Büyük ahlâk bunalımı

30 Mayıs 2019 Perşembe

Bir toplumda ahlâkın kaynağı:
1) Gelenekler, görenekler...
2) İnanç yani din...
3) Üretim biçimi...
4) Siyasal rejim...
5) Bunların sonucu olarak ortaya çıkan, zorlayıcı, cezalandırıcı kurallar koyan devlet...
6) Son olarak da devletin ahlâk anlayışını zorlayıcı kurallarla topluma aktaran hukuktur.
Tarihsel olarak bu ahlâk anlayışı:
1) Göçebe kabile toplumlarında reis tarafından...
2) Din Tarım Toplumlarında, toprak ağası, şeyh, şıh, papa, patrik, halife, kral, şah, padişah tarafından...
3) Kent Endüstri Toplumlarında “Hukuk Devleti” tarafından...
Temsil ve topluma empoze edilir.
Sonuç olarak “Genel Ahlâk” günümüzde bir toplumda “Hukuk Devleti” tarafından temsil ve empoze edilen ahlâktır.
Peki “Hukuk Devleti” nedir?
“Hukuk Devleti”, insanlık tarihinin birey ve devlet ilişkileri bakımından eriştiği en son aşamadır:
1) Bütün insanların doğuştan devredilemez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu gerçeğine dayalıdır.
2) Hangi kimlikten (din, mezhep, ırk, milliyet, cinsiyet) olursa olsun, bütün insanların bu temel hak ve özgürlükler açısından eşit olduklarını kabul eder.
3) Devletin insanlar tarafından yaratılmış olduğunu, insanların güvenliği ve mutluluğu için var olduğunu bilir.
4) Devlet, kendisini oluşturan insanlar üzerinde zor kullanma gücüne sahip olduğu için, bireyleri, tek tek, grup ya da örgütler halinde, bu devlete karşı korumakla yükümlü olduğunu bilir.
5) Devletin zor kullanma gücünü ve hakkını, kendisini oluşturan bireylere karşı kötüye kullanmaması için, devletin bütün eylem, söylem ve işlemlerinin denetlenmesi görevini, siyasal iktidardan bağımsız olan yargıya vermiştir.
6) “Hukuk Devleti”nin tek ve biricik güvencesi, devletin bütün eylem, söylem ve işlemlerini denetleyen bağımsız yargıdır.
7) Hukuk Devleti, toplumun genel ahlâkını bağımsız yargı aracılığıyla oluşturur ve korur.

***

Cumhuriyet, Din Tarım Toplumu Ahlâkı’ndan Kent Endüstri Toplumu Ahlâkı’na geçişi hedefliyordu.
Elbette, bu Ahlâk dönüşümü, kentlerde daha hızlı olmuş, köylerde daha yavaş ve zor meydana gelmiştir.
Sonuç olarak Kentsel Endüstriyel bir kültür ve Ahlâk anlayışı henüz topluma tam yerleşmemişken,1950 yılından itibaren tarıma (köye) traktörün girmesiyle, köylerden kentlere doğru müthiş bir akım başladı.
Buna hazır olmayan kentler, bir geçiş çözümü olan “Gecekondulaşma” ile karşı karşıya kaldılar.
Sevgili Mübeccel Kıray’ın “Tampon Kurum” dediği gecekondu süreci, köyden yani Din Tarım Toplumu Ahlâkı’ndan kopmuş ama Kent Endüstri Toplumu Ahlâkı’nı yani kentliliği benimseyememiş bir nüfus yarattı.
İşte iktidar bu nüfusu da istismar ederek aşağıdaki 2 grubun desteğiyle “Büyük Ahlâk Bunalımı”nı yarattı.
Bu “Büyük Ahlâk Bunalımı”:
1) Erdoğan/AKP iktidarının:
2) Bu iktidarın o zamanlar “Fethullah Gülen Hocaefendi Hazretleri” diye liderini yere göğe koyamadıkları ve şimdi “Fethullah Gülen Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması, FETÖ” diye terör örgütü olduğunu kabul ettikleri “Cemaatle” el ele...
3) “Yetmez Ama Evetçi” sözde “liberal/solcu”, özde (kendi deyimleriyle) “Kullanışlı Aptal” olan gazeteci/ yazar kamuoyu liderlerinin desteğiyle...
Toplumdaki ahlâkın oluşumundan ve korunmasından sorumlu olan “Hukuk Devleti”ni ve onun aracı olan “Bağımsız Yargıyı” yok etmesi ile yaşandı.
-Kadın öldürenler takım elbise giydikleri için “iyi hal indirimi” alıyor...
-Ana muhalefet liderine, gazetecilere, yazarlara saldıranlar, onların hayatlarını tehdit edecek derecede şiddet uygulayanlar, serbest bırakılıyor...
-Kendilerine emanet edilen çocuklara tecavüz edenler korunuyor...
-Kız çocuklarıyla evlilik teşvik ediliyor, çocuk yaşta hamilelikler artıyor; bırakınız çocukları, bebeklerle ilişkiyi anlatan/savunan kitaplar yayımlanabiliyor.
-Ama sosyal medyada muhalifler takip ediliyor, baskı altına alınıyor, CB’yi eleştirenler, hakaret suçlamasıyla hapse atılıyor.
-Hazine garantili yatırımların maliyetleri akıl almaz biçimde artıyor ve kimse hesap soramıyor.
-Kupon arsalar üzerinde yandaş gökdelenler yükselmeye devam ediyor.
-Siyasal liderler yalan söylüyor, “Mecburdum” diye açıklama yapıyorlar.
-Medya yalan haber yapıyor, sahte, montajlı görüntüler yayımlıyor; politikacılar bunları kullanıyor.
-Olmayan “oy çalma iddialarına” dayanarak seçim iptal ediliyor.
-Kimsenin mal ve can güvenliği kalmadı. KHK’lar herkesi tehdit ediyor.
-Pek çok ilgisiz kişiye terör örgütü destekçisi suçlaması yapılıyor, ceza veriliyor, hapse atılıyor.

***

Toplumun temellerini sarsan bu “Büyük Ahlâk Bunalımı”:
Bu yalancılık, bu sahtekârlık, bu ahlâksızlık, bu yağma, bu cinsiyetçilik, bu pedofilileri koruma, bu KHK’lar, bu hapisler, AKP yöneticilerini ve taraftarlarını hiç rahatsız etmiyor mu?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları