Katalonya…

13 Kasım 2014 Perşembe

Barselona’da izlediğim gayri resmi ayrılıkçılık referandumunu konu alan “Katalonya: Elveda Zamanı mı?” başlıklı son yazımda Antoni Bassas isimli bir Katalan ayrılıkçısı meslektaşın görüşlerine yer verdim...
İspanya’dan “kopuş” düşüncesine, zamanla birbirinden uzaklaşan karı-kocalar gibi adım adım yaklaştığını ve “bağımsızlığı” şu son yıllarda kucakladığını anlatan Bassas; kendisine yük gibi gelen İspanyol kimliğinden kurtulmak istediğini ve bir “Katalan pasaportu” düşlediğini söylemişti.
Bassas’ın düşüncelerini burada yansıtmamdan maksat; görüştüğüm bağımsızlık yanlısı çok kişinin fikirlerine tercüman olmasıydı.

Aşamalı ‘yabancılaşma’
Tek tek maddi sorunlardan çok; aşamalı bir “yabancılaşma” tarifiydi Bassas’ın anlattıkları…
Hasan Sümer isimli okurum haklı olarak “Ekonomi çok farklı bir olay!” diye yazıyor ve soruyor: “Antoni Bassas bağımsızlık halinde neler kaybedecekleri hakkında ne düşünüyor?”
Barselona’da geçirdiğim hafta boyunca, kazanç/maliyet tartışmalarına tanık olmadım.
Konu, üniversitelerde ve bağımsızlığa açıkça karşı olmakla bilinen iş çevrelerince hiç şüphesiz karışılıyor; ama sokağa pek inmiyor.
Bağımsızlık hayalini destekleyenler genelde Bassas gibi ulusal politikalar ve siyasete duydukları tepkiyi; “yerelciliğin idealleştirilmesiyle” telafi etmek peşindeler.
“Madrid’le işler yürümüyor; o halde boşanalım ve biz ‘kendi ütopyamızı’ kuralım” özlemi içindeler.
Bassas “global tatminsizliklerin yerelde ifadesi” olarak bunu tanımlandırıyor.

Siyasi güven krizi
Katalanlar, Madrid’deki tabloyu, devletin başı krala dek uzanan yolsuzluklardan ibaret görüyor ve demokrasiye geçiş ideallerinden çok uzak bir yere savrulmuş olduklarını düşünüyorlar.
Demokrasiye geçiş yıllarının güçlü liderlerinden yoksun siyasi partilerin seçmenle bağlarının koptuğunu; parti aygıtlarının yoz siyaset aracı olmaktan başka işlevinin kalmadığını vurguluyorlar.
Siyasete olan derin güven bunalımının yanı sıra ekonomik kriz şartlarında refah devletinde en çok Katalonya’nın kemer sıkmak zorunda kalmasına içerliyorlar. Madrid’e bölgelerinden giden vergilerin dönmemesinden yakınıyorlar…
“Ütopya”ya dönüştürdükleri “Katalonya bağımsızlığının”; tüm bu sorunlara merhem olacağını varsayıyorlar.

Zehirlenen ortam
Gayri resmi oylama arifesinde Barselona’da örneğin çok çarpıcı bir müzikal gördüm.
Müzikal sekiz yıldır yerel kamu televizyonu TV3’te reyting rekoru kıran, sevilen bir TV programının sahneye uyarlanmasıymış.
Aşırı rağbet gören şovun alakasız bir adı var: “Polonya!”
Polonya meğer “Katalonya” anlamına geliyor ve Katalanları anlatıyormuş.
İspanyollar şirazeden çıkan bu “Katalan milliyetçiliği” karşısında; Madrid-Barselona arasındaki uzaklaşmayı ve “yabancılaşmayı” vurgulamak amacıyla mecazi anlamda “Katalanlar bizden değil, onlar Polonyalı!” demeye başlamışlar.
“Küçümseyici” ve “aşağılayıcı” bu “Polonyalı” geyiği öyle ileri gitmiş ki İspanya’da bulunan Polonya büyükelçisi sonunda şovu yayımlayan kanala protesto çekmiş…
Bir anı boş geçmeyen, hareketli ve komik “Polonyalı” müzikaline, açılış gecesinde, son bileti de ben aldım ve girdim.
İspanya Başbakanı temsilin başında, kanalizasyondan sürünerek -üstü başı b.ka bulanmış şekilde- sahneye çıktı desem, gerisini anlatmama herhalde gerek kalmaz sanırım!
Barselona’nın en merkezi ve tanımış tiyatrolarından “Poliorama”daki temsilin kapanışı da izleyicilerin “bağımsızlık” çığlıklarıyla noktalandı...
Zehirli ve alabildiğine duygusal bu “tepki-öfke ortamında”, okurum Hasan Sümer’in sorusuna cevap almak çok kolay olmuyor ama önceki gün yayımlanan Amerikan Fitch kredilendirme kuruluşunun bir raporu bu bağlamda çarpıcı bilgiler sunuyor.

‘Fitch: Sermaye kaçar!’
Rapor, Katalonya-İspanya arasındaki gerilimin iki ekonomi içinde olumsuz olduğunu söylüyor.
Sorunun uzaması ve siyasi çözüm bulunmaması halinde, ortaya çıkacak “belirsizlikler” nedeniyle İspanya’dan “tasarruf çıkışı” olacağını, bunun finansta güçlü “Katalan bankalarını” birinci dereceden etkileyeceğini, maliyetlerin artarak yatırımların düşeceğini söylüyor.
AB’den yapılan “İspanya’dan koparsanız açıkta kalırsınız! Üyelik müzakerelerini yeniden başlatmanız gerekir!” ihtarları cabası.
İspanya’yı kollayan AB ve ABD; Katalan bağımsızlığına destek vermiyor. Reel politika ve ekonomi, özetle bu projeye karşı.
Katalanlar buna rağmen, “resmi referandum” saplantısından vazgeçmiyor. Yerel hükümet başkanı Artur Mas’ın pazar günkü “genel prova” ertesinde Madrid’e bu doğrultuda yaptığı ‘demarş’ geri çevrildi.
Basının karşısına ancak dün çıkan İspanyol Başbakanı Rajoy, yapılan oylamayı “başarısız bir simülasyon” olarak nitelendirdi. “Üç Katalandan ikisinin katılmadığı bir egzersizin demokratik olamayacağını” belirtti. Ve “müzakere taleplerini” geri çevirdi.
Savcılık da bu meyanda “simülasyonu” yaşama geçiren sorumlular hakkında cezaları kamu görevinden 10 yıla dek uzaklaştırma öngören gerekçelerle soruşturma hazırlağına başladı. Çarşı karıştı! Devamı cumartesiye.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları