Aritmetik oyunu ile Keenlemyekûn bir Esbabımucibe

24 Mayıs 2019 Cuma

Utandığım için, YSK’nın açıkladığı metne, “Gerekçe” diyemedim...
Eski deyimle, “Esbab-ı Mucibe” dedim.
Esbab: Sebepler
Mucibe: Gereklilik, Gereken, Gerektiren.
Esbab-ı Mucibe: Gereklilik Sebepleri, Gerektiren Sebepler, Gerekçe.
Üstelik TDK mantığına göre bu iki kelimeyi, yazımın başlığında olduğu gibi bitişik yazmak gerekiyor (Ki, iyice anlaşılmasın).
“Keenlemyekûn” hiç olmamış gibi, yok sayılan demek.
İster Türkçe ister Arapça/ Farsça söyleyin YSK’nın yaptığı bu açıklama “Yok hükmünde” bir “metindir” (Yine “Gerekçe” demeye utandığım için “metin” dedim).

***

Bu “esbab-ı mucibe” niçin “keenlemyekûndur?”
1) Karar veren ve bu açıklamayı yapan heyetin görev süresi Anayasa’ya ve yasalara aykırı olarak uzatılmıştır.
2) 7 asıl 4 yedek üyeden oluşan kurul, gelenek bahanesiyle, Anayasa’ya, yasaya ve hem hukuk mantığına hem de düz mantığa aykırı olarak, 11 kişi toplanarak karar almıştır.
3) YSK, gerek 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde Başbakan Erdoğan’ın Başbakanlıktan istifa etmeden seçime girmesine izin verdiği ve gerekse 16 Nisan 2017 Anayasa Halkoylaması sırasında yasaların açık hükümlerine rağmen bu hükümleri çiğneyerek mühürsüz zarfları ve pusulaları sayıma dahil ettiği için, kamuoyunun gözünde zaten sabıkalıdır.
4) 31 Mart İstanbul seçimlerinin iptal kararı, yanlıştır, haksızdır, hukuksuzdur, adaletsizdir, mantıksızdır; çünkü hem kararda belirtilen sandık kurullarının oluşturulmasında olduğu iddia edilen hatalar seçimin iptalini gerektirmez hem de aynı zarftaki dört oydan üçünü geçerli sayıp, birini iptal etmek, bırakın hukuku, mantığa bile aykırıdır.
5) Hem karar hem de “Esbab-ı mucibe” sadece yasalara değil, YSK’nın eski ve yeni bütün kararlarına ve içtihatlarına aykırıdır.
6) “Esbab-ı mucibe” diye açıklanan metin hem kararda zikredilen sandık kurullarının oluşumunda iddia edilen yanlışın seçim sonuçlarını nasıl etkilediğini somut olarak açıklamadığı (açıklayamadığı) hem de kararda olmayan, kısıtlı seçmen, imzasız cetvel gibi nedenleri de zikrettiği için “keenlemyekûndur”.
7) Metin, iktidarın ısrarla “Çaldılar” diyerek söylediği yalanı destekleyecek hiçbir somut delil gösterememiş ama laf kalabalığına ve mantıksız aritmetik toplama oyunlarına başvurarak kamuoyunun aklını karıştırmaya çalışmıştır.
Deniz Zeyrek’in dünkü yazısı bu mantıksız aritmetik oyunlarını açıkça teşhir etmiştir:
“Başkanı kamu çalışanı olmayan 754 sandık. (YSK bunu tek başına tam kanunsuzluk nedeni saymıyor)
Sayım döküm cetveli olmayan 18, sayım döküm cetvelinde imza olmayan 90 sandık (Oy sayım döküm cetveli sorunlu 108 sandık). (Gerekçede bu durumun seçimin güvenilirliğini zedelediği ama tek başına seçim sonucuna müessir olmadığı açıkça ifade edilmiş)
Oy kullanma hakkı olmamasına karşın oy kullandığı tespit edilen 706 kişinin bulunduğu 105 sandık. (9 milyona yakın seçmenin oy kullandığı bir kentte 706 oyun sonuca müessir olmayacağı konusunda herkes hemfikir)
Üstelik bu sayıların bir bölümü kısa kararda olmayan gerekçelere ilişkin..
Zeyrek kararda olmayan ve “Esbab-ı mucibe”de belirtilmesi yanlış ve hukuksuz olan bu “sözde gerekçeleri” belirttikten sonra, hiçbiri tek başına iptal nedeni sayılmayan ama hep birlikte değerlendirilen bu “sözde gerekçelerin” hangilerinin ne ölçüde çakıştığını yani “birlikte düşünülebileceğini” sorguluyor.
Zeyrek’in aklına takılan sorular ve karara muhalefet eden YSK üyesi Yunus Aykın’nın karşı oy yazısından yanıt alıntıları.
Soru: Oy sayım döküm cetveli sorunlu olan 108 sandık, başkanları usulsüz atanmış 754 sandık arasında mı?
Yanıt: Başkanı kanuna aykırı olarak görülen 754 sandığın sadece ikisi (Beşiktaş 1034, 1241 nolu sandıklar) sayım döküm cetvelleri açısından sorunluydu. İki sandıkta da sayım döküm cetveli vardı ama imzasızdı.
Soru: Oy sayım döküm cetveli imzasız olan 90 sandığın ıslak imzalı tutanağındaki oy sayıları ile imzasız cetvellerdeki oy sayıları farklı mıydı?
Yanıt: 90 sandığın 86’sında tutanaklar ile sayım döküm cetvelleri aynıydı. Sadece Bağcılar 4002 nolu sandıkta 1, Fatih 1119 ve Adalar 1029 nolu sandıklarda 2’şer, Bağcılar 1069 nolu sandıkta 4 oy AK Parti’ye fazla yazılmıştı.
Soru: Oy kullanması mümkün olmayan 706 kişi, başkanları usulsüz atanan 754 sandıkta mı oy kullanmış görünüyordu?
Yanıt: Oy kullandığı işaretlenen ölü, hükümlü, tutuklu seçmenler ile kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanları eşleşmesi yapıldığında 754 sandığın sadece üçünde tutuklu, hükümlü ve ölü seçmen yerine toplam üç sandıkta üç oy kullanılmış. (Başakşehir 2306, Beşiktaş 1239 ve Fatih 3205 numaralı sandıklar).
Yukarıdaki üç soru ve YSK üyesi Aykın’ın bu sorulara verdiği yanıtlar, net bir şekilde gösteriyor ki gerekçede ayrı ayrı iptal nedeni sayılmadıkları halde bir “bütün” olarak değerlendirilerek iptal gerekçesi yapılan üç sandık kategorisi (754 başkanı sorunlu, 108 oy sayım döküm cetveli sorunlu ve 105 seçmeni sorunlu sandık) birbiriyle örtüşmüyor.

