Cüneyt Arcayürek

Zikzak Politikalar...

16 Kasım 2014 Pazar

Başbakan AD bir öncekinin tıpkısının aynısı.
Bir önceki kendi söylediklerini kendi yalanlar; daha önceki sözlerini anımsamaz, umursamazdı. Hâlâ öyle ya...
Bir sonraki Başbakan da üzüm üzüme baka baka kararır derler ya; işte aynen öyle.
Örneğin şu bedelli askerlik sorunu.
Orman Çiftliği’ndeki dünyanın eleştirisini üzerine çeken bin odalı sarayına sığınmadan önce, başbakan iken bedelli bugün yarın olacak der, sonra da ordunun askere ihtiyacı var der, kıvırırdı.
Bir bakarsınız üç beş gün geçtikten sonra, nereden nasıl rüzgâr esti ise bedelliyi inceliyoruz, Genelkurmay’ın da olurunu aldık mı tamamdır der, askerden para karşılığı kaçmaya hazırlananlara yine bir umut verirdi.
AD de öyle. Maşallahı var, kıvırma sanatında bir öncekini aratmıyor.

***

Bedelli konusu yine gündeme getirildi. Ben diyeyim bir hafta, siz deyin ki on beş gün önce soru üzerine; “Bedelli konusunu kapattık. Olmayacak” dedi.
Vatan hizmetini askerliği alargaya alarak yerine getirmek isteyenlerin bu karara sesleri çıkmadı.
Meğer konuyu gündeme getirmek, Başbakan’ı da olur yönde hizaya getirmek için çabalar sürüyormuş.
Elli kişinin araya girmesiyle işçi güvenliği ile ilgili önlemlerin hiçe sayılması pahasına sakıncalı madenlerin işletmeye açıldığını ilgili bakanın itiraf ettiği bir ülkede; bedelli konusu neden tekrar gündeme gelmesin?
Başbakan da bakanı gibi bilinmeyen etkili kişileri kıracak değil ya...
Bedelliyi bekleyenleri sevindirir ama genelde kamuoyunu, yahu bu nasıl hükümet, dün söylediğinin, ötekisi gibi bugün aksini açıklıyor demesi olasılığını umursamayarak...
...G-20’ler toplantısı için gittiği ta Avustralya’dan.. bedelli sorusuna “Sayıları yüz binleri bulan verimli askerlik çağını geçmiş arkadaşların durumunu çözüm için arkadaşlarımla bizzat görüştükten sonra açıklarım” dedi ve...
...Tabii bu açıklama, hemen her çevrede bedelli yolda diye yorumlanıp ilgililerine müjde diye duyuruldu TV’lerden...

***

Bedelli konusu bir hesap kitap sorunu diye bu zikzakları sineye çekelim.
Ama bu Başbakan’ın, ABD’nin Suriye politikasını değiştirmeye hazırlandığı haberini Amerikan CNN’inde duyar duymaz, daha sonraki aynı konudaki gelişmeleri beklemeden, öğrenmeden yaptığı hükümet görüşünü içeren açıklamalarını nereye sığdıracağız?
Zira AD, bu haberi duyar duymaz; yıllardır savunduğumuz Esad gitmeli tezimize nihayet ABD de yaklaşıyor, diye taa Avustralya’dan derhal bir açıklama yaptı.

***

O sırada Amerika’dan art arda yalanlamalar geliyordu.
Beyaz Saray Güvenlik Sorumlusu “Suriye poltikasının değişmediğini” bildirdi medyalarına.
Daha önemlisi, Kongre’nin bir komisyonunda Savunma Bakanı Chuck Hagel; “Esad denklemin bir parçası. Sadece Esad’ı bugün değiştirebildik, ama bu IŞİD’i çıktığı kutunun içine koyamazdık” diyen bir açıklama yaptı.
Yalanlamaların bizi yakından ilgilendiren yanına gelince; RTE’den AD’ye olanca ağırlığımızla uluslararası platformlarda izlediğimiz Esad’ı devirme politikamızı Hagel, iki cümle ile “Esad’ı devirsek ne olacaktı? Yerine kimi koyacaktık” diye anlamsız bir duruma itiverdi.
Ama Başbakanımız AD, boynundaki davuldan başkasının elindeki tokmağın çıkardığı gürültü nedeniyle...
...ABD’nin Esad konusundaki tezimize yaklaştığını söylediği sıralarda, Okyanus ötesinden arka arkaya yapılan yalanlamalardan anlaşılan haberi yoktu.

***

AD, G-20’lere katılan Başkan Obama ile yalanlanan konuyu görüşeceğini açıkladı. Herhalde yalanlamaları duymazlıktan gelerek, yalanlamalara önem vermediği havasında Başkan’ı politika değişikliğinden ötürü kutlayacak, birlikte Esad’ı devirmek için neler yapacaklarını soracak!
Öncekinden menkul; bildiğim bildik, burnum dimdik havasındaki Başbakan’la böyle bir davranış olasılığına olmaz demeyin.
Dünyada benzerleri olmadığına inanan son devir RTE gibi, AD gibi politikacılarımızın böyle davranışta bulunmaları daima akla yakın geliyor da!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları