Özdemir İnce

AKP’nin komik trajedisi

09 Haziran 2019 Pazar

Abdellatif Laâbi (1942) Arap dilinin en büyük şair ve aydınlarından biridir. Adını duyduğum, şiirlerini okuduğum 1970’lerde Fas’ta hapishanedeydi. Nâzım Hikmet’in izinden giderek Arap şiirini dönüştüren şairlerin başında geliyordu. 1985 yılında Fransa’ya sığındı. 1986 Mallarmé Şiir Ödülü’nün Henri Meschonnic’e verildiği törende bizi Adonis tanıştırdı. Dilimize çevirdiğim şiirlerini Acı ve Gülümseme adıyla 1991 yılında Can Yayınları’nda yayımladım. Aynı yıl TÜYAP Kitap Fuarı’nın davetlisi olarak İstanbul’a geldi. Yerini çok iyi hatırlıyorum: Sıraselviler’de tam Belçika Konsolosluğu’nun önünde Hayalimdeki Müslüman ülke işte tam böylededi. Gözleri buğulanmıştı.

***

Abdellatif Laâbi’nin bu cümlesini 2002’ye kadar birçok Arap dostumdan duydum. Artık kullanıyorlar ama o zamanlar “laiklik” demiyorlar “Devlet ve Dinin ayrılması” demeyi tercih ediyorlardı. Artık “laik” ve “laiklik” demeye başladılar. Bir zamanlar içtenlikle özendikleri Türkiye’nin geleceği için şimdi kaygı duyuyorlar. Onlar kaygı duyadursun, AKP denen parti Emevi Araplığına tutkuyla öykünmekte. İşte bu nedenle “komik” sıfatını kullanıyorum.

***

AKP kafası geleceği dinde aradığı için gülünçtür. Bütün dinler durağandır ve durağan olan, duran her şey ölür. AKP bütün meslekleri dinselleştirerek, geleceği imam hatip okullarına ipotek ederek bir kez daha gülünç olmuştur.
İnsan biraz düşünür ve sorar: Yahu biz neden geçmişe sığınıyoruz; geleceği geçmişte arıyoruz; neden bir şimdimiz ve geleceğimiz yok. Neden dünya çapında, çok sayıda (ve özellikle de imam hatipli bir tek) matematikçimiz, fizikçimiz, kimyacımız, biyoloğumuz yok.
Şunu da sor: Yurtdışında yaşayan, orada kariyer yapan, koltuğumuzu kabartan, ödüller verdiğiniz bilimciler arasında bir tek imam hatipli var mı?
Bu soruları, bütün İslam âlemini içine alacak kadar genişlet, aralarında bir tek “imam” kökenli bilimci var mı? Sonra Nobel ödülü listesine bak: Kaç Müslüman, Hıristiyan, Musevi, Budist, Şintoist ve Ateist var?
Şöyle bir çevrene bak: Hıristiyan dünyasında kaç ülke kendine her konuda İncil’i referans alıyor; hukukta 2 bin yıllık Hıristiyan şeriatına başvuruyor.
Düşün ki din hiçbir şeyin devası değildir. Din sadece dindir! Ve İslam 1500 yıl önce durduğu yerde durmaktadır. Yarışmayı, boy ölçüşmeyi bir yana bırak, laiklik olmadan, bu dünyada ayakta duramazsın!

***

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, 19 Mayıs 2019 günü Samsun’da, Türkiye’nin bekası için 2023 vizyonundan söz etti. İ’lây-ı kelimetullah yolunda, şehâdet ve gaza kavramlarını şiar edinen ecdadımızın yolunda yürümekten mutluyuz diyerek, Büyük Millet Meclisi ordularının kazandığı Kurtuluş Savaşı’nın din sayesinde kazanıldığını ilan etti. İ’lây-ı kelimetullah, İslamın yüceliğini ve Kuran’ın üstünlüğünü savunmak anlamına geliyor ki Türkiye Cumhuriyeti devletinin böyle bir amaç ve görevi yok. Şaçma!

***

Samsun’daki mürteci müsamerede figüranlık yapan ve büyük bir ihtimalle de imam hatipli olan Gençlik ve Spor Bakanı M. M. Kasapoğlu, “İslam adına, kâfirler üzerine sefer yapmak ve bu uğurda ölmek” gibi zırvayı ilke edinen ataların yolunda (!) yürümekten dolayı çok mutluymuş. Bakan Kasapoğlu’nun, söylediği çok tehlikeli cümlenin Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerine karşı olduğundan haberi bile yok. Beyni yıkanmış! Mustafa Kemal Paşa’nın, “İ’lây-ı kelimetullah yolunda, saldırgan bir amaçla Samsun’a çıkmadığını da bilmiyor... Kurtuluş Savaşı, antiemperyalist bir savunma savaşıdır. AKP işte bu nedenle, tarih cehaleti yüzünden, bir kez daha acınası gülünç!
Türkiye’yi, İstanbul’u bir yana bırakın, bu insanlara bir köy bile emanet edilemez!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları