AYM kararı teröre darbedir

01 Ağustos 2019 Perşembe

Değerli okurlarım bu iktidar, hem bilgisizliğinden ve kararsızlığından, hem de kötü niyetinden, sapla samanı birbirine karıştırdı...
Üstelik neyin sap, neyin saman olduğu konusunda çok sık fikir ve emir değiştirerek, insanların tüm duygu ve düşüncelerini, ortak değerlerini tamamen altüst etti!

***

Bir gün terör örgütü PKK ile masaya oturdu...
Terörle mücadele eden askerleri kışlalarına, polisleri karakollarına hapsetti...
Sınırlarda çadır mahkemeleri kurup sözde yargılamalar yaparak militan peşmergeleri Türkiye’ye ithal etti...
Bu politikaya karşı çıkanları hainlikle suçladı!

***

Ertesi gün, birdenbire fikir ve emir değiştirdi:
Zaten terör örgütü olan PeKaKa’yı değil, meşru bir parti olan HDP’yi bile suçlamaya başladı...
Seçilmiş Kürt milletvekillerinin ve belediye başkanlarının bazılarını ve hatta HDP’nin Eş Genel Başkanlarından birini de terörist ilan etti ve hapse attı.
Meşru bir parti olan HDP’yi ve onun meşruiyetini savunanları, onları bırakın, bu konularda haber yapan gazetecileri ve yazarları bile teröre destek vermekle suçlayarak teröristler gibi hapse atan ceza kanunu maddelerini ve bu maddeleri uygulayan mahkemeleri devreye soktu.
Böylece önce terör örgütünü muhatap alarak onu meşrulaştırdı ve güçlendirdi...
Sonra da aniden tam tersine karar değiştirip topluma haksız ve hukuksuz uygulamalarla zulüm yapmaya...
Tam da terörün, terör örgütlerinin istediği, puslu, karanlık, belirsiz, herkesin her an korku içinde yaşadığı, Hukuk Devleti ve Anayasa güvencelerinin sürekli ihlal edildiği bir ortam yaratmaya başladı.

***

Sevgili okurlarım, bir terör örgütü/eylemi üç kaynaktan beslenir:
1) Zulüm yapan bir iktidar; yani Demokrasi’nin ve Hukuk Devleti’nin yokluğu.
2) Zulme uğrayanların ortak bir kimliğe sahip olması; yani ortak bir din/ mezhep, ırk/milliyet ya da bir siyasal ideoloji.
3) Dış destek; yani başka bir ülkeden, tercihen komşulardan veya büyük devletlerin birinden gelen, kaynak ve siyaset desteği.
Dolayısıyla:
1) Her anti demokratik uygulama; özellikle haksızlık ve hukuksuzluk...
2) Her kimlik vurgusu ve ayrımcılığı; özellikle nefret suçu kapsamındaki tutum ve davranışlar...
3) Büyük devletlere bağımlılık ve komşularla çatışma...
Terörün ekmeğine yağ sürer, terör örgütlerini besler!

***

İşte bu bilgiler çerçevesinde:
Anayasa Mahkemesi’nin son kararı, Türkiye’deki ifade özgürlüğünü AİHS ve AİHM standartlarına uygun, ama daha da önemlisi, delik deşik edilmiş Anayasamızın hâlâ direnen ifade özgürlüğü maddesini koruyan bir anlayışı yansıtarak...
Hem ulusal hem de uluslararası planda, terör örgütüne karşı en önemli hamleyi yapmış, en önemli darbeyi indirmiştir.
Bu kararın altında imzası olan yargıçları kutluyorum:
Yapılan bütün yanlışlara rağmen korumaya çalıştığım “Türkiye’de mutlaka Hukuk Devleti’ne, Demokrasi’ye inanan yargıçlar da hâlâ vardır” kanımı (ender kararlardan biriyle de olsa) haklı çıkardılar!

***

Dilerim iktidar da aklını başına toplar:
Terörle mücadelenin birinci koşulunun, ülkedeki Hukuk Devleti’nin güçlendirmek ve meşru demokratik kanalları kullanmak olduğunu anlar!

***

KAHROLSUN HER TÜRLÜ ŞİDDET, TERÖR VE SAVAŞ...
YAŞASIN HUKUK DEVLETİ, DEMOKRASİ VE BARIŞ!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları