Enver Aysever

İmamoğlu’nun büyük yanılgısı!

13 Haziran 2019 Perşembe

Ekrem İmamoğlu İstanbul’un seçilmiş belediye başkanıdır.
Yazmıştım; “İmamoğlu, Yıldırım ekran tartışması yanlıştır” diye. Bazısı “neden” diye soruyor. Meşruiyeti olmayan bir adayı, onunla baş başa tartışmayı kabul ederek kendiyle eşitlemiş oldu İmamoğlu. İlla bir tartışma yapılacak idiyse: “Bu seçim 31 Mart’ta bitti, Binali Bey’le orada hesaplaştık, şimdi Erdoğan ile yarışıyorum, tartışmayı da onunla yaparım” demeliydi İmamoğlu. Böylece 39 ilçede miting yapmaya niyetli Cumhurbaşkanı’nın gerçek rakibi olduğunun altını çizer, hesapları bozardı. Ekrem İmamoğlu’na kim akıl veriyor bilemem, ancak hep söyledim hukukta ısrar etmek gerekirdi. Seçimin yenilenmesi hukuksuzdur, dayatma sonucudur.

Gizlenen Erdoğan!
Erdoğan bir anda sahadan çekildi. Rastlantı değil bu. İstanbul’da sadece Binali Yıldırım afişleri görünüyor. Mitingler iptal, nerdeyse ekrana bile çıkmıyor RTE. Niye? O da gördü ki, öfkeli, saldırgan dil seçmeni itiyor. Bugüne dek Erdoğan imajı ile tüm engelleri aşan AKP, şimdi tersini yaşıyor, tam da onun çizgisi yüzünden tabanından bile tepki alıyor. Hırçınlaştıkça Erdoğan daha çok hata yapıyor, hata yaptıkça hırçınlaşıyor! Bir kez eğri aşağı doğru gitmeye başladı mı, geri döndürmek güçtür. Pazar akşamına ne türden hazırlık yapılıyor bilemem, ancak, eğer olur da bir yolunu bulup Binali Yıldırım’ı seçimin galibi ilan etmeyi başarırlarsa, İmamoğlu’nun itiraz edeceği dayanağı kalmadı. Oysa meşruiyet tartışması diri tutulmalı, tarihi leke hep anımsatılmalıydı. (Bir yolunu bulurlarsa dedim, geçen gün grup toplantısında Kılıçdaroğlu uyardı “son ana dek her yolu deneyecekler” diye.)
Tartışmaya katılma konusu hassas, kimileri: “Demokrasimiz için büyük kazanç” diyor. Yahu madem bunca demokrasi düşkünü AKP, o halde neden Erdoğan, İnce, Akşener ekrana çıkıp tartışmadı? Tarihte ilk kez başkan seçecek halk neden rakipleri yan yana göremedi? Bugüne dek Kılıçdaroğlu’nun çağrılarına neden yanıt vermedi Erdoğan? Hatta tepeden bakıp, kibirle: “Onlarla ben eşit miyim” diye sordu. Yanağa tokadı yiyip diğerini uzatmak erdem değildir. Tersine ayna tutmak gerekir zorbalık edene! Seçimin ne zaman yapılacağına, neden yenileneceğine, kimin kimle tartışacağına, hangi koşulda, nerede olacağına hep Erdoğan karar veriyor ve siz bunun adına demokrasi diyorsunuz! İmamoğlu sadece çarşı, pazar gezip el sıksaydı seçimi zaten yeniden kazanırdı.

Sorular sorular
Yıllarca ekranda soru sordum. Doğrudan, eğip bükmeden sorabilmek için sırtında kambur olmaması gerekir kişinin. Artık gazeteciliğin ayakaltına alındığı şu günlerde, operasyon elemanı gibi çalışan isimleri görüyoruz ekranlarda. Onları da mahkûm etmek, yalnız bırakmak gerekir. Adaylar dertlerini İstanbul halkına anlattı, daha neyin projesi konuşulacak? Binali Yıldırım başbakanlığı, bakanlığı döneminde yaptığı uygulamaların hesabını vermeden, tertemiz biri olarak mı oturacak İmamoğlu karşısına?
Seçimden önce Binali Bey: “Ekrem Bey indirim yapacakmış, hangi kaynakla” diye soruyordu. Şimdi kendi akıl almaz vaatlerde bulunuyor, bu anımsatılmayacak mı? AKP’nin 25 yıldır yönettiği İstanbul’un kaynaklarının nasıl çarçur edildiği dile gelmeyecek mi? Dahası Erdoğan’ın: “Belediyeler batık, onlar bu işi yapamaz, ekonomiyi ben yönetiyorum ben” sözleri anımsatılmayacak mı? Tarikatlara, cemaatlere peşkeş çekilen halkın parasının hesabı sorulmayacak mı? Mesela Gürtuna’nın neden Binali Bey’i görevden aldığı konusu açığa kavuşacak mı? Erdoğan pragmatizmi (yararcılığı) bizi her türlü ilkesizliğe alıştırdı. Büyük tehlikedir bu. Yarın herhangi bir konuda ses yükseltmeye kalksanız, “Geçmiş olsun, o gün aklınız neredeydi” diyecekler.
Geçen gün “laiklik çığlığı atmalı 23’ünden sonra Ekrem Bey” dedim diye, yandaşlar ağzına geleni söyledi. Asla “dereyi geçene dek ayıya dayı diyelim” tavrında olmadım. “Laiklik” hassasiyetim hep aynı. Ekrem Bey’in, Eyüp Camii’nde Yasin okuması, mazbata sonrası halkla buluşmayı dini törenle açması aklımda, fevkalade rahatsızım. İnanç kişinin bireysel tercihidir, siyasete, toplum yaşamına taşınamaz. AKP diliyle, Erdoğan alışkanlığıyla gidilen yolun sonu aydınlık değildir. Mesela bu da İmamoğlu’na sorulmalı!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İflas 25 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları