Cüneyt Arcayürek

Yedi Ay Sonra....

13 Kasım 2014 Perşembe

İki koldan hem ülkenin sorunlarını çözer görünüyorlar; bir yandan altı yedi ay sonraki genel seçime hazırlanıyorlar.
Yırca’da Danıştay kararını önceden öğrenen termik santral yapacak şirket 6 bin zeytin ağacını buldozerlerle köklerinden söküp bir yana attı.

Başbakan sanki böyle bir olay olmamış gibi muhalefet partilerine yüklenmekle meşgul.
Oysa yöre halkının anlattığına göre şirket zeytin ağaçlarının etrafını, Nazi Almanyası’nda toplama kamplarında görülen tel örgülerle çevirmiş. Geleni parayla tuttuğu güvenlikçilere dövdürüyor.
Hükümet sözcüsü Bülent Arınç; bu vahim tablodan bilgi sahibi olan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra şöyle değerlendiriyor:
“Hükümetin sağladığı teşvikler sayesinde dağ taş zeytin ağacı ile dolu!”
Demek istiyor ki enerjiye de ihtiyacımız var. Bir termik santral için ancak on yılda meyve veren 6 bin zeytin ağacı kurban olsun, ne çıkar!
CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın programında bu konuda konuşan uzmanlar, yasaların zeytinliklere termik santrallar kurulmasını yasakladığını söyledikleri gibi; sözcünün dediği gibi Türkiye’de dağın taşın zeytinlik olmadığını, ancak kısıtlı yerlerde zeytin ağaçları olabildiğini açıkladılar.
Ahmet Hakan şirket adına konuşan kişiye; yargı kararını önceden öğrenmenize karşın beklemeden ağaçları katlederken hiç mi üzülmediniz, içiniz sızlamadı mı diye sordu ve de yeterli bir yanıt da alamadı tabii...
                                                            ***
Sorun aslında ulusal bir sorun.
Yıllardır Türkiye’nin dünya zeytinyağı piyasasında, örneğin İspanya ve Yunanistan’la başa baş rekabet ettiğine tanık olmadık.
Şayet Arınç’ın dediği gibi dağ taş zeytinlik ve yakınlarında zeytinyağı üreten fabrikalar çoğalmış olsaydı, dışarıda rakipsiz bir ülke olmaktan vazgeçtik; iç piyasada pahalı tüketim malları arasında zeytinyağı baş sırada yer almazdı.
CHP Grubu’nda zeytin ağacı katliamı ele alındı. Elbette hükümetin beceriksizliği vurgulandı.
MHP Grubu’nda Bahçeli “Yırca’da olanlar zalimlik, eşkıyalık değil midir? Davutoğlu’nun hiç mi vicdanı sızlamamıştır? Yediği zeytinler hiç mi boğazına düğümlenmemiştir?” diyordu.
                                                            ***
Ama bu ve buna benzer halkı ezen, işkence eden vahşi kapitalizm karşısında AKP o yöreden alacağı üç beş oyun azlığını düşünerek kayıtsız kalıyor.
Cumhurbaşbakanı bir yandan Başbakan bir yandan, konu başlıklarını aralarında saptamışlar; aynı gün aynı konularda işgal ettikleri ekranlarda dakikalarca konuşuyorlar.
Şimdi milyonlarca Alevi oylarının peşine düştüler. Muharrem ayıdır diye Alevilerin sofrasına oturuyor Cumhurbaşbakanı, kürsüye çıkıyor. Bugüne dek olduğu gibi Alevilik ve Alevilere ağzından bal akıyor.
Hükümeti sani Davutoğlu da Hacıbektaş’ta Alevilere yağ çekiyor.
                                                            *** 
Mademki bu kadar Alevi sevgisiyle dolup taşıyorsunuz...
Diyanet İşleri Başkanlığı’nı yalnız Sünnileri temsil eden kurum olmaktan çıkarın, Aleviliğe aynı ölçüde de yer verin bu kurumda... Bu bir.
Cemevlerini Alevilere ibadete açık konuma getirin, bu da iki.
Hâlâ kitaplarda Sünnilik kadar Alevilik de yer alsın mı almasın mı tartışması yapılıyor.
Bir kuşku hep canlı...
Alevilere vaatler yine ya Alevileri bölmeyi ya da seçimlerde Alevi oylarından olabildiğince yararlanmayı öngörüyor.
Şayet AKP hükümetleri söylediklerinde samimi iseler yıllardır kanayan bir yaranın artık kapanmasını sağlayacak adımlar atmalı.
Yoksa söyledikleri yine seçim öncesinin AKP’ye özgü kıvrak oyunlarından biri olarak yorumlanacak!
                                                            *** 
Ortadoğu’da Sünni devletlerden oluşan bir zincir kurmayı hayal eden Sünni AKP’nin Sünni Cumhurbaşbakanı ile Başbakan, Sünnilikten ödün vermemeye azmetmiş görünüyorlar.
Onların inandırıcı olmalarının, vaatlerinde samimi görünmelerinin ömrü seçim gününe kadar.
Yedi ay sonraki genel seçimde anayasayı değiştirecek 330’un üzerinde vekille çoğunluğu sağlasınlar...
...Cumhurbaşbakanı ile Başbakan; Alevilik dahil her konuda bugünkü parlak vaatlerini, söylemlerini anımsamazlar bile.
                                                            ***
Zira sandık onlar için sürekli iddia ettikleri gibi demokratik bir gerek değil, iktidarlarını sürdürmek için bir araç... O kadar!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları