Özdemir İnce

Beş dakka kaldı, İlhan fitili aldı

16 Temmuz 2019 Salı

Denizin ortasında saatime baktım. Beş dakika sonra kıyıya dönmemiz gerekiyordu. Ülker’e “Beş dakka kaldı, İlhan fitili aldı!” diye bağırdım. Ülker benim altmış yıldır bu türden saçmalıklarıma alışmıştır. Ama ben aslında 70 yıl öncesine, Mersin İdmanyurdu’nun (kırmızı-lacivert) bir maçına dönmüştüm. İdmanyurdu ya yenikti ya da berabereydi. Sol açık İlhan Taşucu’nu şevke getirmek istiyordum. Bu durumlarda böyle bağırırdık.
İlhan Taşucu, atletizmde ve cirit atmada Türkiye şampiyonuydu. Sağ ayağıyla topa vuramazdı. Ama bunun da bir efsanesi vardı. Bir maçta sağ ayağıyla çektiği şut kaleciyi kalenin içine sokmuş ve zavallının bağırsakları dökülmüştü. Bu nedenle sağ ayağı mühürlenmişti. Sağ ayağıyla topa vurması yasaklanmıştı.
Kısadan Hisse: Efsaneye ve mucizelere sadece çocuklar ve ilkeller inanır.

***

1946’da Demokrat Parti kurulmuştu. Yaşım ondu. Mersin Spor (Sarı-Kırmızı) kurulmuştu. Artık CHP ve İdmanyurdu’nun karşısında Demokrat Parti ve Mersin Spor vardı. Mahmudiye Mahallesi’nin çocukları toptan DP’li ve Mersin Sporlu olduk. Mersin Spor kalecisinin adı Hanri idi. Tarsus Amerikan Koleji’nde öğrenciydi. Gözlükle kalecilik yapardı. Bir gün Hanri’yi Halkevi’nin önünde gördüm ve yanına gittim. “Hanri Abi Mersin Spor, Demokrat Parti’nin takımı mı” diye sordum. “Futbol takımlarının siyasal partisi olmaz” dedi.

***

Mersin İdmanyurdu çok önemli bir takımdı: Harbiye’yi, Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe’yi yenerdi. Harbiye takımı ile şampiyonluk maçı oynamış, ama yenilmişti. Harbiye’nin kalecisi Zamora gibi bir kaleciydi.
İdmanyurdu’nda çok önemli oyuncular vardı: Kaleci Mikail, orta haf Mavro, kornerden gol atan, ayakkabı tamircisi, sağ açık “AralıktanNusret, formasının üzerine kazak giyen santrofor İrfan, sol iç Küçük Ahmet (Beşiktaş istemişti de gitmemişti). İdmanyurdu, kötü yönetim yüzünden süper ligden kademe kademe, ta yerel amatör lige kadar düştü. Geçen yıl borçları yüzünden kapatıldı.
10 yıl kadar önce takımın antrenörüyle konuşmuştum; kulüpteki maaşlı asalaklardan ve seyircisizlikten yakınmıştı. Bunun üzerine Hürriyet’in Çukurova ekinde bir yazı yazmıştım. Mersin, Türkiye’nin en çok göç alan kentlerinin başında geliyordu. Şimdi de Suriyeliler var. Kente göçle gelenler bir türlü kenti özümseyip Mersinli olamıyorlardı. Geldikleri kentin ya da bölgenin takımlarını tutuyorlardı. Ama benim yaşımdaki Mersinliler Türkiye yüz metre şampiyonları Seyfi ve Nazmi Alanyalı kardeşleri, Maraton, Cardon lakaplı futbolcuları, Polo adlı futbolcuyu, Uçankale Hasanyo’yu, Tinli Hüseyin’i; boksör Kel Mazhar (Hasan) ile Türkiye ağırsıklet şampiyonu boksör İlyas Sakarya’yı unutmamışlardır..

***

1925 yılında kurulmuş, güreşçi Mersinli Ahmet gibi kentin simgesi olan bir futbol takımının kapanması toplumsal bir felakettir. Bunun son örneğini 23 Haziran İstanbul belediye seçiminde gördük. Karadeniz, İç Anadolu, Doğu Anadolu kökenli seçmenlerin ayağına ricacıların gitmesi bir toplumsal skandaldır. Kentli olmanın bilincinden yoksunluktur. İlkelliktir.

***

Kıssadan hisse: Akılla, bilinçle olmasa bile insanlar, seçeneksizlikten, seçme özgürlüğü yoksunluğundan hoşlanmıyorlar. Tek partiden, tek takımdan tedirgin oluyorlar, kendilerini tutsakmış gibi hissediyorlar. Çocukluk, ilkellik, cehalet geçtikçe büyü bozuluyor, efsane ve mucize inancı yok oluyor. İnsanlar pazardan sebze ve meyveleri dokunarak almak istiyorlar.
15-16 yaşıma geldiğim zaman İlhan Taşucu’nun tam anlamıyla solak olduğu için sağ ayağıyla topa vuramadığını biliyordum artık. Gerçek her zaman efsaneyi yener.
Önümüzdeki ilk seçimde çocuklar 18 yaşlarına gelmiş olacaklar. Başyüce’nin işi çook zor!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorumluluk 16 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları