Kemalizm Nere AKP Nere?..

17 Kasım 2014 Pazartesi

Sınırsız düşünce özgürlüğü olmadığından geleneksel olarak hastalıklı olan ülkenin düşünce ortamı son zamanlarda tam anlamıyla saçmalıklara saplanıyor.
Kendilerini liberal ve solcu olarak tanımlayan çok sayıda yazar ve yorumcu, AKP iktidarının baskıcı uygulamalarını, İslami, dindar, lümpen, cüppeli gibi değişik tamlamalar kullansalar da esas olarak İslamcı Kemalizm olarak tanımlıyor. AKP’nin özellikle 2011 genel seçimleri sonrasında hak ve özgürlükleri giderek sınırlayan tutumu ile Cumhuriyetin kuruluşundan sonra yaşanan baskılar eşdeğer sayılıyor; eşitleniyor. Geçmişte çekincesiz AKP’yi destekleyenler yer yer “evet’leyenler şimdi bu partinin yaptıklarına bakıp bu “Kemalizm yahu” diye çığlık atıyor!
Nedeni ne olursa olsun; kurgulayanlar kim olursa olsun, bu eşitlik tek sözcükle yanlıştır. Bu ikilinin ne içeriği ne de biçimi ilişkilendirilebilir; bu eşitleme, bilimsel gerçeklerden tümüyle uzaktır.

***

Cumhuriyet, Osmanlı’dan başlayan çağdaşlaşma çabalarını doğal sonuçlarına taşıyan niteliksel bir dönüşümdür.
Yinelemeliyim, Kemalizm, Atatürkçülük ve Cumhuriyetin değerlerini savunmak eşanlamlıdır. Cumhuriyet çağdaşlaşması çekirdeğinde evrensel değerleri taşır; bunlar, üreterek özgürleşme; egemenliğin kaynağının gökten yere indirilmesine dayanan eşitlik ve bilimsel bilginin yol göstericiliğidir. Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti, çağdaş eğitim ve bilim, gerektiğinde devlet eliyle sanayileşme; kurumlaşma ve yönetim alanındaki düzenlemeler; sanata önem verilmesi; devletin değişik sermaye kesimlerine eşit uzaklıkta durması; toplumsal dayanışma ve tüm komşu ülkelerle barış o çekirdeği çevreleyen ve özgürlüklerin gelişmesine temel ve destek olacak dayanaklarıdır.
Kemalizm baskıcılığı, Cumhuriyetin çağdaşlaşmasına; köklü değişim ve dönüşüme ayak uyduramayanların dışlanmasından, kimilerinin yurtdışına sürgün edilmesinden ve kimilerinin de yargılanmasından başka bir şey değildir. Kemalizm bu bakımlardan kuşkusuz eleştirilebilir.
Gelelim AKP’ye. AKP uygulamaları yukarıda sıralanan ve daha da çoğaltılabilecek olan Cumhuriyetin değerlerinin hiçbirine sahip değildir. Niteliği, AKP’nin bu değerleri benimsemesine izin vermez. Bu ülkede üretimin, eğitimin, hukukun, bilimin, kültürün ve sanatın AKP’nin elinde içine sürüklendiği yürekler acısı ilkel durumu bu ülkenin liberal yazar ve yorumcuları nasıl görmez? Arsa rantçılığına dayanan AKP kapitalizmi, emekçileri ölümüne sömürürken doğal çevreyi de, tarım alanlarını da yerli ve yabancı yandaş sermayeye talan ettiriyor. AKP’nin gerçek fıtratını, kuramcısı yeni Başbakan geçen hafta yaptığı açıklamada “Maden kazalarından devlet sorumlu değildir” diyerek özlü bir biçimde sergiliyor. Liberal yazar ve yorumcular bu anlayışı her nasılsa Kemalizm ile eşit tutabiliyor.

***

Eşitleme işleminde kullanılan kilit sözcük vesayettir. Kemalizm ve AKP vesayetçi olarak eşitleniyor. Bilindiği gibi vasi “bir yetimin ya da akılca zayıf, hasta birinin malını yöneten kimse” anlamına gelir.
Cumhuriyet, Kurtuluş Savaşı başkaldırısıyla bu toprakların üzerinden yabancı vesayetini kaldırmayı başarmış ve ekonomik ve toplumsal gelişmenin özgürleştirici temellerini atmıştır.
Dış ilişkilerde Türkiye’yi ABD vesayetine sokan AKP, ülke içinde de, sermaye gücünü kullanarak, eğitimiyle, üniversitesiyle, basınıyla toplumun özgür sesi olabilecek kesimlerinde de İslamcı vesayeti, kaskatı bir biçimde yerleştirmeye çalışıyor.

***

AKP, insanlığın gelişmesiyle ulaşılan Cumhuriyetin değerlerini sürekli olarak törpülüyor ve giderek bunlara yaşam hakkı tanımıyor; yok ediyor. Durum bu kadar açıkken, liberal yazar ve yorumcular, bir büyük düşünce cinayeti işliyor; aklın onaylamayacağı bir yanlış yapıyor: yaratmaya ve yaşatmaya uğraşan ile yok etmeye çalışanı eşitliyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları