Rejim, Suriye, Suriyeliler ve ekonomi: Yarınımız bunlara bağlı

06 Ağustos 2019 Salı

Türkiye dört büyük krize saplanmış durumdadır:
- Demokrasiden uzak tek adam rejiminin FETÖ’ye, üzerimizde hesap yapan ülkelere yaradığı, ülkenin çağdaş dünyadan kopmasına yol açtığı artık kesinleşti. Parlamenter demokrasiye ve kuvvetler ayrılığına dönülmesi, aklı başında olan büyük çoğunluğun ortak talebi haline geldi. AKP içindeki bölünmeler de bunun göstergesidir.
- Türkiye’nin Suriye bataklığına saplanması ve iç savaşın bir parçası ve tarafı haline gelmesi kimlerin mi işine geldi? ABD, Avrupa, PKK, FETÖ ve Yunanistan’ın.
Ankara, 2011’den beri Suriye politikası ile bölgede (ve Doğu Akdeniz’de), “kendini yalnızlığa adeta mahkûm etmiştir.” ABD, Avrupa, İsrail, Mısır, Yunanistan, Körfez ülkeleri ve S. Arabistan’ı yok yere “karşımıza aldık.” El Nusra (ve Müslüman Kardeşler) uğruna!
Kendimizi Suriye’de, “cihatçılarla aynı gruba soktuk.” Türkiye’de çok büyük çoğunluk, Suriye politikasının yanlışlığını görüyor ama yönetim, ısrarından vazgeçmiyor. İdeolojik saplantı akılcı politikaların yolunu kapatıyor.
Yanlış Suriye politikamız PKK’nin (YPG ve PYD), ABD’nin ve Avrupa’nın alkışladığı (!) bir kazanç haline dönüştü. 70 bin kişilik ABD, Fransa ve İngiltere destekli YPG gücü ile fiilen yerleşmiş durumda.
Trump, “Çekiliyoruz” dediğinde daha o zaman yazmıştım, “ABD, Kuzey Irak-Kuzey Suriye hattından kesinlikle çekilmez” demiştim. Biz ise adeta medyamızla birlikte “aptalı” oynayarak, “bir ayda mı iki ayda mı diye seviniyorduk!”
Bugün de aynı süreç yürüyor: Suriye sınırımızın öbür yanı ABD, Fransa ve İngiltere destekli askeri Kürtçü güçler tarafından fiilen işgal edildiler. Erdoğan’ın Esad’la kavgası bu sonucun yolunu açtı. Ankara’nın hiç vakit geçirmeden Şam ile derhal işbirliğine girmesi tek yol, ulusal çıkarımız kesinlikle bunu zorunlu kılıyor.

Ve 4 milyon Suriyeli saatli bomba gibi
Bunu bu başlıkla bu köşede, iki yıl önce de yazmıştım: Ankara Suriyelilerin geri dönüşünü, “en öncelikli politika” haline getirmez ise başımıza yarın çok büyük sorunlar gelecektir, hem de kesinlikle...
- Türkiye’nin ayrıştırılması, federatif bir yapıya dönüştürülmesi için PKK gibi kullanmaya başlanacaklardır.
- Ekonomik, sosyal ve kültürel boyutlarda büyük bedeller ve sorunlar yaşanacaktır. Ekonomik fatura yükselecektir.
FETÖ 15 Temmuz’da yapamadığını, “Suriyelileri kullanarak yapmak isteyecektir.” Cumhuriyet döneminin en büyük krizi olacaktır.

Ve içi boşaltılan Türkiye
SEKA’sından PETKİM’ine, Aliağası’ndan şeker fabrikalarına her alanda “içi boşaltılmış” bir ekonomi, tarım sektörü yok edilmiş, cevizini, samanını ithal eden bir ülke. 450 milyar doların üzerinde “dış ipotek” gelecekteki kamu geliri karşılık gösterilerek yapılmış ihale ve yatırımlar bunların nedeni.
Rusya ve İran hariç ABD’den Avrupa’ya ve Doğu Akdeniz’e kadar tüm dünya ile sorunlu (ve kavgalı) bir ülkede ekonomik kriz en büyük sorun.
Almanya 60 yılda 3.5 milyon Türkü entegre edememiş, biz 2-3 yılda 4 milyon Suriyeliyi apar topar içeri almışız. İşsizlik tepeye varmış, yetişmiş insanlarımız dışarıya kaçıyorlar, sermaye gelmiyor, tek adam rejimi korkutmuş. Ve 82 milyon insan bu bozuk çatının altında kala kalmış.
Tek adam rejiminin ve siyasal İslam dayatmasının getirdiği sonuçlar bunlar. Sorunu çözmek için parlamenter rejimin ve kuvvetler ayrılığının yeniden kurulması tek çıkış yolu, başka yolu yok.
Türkiye’de bugün, “post-modern Ali Kemal’lerin kavgası yaşanmaktadır”, tarafınızı belirleyin... FETÖ’cülerin ve işbirlikçilerinin bu Ali Kemal’ler olduklarını daha anlayamadık mı? Dünün İngiliz sevenleri, bugünün cemaat severleri oldular...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları