En etkili savunma sistemi barıştır...

16 Temmuz 2019 Salı

Türkiye aylardır F-35, S-400 ikilemine kilitlendi. ABD ile yaptığımız savaş uçağı üretim anlaşması ile, Rusya ile yaptığımız füze savunma sistemi anlaşması karşı karşıya getirildi.
Bir ülkenin ulusal güvenliği için nelerin gerektiğini alanın uzmanlarıyla siyasi karar vericiler ortaklaşa belirler. Konu güvenlik olunca, bir karar verildikten sonra bunu tartışma konusu yapmak, ülke çıkarları açısından yararlı değildir. İktidar, bu gerçeğin toplumdaki genel kabul olduğunu bildiği için, en küçük eleştiriyi bu yönde değerlendirip siyasi malzeme haline getiriyor. “Muhalefet dış güçler gibi” diye başlayıp işi düşman kuvvetlere kadar vardırıyor.
Sonuç olarak Türkiye’nin güvenliği için gerekli olan bir adımın tartışması olmaz.

***

Ancak sorun F-35, S-400 dengesinden ibaret değil. Askeri araçlar ulusal güvenliğin önemli bir bölümüdür, ama tek boyutu değildir.
Türkiye, yakın gelecekte şu an edindiği silahların da yetmeyeceğiz bir kulvara girdi.
Deyim yerindeyse, gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklendi. Devamı da öyle gidiyor. İlk düğme yanlış olduktan sonra devamında ne yapsanız, doğruya ulaşamazsınız.
O ilk düğme, Türkiye’nin geleneksel dış politikasından, “Yurtta barış dünyada barış” ilkesinden kopmasıydı.
Bunun en somut örneği, Suriye politikasıdır. F-35 anlaşmasıyla milyarlarca dolar verdiğimiz Amerika, Suriye’de PKK uzantılarının güçlenmesi için öteki ülkelere işbirliği çağrısı yapıyor... S-400 savunma sistemi almak için yine milyar dolarlar ödediğimiz Rusya, iktidarın düşman gördüğü Esad’ın ayakta kalması için her şeyi yapıyor... Bu kaos ortamından kaçanlar da soluğu Türkiye’de alıyor...
F-35 ve S-400 için ABD ve Rusya’ya ödediğimiz para 5 milyar dolar civarında... Türkiye’deki Suriyeliler için bugüne kadar harcadığımız para 40 milyar dolar...
Bunda bir çarpıklık yok mu?
AKP, hedefleri belli, stratejisi çizilmiş, bilinçli bir politikanın parçası olarak bu alımları yapmıyor. Zamana göre ihtiyaç saptamalarıyla, “Sen vermezsen bulmasını biliriz” çıkışlarıyla yol alıyor.

***

AKP’nin izlemeye çalıştığı denge politikası tarihte Osmanlı’yı hiç de iyi yerlere götürmedi.
Yarın ABD ile Rusya, “Biz Ortadoğu’da her konuda anlaştık” derse kimse şaşırmasın!
Türkiye’nin önündeki en akılcı yol ne?
Kıbrıs Barış Harekâtı’nı yapıp Yunanistan’la savaşmış Ecevit’in yeri geldikçe söylediği, bizim de çay sohbetlerinde kendisinden dinlediğimiz bir söz vardı:
Araya üçüncü bir ülke girmesin, biz Yunanistan’la bütün sorunlarımızı baş başa çözeriz...
Öncelikle bunu hedeflemek, komşularla aramıza üçüncü bir ülke sokmamak gerekiyor.
Bunu yapmazsak, önümüzdeki kuşakların alın teri F-40 ile S-600’e gider...
Atatürk bunu başarmıştı, etrafımızda bir barış halkası kurmuştu.
Barış halkası, füze kalkanından daha koruyucudur. Beraberinde barış ekonomisi gelir.
Gelin görün ki iktidar, Türkiye’nin kaderini ABD ile Rusya’nın savaş ekonomisine terk etti.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları