Nalıncı Keseri…

12 Kasım 2014 Çarşamba

Siyasal İslamcıların ‘nalıncı keseri’ misali her şeyi kendilerine yontmakta üstlerine yok. Demagojilerindeki arabesk sosunu abartıp, iki timsah gözyaşı döktüler mi, üzerine bir de müsamere çocuğu misali şiir döşenirlerse herkesi kandırmalarına yeter zannediyorlar. Tematik tercihleri hepimizin malumu, dini siyasi hırslarına alet etmek…
Şimdi de Türkiye ahalisinin önemli duyarlılıklarından birini kaşımakla meşguller. Nasıl mı? Kudüs ve Mescidi Aksa üzerinden hamaset yaparak… 21. yüzyılda bile içselleştirdikleri “Fetih ruhunu” aşamamış bir zihniyetten hangi türden ikiyüzlülüklerin beklenebileceğini bu sayede bir kez daha görüyoruz.

***

İsrail hükümetlerinin Ortadoğu’nun bu en derin sorununun barışçı bir paylaşım yoluyla çözümlenmesine ayak dirediği hepimizin malumu. Bu yolda Arap ülkelerinin ve Filistin tarafındaki radikal unsurların katkıları da eksik değil. Mesele en başta siyasi ve egemenlik haklarına dair zor bir çözüm gerektiriyor. Hal böyleyken iki tarafın da aşırılıkçıları üç semavi dinin kutsal mekânlarının üzerinde dini oyunlar oynamaktan geri durmuyor.

***

Bunun son tezahürü İsrail’in aşırı dindar Yahudilerinin, El Aksa Camii ve Kubbetüs Sahra’nın bulunduğu Harem-üş Şerif inşa edilmeden bin yıllar öncesinde burada yükselen Süleyman Tapınağı vesilesiyle başlattıkları girişim… Bu girişime bütün Yahudilerin katılmadıklarını söylemekle işe başlayalım. Şalom gazetesi geçenlerde aktardı; İsrail’in en yüksek Sefarad dini otoritesi Ray Yitzhar Yosef, Yahudilerin ‘Tapınak Tepesi’ diye andıkları bölgeye girmesinin doğru olmayacağını söyledi, ısrarcı tutumları ‘kışkırtma’ diye niteleyip derhal buna son verilmesini istedi. HHH Burada bizim memlekette hemen herkesin anmaktan kaçındığı tuhaf bir tezat var. Müslümanlık tüm insanlığa açık olmasıyla övünürken, Yahudilik öyle değil. Ama misal siz nüfus cüzdanınızda ‘İslam’ yazsa bile Mescidi Aksa’ya girmekte büyük güçlük çekebilirsiniz. Bu arada da El Aksa’nın hemen üzerine inşa edildiği Süleyman Tapınağı’ndan kalma Ağlama Duvarı’na gerekli koşullara uyarak girebilirsiniz. Kimse de size ‘Ancak Yahudiyseniz girebilirsiniz’ yahut ‘Müslüman olanlar giremez’ demez.

***

Filistin meselesindeki trajik çözümsüzlük hali bütün bunların sorgulamasını engelliyor maalesef. Bunun yerine birileri çıkıp yaşanan çatışmadan dini duyguları sömürerek kendisine pay çıkarmaya çabalıyor. Meseleyi Müslümanlık üzerinden kullanmakta beis görmüyorlar. İsrail’in “Kudüs’ü tek bir dinin hâkimiyet alanına dönüştürmek maksadıyla diğer kutsal mekânlara yönelik barbarlık yaptığı” lafları havada uçuşuyor.

***

Filistinli gençlerin bu ‘barbarlık’ tespitlerine gerekçe yapılan El Aksa Camii içinde kendi patlattıkları havai fişeklerle nasıl bir yıkıma sebebiyet verdiklerini gösteren görüntüleri izlediğimde doğrusu dudaklarım uçukladı! Ama bunu geçiyorum… Daha da önemlisi, bu tespitleri yapanların kendi ‘fetih kültürüyle’ yani ‘kendilerine ait olmayanları fethetmekle övünenler’ olması. Misal Ayasofya’yı dillerine dolamış, “Tekrar camiye çevireceğiz” diye oy peşinde koşmakta beis görmüyorlar. Sormazlar mı adama: “Be nalıncı keseri, Ayasofya da tüm Hıristiyanlar için kutsal bir mekân, sen kalkıp onu cami yapacağını ilan ederken, bu nasıl ikiyüzlülüktür?” Mesele şu ki, o bu soruyu sormayacak, din sömürüsüne açık olanlara mesaj veriyor, tüm insanlığa değil. Onlar kendi kutsallarından başkasını tanımıyorlar, vıcık vıcık retoriklerinin tersine başkalarının kutsallarıyla alıp veremedikleri çok…

***

Siz siz olun Mescidi Aksa üzerinden hamaset yapanlara omuz silkip geçin. Filistin meselesini ulusal bir dava olmaktan çıkartıp bir İslam davasına indirgemeye kalkışanlara prim vermeyin. Bu sayede Filistin nüfusunun yüzde 20’sini oluşturan Hıristiyanlar size Ayasofya’yı sorduklarında yüzünüz kızarmaz…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları