Laf Ola Torba Dola Bir Eleştiri

06 Ekim 2008 Pazartesi

Oral Çalışların 29 Eylül günkü Radikalde yayımlanan Orhan Pamuka İki Yaklaşım başlıklı yazısına şaşırmadımdersem yalan söylemiş olurum. Oral Çalışlar Cumhuriyette yazarken yazdıklarını maddi hatalarla sakatlamamak için ince eleyip sık dokur, sorup soruşturduktan sonra yayımlardı. Söz konusu yazısını okuyunca anladım ki artık yazılarına eski, alışılmış özeni göstermiyor; liberal bir coşkuyla çalakalem yazıyor. Yazısında TÜYAPı hedef almış, Orhan Pamuku görmezden gelmekle suçluyor. TÜYAP her yıl bir yazara Onur Ödülü veriyor, dedikten sonra, her seferinde acaba bu yılın ismi Orhan Pamuk mu olacak diye merakla bekledim. Şu ana kadar bu konuda beklenen gerçekleşmedi. Böyle giderse belli ki gerçekleşemeyecek de diyor.

Daha sonra da Neden? diye sorup sorusuna kendince yanıtlar vermiş: Dünya çapında bu kadar etkili olan bir yazarı TÜYAPı düzenleyenler neden görmezden geliyor? Edebi değerini beğenmedikleri için mi? Sanmıyorum. O zaman geriye kalıyor siyasi tercihler. Orhan Pamukun siyaseten söyledikleri herhalde TÜYAP yöneticilerinin hoşuna gitmiyor. Bir sanat etkinliğinde, bir kültürel etkinlikte bu kadar açıktan ve belli olacak tarzda siyasi tercihler ön plana çıkarılabilir mi? Kitap fuarı gibi kültürel bir etkinlikte böylesine siyasi tercihler yapmak doğru mu? Orhan Pamuka yönelik bu yaklaşımı herhangi bir evrensel kültür insanına açıklamak mümkün mü? Ayrıca Pamuka bu yaklaşım ondan çok TÜYAP Kitap Fuarının inandırıcılığını ve kültüre yaklaşımını sorunlu hale getirmez mi?

Orhan Pamukun 2006 Nobel Edebiyat Ödülünü aldığı o yılki İstanbul Kitap Fuarının açılışından 16 gün önce, 12 Ekim günü açıklanmıştı. Etkinlik programının (248 söyleşi, konferans, açıkoturum vb.) çok önceden hazırlanıp yaklaşık 700 konuşmacıya teyitlerinin verilip basın tarafından kamuoyuna duyurulduğu, sergi salonlarının son metrekaresine kadar dolduğu, altı toplantı salonunun tümünün etkinliklere tahsis edildiği bir durumda ne yapılabilirdi? Fuayeye Orhan Pamukun Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından hazırlanan ve altında da bir kutlama yazısı yer alan büyük bir fotoğraf panosu kondu ve dışarıdan gelen bir grup örgütlü ülkücünün protesto gösterisine, aldığımız çok sayıda tehdit telefonuna karşın fuar süresince orada kaldı. Açılış konuşmamda Orhan Pamukun başarısını TÜYAP adına kutladım ve Türk dilini, Türk edebiyatını dünyaya duyurduğu için kendisine teşekkür ettim.

***

Gelelim siyasi tercihlere. İstanbul Kitap Fuarı ilk kez 1982 yılında, 12 Eylül baskılarının en yoğun olduğu dönemde düzenlenmiş ve özgürlükçü karakterini bugüne kadar titizlikle korumuştur. Sürekli gelişmesinin başlıca nedenlerinden biri de Türkiyede bir benzerine rastlanmayan bir demokratik platform oluşturmasıdır. Laf ola torba dola gerekçelerle İstanbul Kitap Fuarını ve TÜYAPı siyasal çekişmelerin, yararsız itiş kakışların dişlileri arasına çekmek her şeyden önce bu kuruluşun çeyrek yüzyılı aşan çabalarına, emeğine, özverilerine karşı insafsızlıktır.

Ayrıca İstanbul Kitap Fuarı TÜYAP tarafından tek başına değil, Türkiye Yayıncılar Birliği ile ortaklaşa hazırlanmaktadır. Kendisine o yılki Kitap Fuarına onur vermesi dileği iletilen yazarları da yıllardır Doğan Hızlanın başkanlığında toplanan bir Danışma Kurulu belirlemektedir. Bu kurulda Füsun Akatlı, Semih Gümüş, Jale Parla, Cevat Çapan, Selim İleri ile Türkiye Yayıncılar Birliği (Metin Celal, Kenan Kocatürk) ve TÜYAPtan (Deniz Kavukçuoğlu, Sunay Girgin) ikişer temsilci bulunmaktadır. Kurulun aldığı karara TÜYAP yönetimi hiçbir şekilde müdahalede bulunmadığı gibi isim de önermemektedir. Oral Çalışların siyasal tercihte bulunmakla suçladığı işte bu kurulun üyeleridir. Üstelik Doğan Hızlan, Metin Celal ve Jale Parla Stockholme giderek Nobel Ödül Törenine de katılmışlardır. Dolayısıyla bu suçlamanın yersizliğini başta Orhan Pamuk olmak üzere sanırım edebiyatla ilişkisi olan herkes kabul edecektir.

Öte yandan fuarı onurlandıracak (baştan beri uygulama budur) yazar ya da çizerin belirlenmesinde edebi kişilik, edebi ün de tek başına yeterli değildir, insani kişilik, duruş gibi niteliklerle bütün bir hayat da ölçütler arasındadır. Bugüne kadar İstanbul Kitap Fuarını onurlandırma inceliğini gösteren yazar ve çizerlerin tümünün 70 ve üzeri yaşlarda olmalarının bir nedeni de budur. Oral benim TÜYAPın kültür fuarlarının genel koordinatörü olduğumu bilir, bir telefon açıp sorsaydı bunları anlatırdım kendisine. Yapmadı. Herhalde bir bildiği vardır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları