Ey Akıl, Biraz Bize de Takıl...

15 Kasım 2014 Cumartesi

Taze ana haberlerin içinde önce ABD kaynaklı Suriye politikalarına yönelik önemli bir yaklaşım değişikliğinin başlık olduğu haberlerine takıldık. Güvenilir kaynaklar, ABD’nin Suriye politikalarında Esad’ın götürülmesinin öne alınacağı anlamlı bir strateji değişikliğini doğruluyorlardı. Obama uzmanlarından strateji değişikliği üzerinden gereken çalışmaların yapılması, raporların hazırlanmasını istemişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu Türkiye’nin ısrarla önerdiği politikalara yaklaşım anlamına gelen bu değişikliği memnuniyetle karşıladıklarını dillendiren açıklamalarda bulundular.
IŞİD’le mücadele politikalarında Irak ve Suriye’ye birlikte bakılması, Türkiye’nin önerilerinin bütününe, Esad’ın bir an önce götürülmesine ilişkin uyarılarına dikkat edilmesi tezlerini anımsattılar. Başbakan, gerek Irak gerekse Suriye’de yönetimde yer alamayan, siyaset dışına itilen yapıların varlığının (adını koymadan Sünnilerin yönetim dışında kalmalarının) IŞİD’in ortaya çıkması, güçlenmesi üzerindeki rolünün altını çizerken, oluşacak yeni siyasal yönetimlerde dengeli ağırlığının oluşturulmasına katkıdan söz ettiler. Haberlerin başlıklarında ABD’nin Türkiye’nin tezlerine yakınlaştığı vurgulamaları ağırlık kazanmışken.. birkaç gün öncesine kadar tam tersi vurgulamalarla, ABD’nin benzer yinelemeler içinde bölgede önceliğinin IŞİD’le savaş olduğu, Irak’ın yönetiminin, topraklarının savunmasının destekleneceği, ABD’nin askeri desteğinin Suriye’ye değil, Irak’a yönelik olduğu, ayrıca Suriye’ye dönük, Türkiye sınırına yakın Kobani savunmasına, özerk Suriye Kürt yönetimi ile ortak direniş hareketlerine destek verileceği açıklamalarını anımsayalım... Türkiye’nin sınır savunma hattı önerisi onaylanmamış, peşmergelerin Kuzey Irak’tan Türkiye üzerinden Kobani’ye taşınmalarında diretilmişti.
ABD’nin dış politikasında güç dengelerine bağlı, çarpıcı değişikliklere alışkın, kulaklarımızı kabartmışken.. ABD’den yalanlama geliyor. IŞİD odaklı politikalarında bir değişikliğin söz konusu olmadığı, Irak’ın savunulmasının esas alındığı, Suriye, Esad’a ilişkin önerilerin, ileri tarihlerde gündeme alınabileceğibilgilendirmeleri eklemleniyor. Önceki haftalar, ayların projelendirmelerinin ekseni değişmemiş. ABD Irak’ın kendi eseri olan bugünkü Bağdat ve Kuzey Irak Kürdistanı yönetimleriyle işbirliği içinde, Irak öncelikli havadan bombardıman, lojistik desteklerini sürdürecek... Kobani için, Kuzey Irak Kürtleri, peşmergeler odaklı askeri güçlendirme çabalarında da... ElbettePKK, PYD, Özgür Suriye Ordusu grupları bu savaşların tarafı oldukları ölçülerde söz konusu destekten paylarını alacaklar...
                                                            ***
Suriye’de 3 yılda 200 binin üzerinde insanın öldüğü, göç etmek zorunda kalanların birkaç milyonla sayıldığı haberlerini sosyal medyadan okumak, insan hakları örgütlenmelerinin çağrıları, stratejik konumları değiştirmede bir işe yaramıyor. Son Halep katliamları üzerinden yapılan acil çağrılarda, değişen verilerle 2-3 bin sivilin öldüğü, on binlerin kenti terk etmek zorunda kaldığı gerçeği, Halep’i stratejik öncelikler gündemine sokamıyor... Dünün ABD askeri kaynak açıklamalarında Irak yönetiminin IŞİD’le baş edebilmesi için daha 80 bin askere gereksinimi olacağı anımsatılıyor, Suriye’de Esad’ın gitmesinin IŞİD’in yenilmesi için yetmeyeceğinin altı çiziliyor...
Yine dünün en son haberleri içinde Ukrayna’nın doğu bölgesindeki sıcak savaşta Rus askeri güçlerinin yeni desteğinden söz açılıyor, bugüne kadarki çatışmalarda ölenlerin sayısının 4 bine, evlerini terk edenlerin on binlere ulaştığı, Ukrayna’nın da bölgeye askeri birlik aktarımı yapmakta olduğu bilgileri veriliyordu..
İşte komşu sınırlarımızda, sonuçları bize de çoktan sıçramış tehditleri, ekonomik, sosyal, siyasal sonuçları, bakmakla yükümlü olduğumuz milyonlarca savaşın göçmeniyle.. çok can yakıcı gündemlerimiz varken... Barış süreci gündemli yaşamsal gelişmeler, İktidarlarının demokratik işleyişi rafa kaldırarak, halkımıza giydirdiği deli gömleği, bildiğini okuma icraatlarında yaşanan derinleşen cepheleşmelerin, iç çatışmaların, sayılamayacak kadar çok sorunlar yumağında, can-mal, doğa-değerler katliamlarında... Kayıplarımız katlanırken, bizim medyatik gündemimizde tuzak çatışmalarımız ne?
Cumhurbaşkanlığı “... sıfırlı rakamlarla dudak uçuklatan kamu harcamalarına yol açan Atatürk Orman Çiftliği’ni betona çeviren bin odalı lüks saraya ek yavru saray ile caminin de hızla yapılacağı bilgisi ile birlikte ruhsatlı olduğunu” duyuruyor. Saatler geçmeden meslek örgütleri, binalar gibi ruhsatların da kaçak olduğu duyurusu ile 34. davalarını açmak zorunda kalacaklarını bildiriyorlar... Günümüz iş cinayetleri, Gezi ile tırmanan, 6-7 Ekim’den sonra noktalanamayan, faili meçhul, polis eliyle, çatışmalarda ölenlerimizi, kayıplarımızı toplamaya korkuyoruz. Cumhurbaşkanı, Başbakan çıkışlarıyla gündem değiştirme oyunu sahneye giriyor. Medya ana haberleri, tekmili birden açık oturumlarda.. günümüzü, bugün yaşadıklarımıza karşı duruşu unutuveriyoruz... 80 yıl öncesiyle, Dersim’de yaşanan insan hakları ihlalleriyle hesaplaşma tuzağında parçalanıyoruz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bayram benim neyime? 9 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları