Umudu Çalamazsınız

24 Kasım 2014 Pazartesi

2 bin 500 bilet satılmıştı…
3 bin kombine vardı…
Beşiktaş’ın 15 sene şampiyon olamadığı yıllarda bile stat tıklım tıklım dolardı!
O kötü yıllarda bile taraftarı kimse küstüremedi, “Hayallerini” çalamadı.
Futbolun sözde “efendileri” bu sene başardılar! Küstürdüler!
Olsun, 5 bin 500 Beşiktaş taraftarı 17 bin 395 kişilik statta, 80 bin kişilik tezahürat yapardı!
Ah be cici beyler; küstürebilirsiniz ama insanların ‘hayallerini ve anılarını’ çalamazsınız…
Hele hele umudu hiç çalamazsınız..
Çok ilginçtir, Beşiktaş’a penaltı verildiğinde penaltıyı yaptıran Kasımpaşalı hakeme hiç itiraz etmedi! Çünkü penaltı olduğunu biliyordu. 2 Kasımpaşalı sarı kart yedi! Neden!? İtirazdan..
Bu arada; söylemek isterim, 40 maç sonra Beşiktaş’a penaltı verildi!
Ancak ilk yarının en güzel anı, Gökhan’a arkadan tekme atan Kasımpaşalı’nın hareketi idi(!)
Anlatayım da gülün biraz…
Top Beşiktaş’ın sahasının sağ bölgesindeydi.. Gökhan ve onun arkasında Kasımpaşalı vardı. Gökhan’a arkadan Allah ne verdiyse yapıştırdı 5 numara..
Gökhan can havliyle yere düştü..
Taraftar tepki gösterince hakem bir anda başını o yana çevirdi!.
Bir de ne görelim..
Kasımpaşalı da “Ahg, uf oldu ayağım!” diyerek yere attı kendini.. Ama öteki tarafa..
Besbelli tekmeyi attı ya, acısı beynine ‘5’ dakika sonra gitti(!)
Beşiktaş son 20 dakikaya 2-0 önde gederken Sosa demeliyim size…
Sosa bu akşam Sosa’ydı doğrusu..
Sosa için size “Beşiktaş’ın sosuydu” gibi berbat bir espri yapmayacağım..
Sosu mosu değildi adam, Ernesto’suydu, Ernesto!
Çünkü adı, Ernesto Sosa idi..(!)
Bu gece Necip’i es geçmek olmaz doğru yerde oynatılınca hatasız oynadı çocuk!
Gökhan’ın yerine Oğuzhan girdiğinde artık son 10 dakikaydı!
Hakem avantajı nasıl kesti ama..
Durun hele, size bu olayı anlatmalıyım..
Sabah kahvaltıda buluştum…
Üniversite arkadaşlarımla…
Hala “güzel” olsalar da kızlar “yaşlanmışlardı”…
Fark ettiğimiz ortak şey; ne yaptığımız, neyi başardığımız hangi yenilgilerimiz değil, sadece çocuklarımız için bir anı olduğumuz gerçeği idi!
Evet biz, çocuklarımız için sadece bir anıydık!
Öpüştük, koklaştık… Anılara uzandık..
“Öyle bir geçmişti ki zaman..”!
Ama kalbimizdeki o gençlik umudu hiç sönmemişti!
Hatta; beni görünce, “Aaa, geldin mi, aaa burada mısın..!?” bile dediler..
Bayılıyorum şu “Çılgın” Türklerin bu şaşırma nidalarına!
Yok, aslında karşınızda gördüğünüz “Ben”, ben değilim, o bir siluet; henüz de gelmedim. Kartal’da tren bekliyorum!
Neyse..
Sonra, Beşiktaş’ın maçı geldi aklıma..
Beşiktaş’ın göçebe olarak yaşadığı bu sezon da bizim anılarımızı süsleyecekti.
Fakat, öyle bir gerçek de vardı ki; anıların başköşesine, efsanelerin yazıldığı; adı ne olursa olsun ama her Beşiktaşlı için adı “İnönü” olarak kalacak olan yere dönüleceği idi….
Çocuklarımıza bırakacağımız en güzel miras başka ne olabilirdi ki..
Hiçbir para pul, o “Anıların” değerini ölçemezdi ki..
E-Bileti “orantısız” olarak çıkartanlar o anıların içine “ediyorlar” şimdi..
Beşiktaş 2 bin 500 bilet satacaktı ha!..
Taraftar istedi, ben de bir kez daha yazayım bari:
“Yönetim uyuma, Cimbom maçı burada..”
Sonra çok dersiniz “Yoldan geçenler var da, her akşam gelenler nerede” diye!
En Kalbi Muhabbetlerimle....
Ben CAN; Orhan Can..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hayalgücüspor 8 Ağustos 2018
‘Satarım Sattırmam’ 24 Temmuz 2018
VAR ya da HAM 19 Temmuz 2018

Günün Köşe Yazıları