***

Bütün bu bilgilerden anlaşıldığı gibi YSK, birbiriyle örtüşmeyen ve hiçbiri tek başına iptal gerekçesi olamayacak bazı hususları birleştirmiş, sanki hepsi aynı anda ve aynı yerde olmuş ve durum böyle ise seçimi iptal etmek meşru imiş gibi hukuksuz bir yorum yapmış ve seçimi iptal etmiş.
Üstelik de bir-iki (iptal nedeni sayılamayacak) aksaklığın görüldüğü bir sürü sandık sayısını art arda sıralayarak sanki oyların sayımında bir hata varmış gibi, yani iktidarın “Çaldılar” iddiasına destek verecek biçimde bir izlenim yaratmaya çalışmış...
Ve onu bile başaramamış, becerememiş:
Kamuoyunda, hiçbir hukuk insanının böyle bir “Esbab-ı mucibe” yazmayacağı, yazamayacağı, dolayısıyla bu metnin yetişmiş insan kıtlığı çeken iktidar kadrolarınca kaleme alınmış olmasının daha muhtemel olduğuna ilişkin iddialar var.
YSK bu kararı ve “Keenlemyekûn” olan bu “Esbab-ı mucibe” metni ile sadece kendisini değil, Hukuk Devletini ve Demokratik Rejimi de tehlikeye atmıştır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları