Her çevrecinin kapitalizm hakkında bilmesi gerekenler

28 Kasım 2014 Cuma

Yazımızın başlığı aslında çevre okuryazarlığı bağlamında salık verebileceğimiz bir eserin adı. Kitabın alt başlığı ‘Kapitalizm ve Çevre Konusunda Bir Yurttaş Rehberi’.

Kitap, yazarların (Fred Magdoff ve John Bellamy Foster) Monthly Review dergisinde yayımlanan makalelerinin -yazıya gösterilen ilgi sonunda- genişletilmiş şekli. Kitap, Patika Yayınları’nda Türkçe baskısına kavuşmuş (2014).

Yazarlar, kitabın önsözünün başına Epikür’ün ‘gem vurulmamış zenginlik, büyük yoksulluktur’ deyişini koymuşlar; sonra da ekoloji ekonomisti Herman Daly’nin ‘kaynakların sınırlı olduğu bir ortamda sınırsız iktisadî büyümenin bir olanaksızlık kuramı olduğu’ düşüncesini vurgulamışlar.

Yazarlar çalışmalarında küresel ekolojik krizi tüm boyutlarıyla sistematik olarak ele almamışlarsa da, sorunun pek çok yönüne değinmişler. Zaten yazarların tek tek ve başka yazarlarla birlikte kapsamlı başka çalışmaları da var, kitabın kaynakçasında belirttikleri üzere..

Her çevrecinin temelde bilmesi gereken şeyin, kapitalizmin bir çözüm aracı değil sorunun ta kendisi olduğu ve insanlığın bu krizden ancak, toplumsal mücadele aracılığıyla insanî özgürlük kapasitesini açığa çıkararak, gezegenle uyum içerisinde gelişecek yepyeni bir dünya inşa etmek suretiyle sağ çıkabileceğini vurguluyor yazarlar.

Bu arada yazarların kitaplarını yazma sürecinde düşüncelerini tartışmak için gittikleri Bolivya, Çin, Venezuela, Vietnam vb. yolculukları, kitabın hem kuramsal, hem de pratik olmasını sağlamış ve değer katmış.

Kitabın bölüm başlıklarına hızlıca bakalım: Küresel Ekolojik Kriz / İşler Alışılageldiği Gibi Sürüyor; Gezegensel Yıkıma Giden Yol / Kapitalizmin Büyüme Zorunluluğu / Çevre ve Kapitalizm / Kapitalizm Yeşil Bir Yol Benimseyebilir mi? / Ekolojik Bir Devrim Yalnızca Mümkün Değil Elzemdir.

İlk bölümde çevresel sorunun tek bir olaya indirgenemeyeceği, bir sistematik sorun olarak gezegensel sınırlarla ele alınabileceği belirtiliyor ve dokuz kritik sınır /eşik vurgulanıyor: iklim değişikliği / okyanus asitlenmesi / stratosferdeki ozon eksilmesi / biyojeokimyasal akım sınırı (azot ve fosfor döngüleri) / küresel tatlı su kullanımı / toprak kullanımındaki değişiklikler / biyoçeşitliliğin azalması / atmosferik aerosol yüklemesi / kimyasal kirlilik.

İkinci bölümde iktisadî ve çevresel eşitsizliklerin paralellikleri dünyanın çeşitli yörelerinden örneklerle irdeleniyor. Üçüncü bölümde ise, kapitalizmin doğası gereği büyüme zorunluluğu, İncil’deki Birinci Emir’e atfen şöyle vurgulanıyor: Sermaye birikiminden başka bir tanrın olmayacak. Bir de örnek veriliyor: Tarım, gıda üretimi ile değil, kar etmeyle ilgilidir. Gıda bir yan etkidir. Bu bölümde sıfır büyümenin kapitalizm için gerçekleşemez bir ütopya olduğu özellikle belirtiliyor.

Çevre ve Kapitalizm başlığını taşıyan bölümde sürekli büyüme dürtüsünün somut sonuçlarına göz atılıyor. Çevrenin bozulmasının başta yoksulları etkilediğinin altı çiziliyor, örnekse kirletici sanayi kuruluşlarının, atık tesislerinin yoksul mahallelerde konumlanma eğiliminde olmaları gibi. Yazarlar bu durumun gerçekleşmesi sürecinde ‘işletme çıkarları, politika ve hukuk arasında bulunan ensestvari ilişkiler’in belirleyici ve ön açıcı olduğunu vurguluyorlar.

Beşinci bölümde kapitalizm yeşil bir yol benimseyebilir mi sorusuna yanıt aranıyor. Bu soruya olumlu yanıt verenlerin (Benjamin Barber vd.) düşünceleri ele alınıyor. Bu bağlamda özellikle Lovins ikilisi ile Hawken’in ‘Naturel Kapitalizm’ yaklaşımları kayda değer. Naturel bal yemiştik ama deyim yerindeyse bunu yemek zor gözüküyor! Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) izlencelerinin bir pazarlama olanağı haline geldiği eleştirisi de ciddi ve önemli bir husus!

Son bölümde ise, ekolojik devrimin yalnızca mümkün değil, gerekli olduğu belirtiliyor.

Sonsözü yazarlara bırakalım : ‘Bir ekolojik devrim, hem insanın hem de doğanın sömürüsü şeklindeki kısır döngü ile ilişkinin kopartılması anlamına gelmektedir’.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları