımı açık tutmak için büyük mücadele vererek izlediğim,son turunda özeti bu.

Global köyün TVlerinden canlı yayınlaizlediğimiz her iki -Obama/McCain ve Biden/Palin- karşılaşma; ABDde başkanlık yarışını yönlendiren seçim makinesi ile ülkenin içinde bulunduğu dramatik kriz arasındaki mesafeyi daha çarpıcı ortaya koyamazdı.

‘Siyasi beyin = Duygusal zekâ!’

Seçim makinesiniyönlendiren uzmanların kılavuzu belli. Sandığa güreşen aday o kılavuzun kurallarını -dünya yıkılsa!- harfiyen yerine getirecek...

Sokaktaki adamın -göbeğini kaşıyan adam”- kafasını karıştırmayacak. Mesajını basit tutacak. Soğukkanlı, eleştirel analize değil, duyguyaağırlık verecek. Seçmeni akılla değil; duygusal yöntemlerleavcuna alacak. Duygusal zekâkullanacak, bunu öne çıkaracak...

Amerikan seçmenlerinin sandık başındakidürtülerini enine boyuna etüt eden siyaset uzmanı Drew Westenin vardığı sonuçlar bunlar. Siyasi Beyinisimli kitabıyla gündeme gelen yazar özetle, siyasi beynin, duygulardan ibaret olduğunusöylüyor.

Westene göre, ABD seçimlerinde Demokratlar kendilerini akılcı temalarlasınırlarken; Cumhuriyetçiler, seçmenlerin duygularına konuşuyor ve bu nedenle -Bush yıllarında görmeye alışık olduğumuz gibi- sürekli korkuve Amerikan değerleri(aile, vatan, millet Sakarya vs.) temalarını işliyorlar.

Son iki yüz yılın en kötü başkanıW. Bushtan sonra, zaten seçmene akılbağlamında söyleyecek hiçbir sözleri olmayan Cumhuriyetçilerin, Obamanın karşısına Başkan adayıolarak Vietnam kahramanı McCainiçıkartmaları bundan...

McCain in de bula bula kimsenin tanımadığı Alaska Valisi Sarah Palini Başkan yardımcısı adayıseçmesinin arkasında gene aynı duygusal zekâyatıyor! Normal şartlarda kazanmak için Palinin bir ekonomive dış politika dehası olması gerekmiyor.

Olması gerektiği gibi tam,kürtajkarşıtı beş çocuk annesiolması yetiyor. Çocuklarının birisinin -zekâ engelli- downolması üstelik seçmenlerin sempative acıma duygularını gıdıklayan bir potansiyel sağlıyor. Cumhuriyetçilerin seçim makinesininbunu fütursuzca kullandığını apaçık görüyoruz. Önceki akşam Palin-Biden karşılaşmasının finalinde olduğu gibi, Alaska Valisi her fırsatta, kucağında down bebeğiile poz veriyor ve engelli bebeğini çekinmeden reklam amaçlı kullanıyor.

Sonucu kadınlar belirleyecek

Kampanyanın Hillary ile fitillenmesinden bu yana kadın faktörünün öne çıkması, sonuçlarıkadın seçmenlerin belirleyeceğitespitinin yapılması, Palini -iri bir muz kabuğu üzerinde yuvarlanmazssa- 4 Kasımtarihine dek ön planda tutacak. Tüm bu nedenlerden ötürü, bu kez de Demokratların seçim makinesi -TV düellosu öncesinde- Joe BidenıAman ha! Paline agresiv olma!, Kendiliğinden bariz bir hata yapmazsa, üstüne gidip aybını yüzüne vurma!, Kadın seçmenlerimizi gücendirip, başımıza iş açma!diyerek tembihlemişler. Palinin analık kondüsyonu, bizatihi kadınlığıve dahası bilgisizliğikendisine bir zırh temin etmiş!

Siyaset-TV dünyasının, kendine özgü kuralları olduğunu biliyoruz tabii. Ama bu kadarı fazla. Olay tamamen popülist bir hesap kitaba dönüşmüş durumda. Siyaset, geri plandaki gerçeklerden, krizin gerçeğindenkopmuş gitmiş.

Ekranda izlediğimiz yarış, müsamereden ibaret.

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları