Sokağa Çıkacak Yüzleri Yok!..

15 Kasım 2014 Cumartesi

Çevreyi ve doğayı koruma mücadelesi...

Doğal ve kültürel yaşama sahip çıkma direnişi...

Saldırı tırmandıkça, mücadele de yükseliyor.

Ne yana baksak sermayenin azgın saldırısına, onun önünü açan iktidarın doymak bilmeyen hırsına tanık oluyoruz.

Maden, taş ocağı, termik santral, otoyol, baraj...

Park, bahçe, dağ, taş, ağaç, orman, deniz, göl, akarsu, kıyı dinlemeden yağmalıyorlar.

Daha çok kazanç, daha çok kâr uğruna tüketiliyoruz.

Bakar mısınız ?

Efemçukuru, İzmir’in içme suyunun yaklaşık yüzde 40’ını karşılayan Tahtalı Barajı koruma alanı sınırında.

Üstelik 200 bin kişinin içme suyunu karşılamak için planlanan Çamlı Barajı’na su sağlayacak derelerin mutlak koruma alanı içinde.

Kente kilometrelerce uzaklıktaki Gördes Barajı’ndan su getirilirken, Çamlı Barajı, Efemçukuru’ndaki altın madeni uğruna gözden çıkarılıyor.

Açılan galerilerle dağlar delik deşik edilirken İzmir halkı gelecekte susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya bırakılıyor.

Madendeki kazı çalışmaları nedeniyle ağır metaller, havaya, suya karışıyor.

Son yağışlarla maden atıkları Efemçukuru’nun içme suyuna karıştı. Sudaki demir ve magnezyum değerleri yükseldi. Bunun üzerine su akışı kesildi.



Büyükşehir belediyesinin yapmak istediği baraj engelleniyor.

AKP iktidarı, “çokuluslu altıncılar kazansın” diye bir kentin çıkarını, yarınını, insanını nasıl da hiçe sayıyor!

AKP’li İzmir milletvekillerinin ve yöneticilerinin salt bu gerekçeden ötürü sokağa çıkacak yüzleri olmamalı aslında...

Aynı madenin kapasitesini artırmaya uğraşıyorlar şimdi de.

Geçen ay kapasite artışı için olumlu ÇED raporu verilmesinden sonra, bu kararın iptali için açılan davayla ilgili bilirkişi incelemesi yapılmıştı.

Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi uyarıyor.

Altın madeninin çevreye büyük zarar verdiğine dikkat çekiyor.

İşletmenin, bölgedeki doğal yapı, tarım alanları, toprak ve su kaynakları için risk taşıdığını vurguluyor.

İşletmenin kârı ve ekonomi uğruna, insanların ve doğal yaşamın heba edilemeyeceği ortada.

Bakalım yargı ne diyecek?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları