Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!

23 Haziran 2019 Pazar

Sevgili okurlarım seçimde kim kazanırsa kazansın artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Şöyle ki, bildiğiniz gibi 17 yıllık AKP iktidarı uzmanların, bilim adamlarının, odaların uyarılarını kulak arkasına atıp, bilerek ya da bilmeyerek pek çok yanlış yaptılar, denetim mekanizmasını devre dışı bıraktılar en çok da rant hırsıyla plansız programsız yapılan işler çökmeye başladı. Örneğin Karadeniz derelerine HES yapmayın, bölgenin ekolojik dengesini bozarsınız uyarıları dinlenmedi, ayrıca, yel değirmeninden biraz daha hallice “HES’lerin ürettiği elektrik de anca bir kasabaya yeter” denildi. Sonuçta üzerlerine HES yapılan dereler kurudu, bölgenin ekolojik dengesi altüst oldu. Kısaca, Karadeniz HES mezarlığı oldu. Şiddetli sağanak yağmurlar başladı. Geçenlerde sel suları nasıl olmuşsa hâlâ çalışan bir HES’in borularını ve havuzunu patlattı. 6 kişi öldü, kayıplar var. Bakanlar patlamanın Allah’tan olduğunu söylemekle yetindiler. Yani Allah’ın işi gücü yok Karadeniz’de yapılmış bir HES’i patlatıyor. Aklımızla dalga geçmeyin, Allah’ın gücüne gidecek!
Sonra bakın yap-işlet modeliyle yapılan İstanbul Havaalanı. Kış bastırsın kesinlikle kullanılmayacak. Sadece yazlık bir havaalanımız olacak, bununla övünebiliriz çünkü bir ilk. Nedenlere gelince, bölgenin 121 gününün sisli ve rüzgârlı olması. Kışın paşa paşa babadan kalma Atatürk Havaalanı’na döneceğiz. İstanbul Havaalanı’nın acayip tehlikeli olduğunu Tayyip Erdoğan ve devlet erkanı uçmak için Atatürk Havaalanı’nı kullanmaya başlayınca daha iyi anladım.
Gelelim medyaya, gerçek tirajları yerlerde sürünen yandaş medya ve bu medyada büyük paralarla çalışanlar için bugün kötü günlerin başlangıcı! İşe yaramıyorlarsa bu asalakları neden beslesinler! Bu arada bir çift sözüm de sendikalara! Kıdem tazminatı gibi önemli bir konuda Kartal’da miting yaptılar, anca 1500 kişi toplayabildiler. Artık onlar da oturup yepyeni bir sendikalaşma için kafa yormalılar. Yılda 2-3 kalın kimsenin okumadığı rapor yayımlayıp başkanları Meclis’e göndermekle bu iş olmuyor.
Şimdi sizlere bir film hikâyesi anlatmak istiyorum. Filmin adını unuttum, filmi Tuncel Kurtiz’le birlikte Kars’ta basık ve havasız bir salonda birlikte izleyip hüngür hüngür ağlamıştık. Gezici Festival’in Kars’a getirdiği filmlerden biriydi. Film bir Norveç filmiydi. Norveç hükümeti ülkesindeki partilerin kültür kollarına para vermiş, her parti kendini bir filmle anlatsın demişti. Film, beş orta metraj filmden oluşuyordu. Her parti kendini anlatmıştı ama bizi en çok etkileyen komünist partinin filmiydi. Film bir benzin istasyonunda başlıyordu, hemen hepsinin saçları ağarmış, göbekleri şişmiş komünist partililer ellerinde tüfekler, geleneksel av günü için bir araya gelmişlerdi. Önce yıl içinde ölenler için küçük bir saygı duruşu yapıldı, ardından ekip marşlar söyleyerek yola koyuldu. Birden bir çığlık duydular, hemen sesin geldiği tarafa koşup yamaçtan aşığı baktılar, gencecik, beyaz giysiler içindeki bir kız aşağıdaki bataklığa usul usul gömülüyordu. Hemen bataklığa doğru koştular ve bataklığa daldılar, el ele vererek kıza ulaştılar ve tekrar el ele kızı yamaca çıkardılar, kız koşarak uzaklaştı. O da ne, hepsi bataklığa girmişti, usul usul batıyorlardı. Birbirlerine baktılar, el ele tutuştular ve Enternasyonel marşını gür bir sesle söyleyip usul usul battılar. Bataklık hepsini yuttu. Yani dostlar hep birlikte bir bataklıkta usul usul batmaktayız. Üstelik şimdilik bize uzanan herhangi bir dal yok. Tek gücümüz birbirimize sımsıkı sarılmak ve birden hep birlikte fırlayarak bataklığın öbür tarafına geçmek. Ya geçeriz ya da boğulur gideriz. Karar hepimizin.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Alay ettiler... 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları