Yeni Parti ve CHP Saptı mı?

17 Kasım 2014 Pazartesi

“Orhan Bey, Emine Ülker Tarhan’ın partisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kitap Fuarı’nda Kırmızı Kedi’nin standında “Çatışmanın Anatomisi” adlı yeni kitabımın imzası sırasında bir okurun bu sorusunu nasıl yanıtlamam gerekiyordu? Şüphesiz bazı düşüncelerim vardı. Toparlayıp yaklaşık şu yanıtı verdim; genişleterek paylaşıyorum:

Hayırlı olsun... eğer önümüzdeki seçimlere yönelik bir beklentileri varsa, şans vermem... Kutuplaşmanın ve iktidara yönelik nefretin bu kadar zirveye tırmandığı zamanlarda ana kutuplar kendilerini korurlar... Ana partiye yönelik önemli bir kopma olmaz... Milletvekillerini belirleme sürecini bekleyelim. Vayy beni yapmadıncılardan bir kısmı Emine Hanım’a yanaşabilir.
Peki bir kopma beklemiyor musunuz? CHP’nin memnuniyetsiz bir kitle yarattığı fikrine katılıyor musunuz? Emine Hanım bunun bir dışavurumu değil mi?
2015 seçimleri sonrasında CHP içinde büyük bir hesaplaşma beklenebilir. Büyük kopma, ikiye yarılma falan demiyorum, hesaplaşma diyorum... Bu da normaldir, bu yönetimle bu kadar seçim geçirmiş bir kadro var... Çeşitli açılımları var... Ama oy verenlerin “başarı” diyebilecekleri, onları memnun edecek bir sonuç olacak mı, CHP Kurultayı karar verecektir...

Seçmen tabanındaki tepkiyi küçümsüyor musunuz?
Yoo bir tepki var... Seçmen veya CHP’li aktivistler diyebileceğimiz, yani ideolojiyi ve mücadeleyi ön planda tutan bir grup insanın sürekli olarak yönetime karşı tepkisel duruşunu görüyoruz. Bazen çok sert bir dille!.. Bunlar özellikle “ulusalcılar” diye ön plana çıkıyor veya öyle nitelendiriliyor. Bu, CHP içinde bir iktidar mücadelesidir aynı zamanda, bu nedenle de sert ideolojik ayrımlarla sürdürülmek zorundadır. İddialarının veya eleştirilerinin hepsinin “doğru” olması gerekmez.

Dersim feodal başkaldırısı ve PKK
CHP ilkelerinden ayrılma yok mu?
Bir grup aktif CHP’linin veya CHP seçmenine seslenen başka küçük partilerin yoğun ve sürekli eleştirileri var... CHP geçmişi savunamıyor. İktidar yıllar boyu örneğin Dersim’de yaşananları CHP’nin başına kakar durur. Onlar da araştırma komisyonu kuralım derler. Ama iktidar yine vurur; şimdi sahtekârca Alevileri koparma politikası izliyorlar. Aleviler bir siyaset aracı veya yemeğine dönüştürüldü.

Bazı Aleviler de kafakola alınmışa benziyor. Onların tabanları nedir bilmem. İsyancıların feodal lideri kutsanıyor. Diyanet, Alevilere kültürsünüz diyor... Komik komik vakıf önerileri var. Sünni siyaset, Alevileri ve onunla birlikte CHP’yi de yemek istiyor. Sanırım bilmem ne isyancının işte mezarı diyecekler, aslında Aleviler arasında bugün bir karşılığı var mı, hiç bilmediğin bir kişinin sırtından sanal ve imaj puanı toplayacaklar.
Bakın, sahtekârlık şurada: Bugün Dersim isyanının bastırılması dönemindeki gerçekten pek çok aşırılığı, öldürmeleri politikasına dolayanlara sormak gerekir: Bugün PKK’ye karşı neden savaşıyorsunuz... 40 binden fazla insan bu savaşa kurban gitti... Neden? Verin istedikleri toprakları PKK’ye bitirin işi... Neden “vatan bölünmez” havasındasınız? Dersim’de de feodal ağalar ne istiyorlardı?

Din açılımı mı?
Din, laiklik ve türban konusu da tartışma meselesi...
CHP’de politik bir inanç var: Millet bizi dinsiz imansız biliyor, bu nedenle muhafazakâr seçmenden oy alamıyoruz... Kitleleri öyle olmadığına inandıralım diyorlar. İslamcı sözcüler alıyorlar. Onlar CHP’lilere küfür gelebilecek sözler söyleyince ipler geriliyor. “Validebağ’a Diyanet karar versin, cami gerekli desin, biz de destekleyelim...” gibi zırva politikaların sahipleri ortalıkta...

Daha, Diyanet’in, RTE siyasetinin bir aleti olduğunun, yeşil ve boş alanlarının tamamen imara açılmasının ve caminin burada bir koçbaşı olarak kullanıldığının farkında değil... O mu karar verecek oradaki millet adına! Camilere toplu gitmeler, imamlara gidin demeçleri... Dine açılım, tam RTE’nin dinci politikalarının tersyüzü oldu. Git imamları ziyaret et, kendini anlat, oyunu iste, bunun için davul mu çalman gerek...
CHP’nin laiklikten çıktığını söylemek boş laf tabii. Ama, laikliği, ikide bir laiklik diyerek savunamazsın, alternatif politikalarla bunu gösterirsin... Ama CHP, RTE’nin dini alet eden ve dincileşme politikasına ciddi yanıt veremiyor... Sanki onun girdabına sürüklenmiş gibi...

Yetmez ama evetçi açılım
Peki Murat Belge’leri toplantılara çağırmak?
Murat Belge gibi, yıllar boyu RTE iktidarının önde gelen istihkâm elemanlarından birini ve Ayşe Hür gibi işi gücü sürekli genç Cumhuriyet ile hesaplaşmak olan ve iktidarın ideolojik toplarına barut dolduran bir tarihçiyi, Birinci Dünya Savaşı kongresine çağırmaları ilginç. Bu ikisi de Mustafa Kemal’i diktatör, faşist diye kötüler... Bu, Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine karşı çıkanlara kucak açma politikasıdır. Murat ve Ayşe’lerle mi oy toplayacaklar?! Çoook gülerim...
Bakıldığında bu politikalarla CHP bir şeylere dönüştürülmek isteniyor manzarası ortaya çıkıyor... Ben bunları “üç-beş oy daha alalım, aşağı düşmeyelim, yoksa iktidarı bırakmak durumunda kalırız” panik davranışlarına yorumlamak isterim. Ama panik davranışlarsa veya bir oy karşılığı yoksa, dışarı oy kayması vardır. Bu net olarak Cumhurbaşkanlığı seçiminde görüldü.
Bu politikalara mimarlık yapanlar kim?
Kılıçdaroğlu’na esas fiili danışmanlık kim(ler) yapıyor ve siyasi, sosyolojik analizlerle yönlendiriyorsa onlar... Bilemem.
Emine Ülker Tarhan’ın partisine gelince... Kurucularından biri “ulusalcı falan değiliz, merkez partisiyiz” dedi... CHP’de parti kuracak çok insan var... Birinciliği Tarhan göğüsledi...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları