Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Gitgide Kararan Bir Ufka Bakıp...
Haftamıza onulmaz acılarla girdik... “Kürt sorunu”nu çözme yolunda gayret edenler az da değil. Ama böyle bir ortamda nasıl konuşabiliriz?
Kan akıyor, yazık!
*
Eylül’ün son günlerinde Birleşik Amerika’da patlak veren; oradan Avrupa’ya sıçrayan, giderek bütün dünyayı etkilemeye başlayan mali bunalım, dünyanın dilinde.
Tartışmalar, görüşler, kestirmeler...
Doğal olarak, panik ve gitgide yayılan güvensizlik...
Ekonomiyi “kurtarma” yolunda ilk girişimler ABD Kongresi’nden geldi; ardından, Avrupa kapitalizminin “ağabey”leri bir şeyler yapacaklar, yapıyorlar... Özetle, ilk önlemler alınıyor; sonra da, geleceğe dönük olarak ekonomiye az buçuk disiplin ve sorumluluk getirip devlete yetkiler tanınacak.
Ya “yeni liberalizm”in zırvaları?
O bir süre terk edilecek, ama fırsatı kollayıp yeniden “Piyasa güçleri, ileri!” komutası verilecek; tekrar “soygun” başlayacak, halka bir kemik atılıp milyarderlerin sayıları daha da artacak, bir eyyam “yeni liberalizm” ve gecikmeden bir başka “mali bunalım”, ardından devlet yeniden göreve...
Ne bu “cehennemî gidiş-geliş”?
Kapitalizmin yaşamı, soluk alıp vermesi!
Tam sağlığa kavuşması mümkün değil mi? Hayır değil!
Karl Marx’ın ilk büyük buluşu da budur!
Tarihe “diyalektik” baktığı için, kapitalizmi sağaltma yerine, insanlığın kurtuluşunu yeni bir düzenden, “sosyalizm”den bekler; onu kuracak olan da, kapitalizmin ürünü olan “proletarya”dır, yani işçi sınıfı! Kapitalizmi kuran “burjuvazi” idi, sosyalizmi yaratacak olan da işçi sınıfıdır.
Nasıl bir yolla? Devrim, yani ihtilal yaparak!
Konunun burasında, okurlara tarihsel bir örnek olarak, Yordam Yayınlar’da çıkan, Marx ve Engels’in ünlü Komünist Manifesto’sunu -ve hakkında yazılanları- salık vereceğiz.
*
Marx ve Engels’in mücadele verdikleri yıllarda demokrasi yoktu; öyle olduğu için, kapitalist iktidarı yıkmakta ihtilale görev veriyorlardı. Ne var ki, bu yolla sonuç da alınamıyordu.
Nitekim, Komün Başkaldırısı (1871) hüsranla bitti.
1917’de ise, Rusya’da sosyalist devrim iktidara geçti; onu başka devrimler izleyecektir.
Ne var ki, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortalığa dökülen faşizme karşı İkinci Dünya Savaşı’nın kazanılması, demokrasiye de yolları açtı: Batı demokrasisi dediğimiz şey, özellikle de “sosyal devlet kavramı” işte bu sürecin ürünüdür. Hem ötede, Sovyetler Birliği’nde, devrimin işçi sınıfına kazandırdığı hakları, Avrupa’da yapmaktan başka bir şeyi yoktu burjuvazinin.
Ama burjuvazinin kalleşliğine de bakınız: Sovyetler Birliği’nin çökmesinin ardından, “yeni liberalizm”in yaygaralarına da bakıp, Batı burjuvazisi “sosyal devlet”e verdiği desteği çekmiştir.
Aynı aptallığı bizim burjuvazimiz de yaptı.
Burjuvazi de değil bir talancı olan AKP, bir mirası da yok etmiştir...
Ama Avrupa’da ve bizde, demokrasiye bir bütün olarak sahip çıkan, başta işçi sınıfıdır. Doğaldır ki, işçi sınıfı, demokrasiye olduğu kadar sosyalizme ahdini de sürdürüyor.
Şunu da söylemeli: Batı’da kapitalizmin kalesindeki çöküşlere bakıp korkuların esiri olacak yerde, gelecek için cesur kararlara da gitmeliyiz. 1950’lerle tıkıldığımız kalkınma yolunun, en başta bunun yanlış olduğunu artık görüp yeni bir istikamete yönelmeliyiz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
- Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne zaman görüşecek?
- Davutoğlu'ndan yanıt
- Kırmızı ete yüzde 40 zam! Yurttaş isyan etti
- Erdoğan ıstakoz sevdalısı AKP'lileri unuttu
- Sancaktepe Belediyesi'nin lüks makam katı pes dedirtti!
- Başarır'dan tutuklanan Kepez Belediye Başkanına ziyaret
- Bahçeli önce 'yeni anayasa' için çağrı yaptı
- KULLANMAYA MECBUR BIRAKILDIK
En Çok Okunan Haberler
- 'Restoranlara gitmeyelim'
- Depremden bir saat önce '6-7.2 arası' diyerek uyarmıştı
- ‘Yok artık öyle beleşten hayat’ dedi: Mirasını açıkladı!
- 'Yarı finale çıkma şansları yok'
- ‘B.kunu çıkardılar ama’
- 'Yüzbinlerce kişi tespit ettik'
- Yatırımcılar dikkat! Gram altında yeni zirve
- AFAD: 231 ihbar geldi
- CHP'nin yeni grup başkanvekili belli oldu!
- ‘Artık şatafata son!’