Feyzi Açıkalın

Kurban Bayramında post savaşları

13 Ağustos 2019 Salı

Post modern çağımızın Türkiye’sinde en hakiki “post kavgası” hala işlenmemiş kurban derisi yani post üzerinden veriliyor. Hani şu serilip, üstüne oturulduğunda hükümranlığın ilan edildiği kıllı deri parçası…

Son yıllara kadar kurban derilerini, yardım toplama kanununa istinaden Türk Hava Kurumu (THK) toplamaktaydı. 1925 yılında kurulan THK, her Türkiye Cumhuriyeti kurumu gibi işlevsiz hale getirildiği için, küçümsenmeyecek bir gelir kapısı olan kurban derisi işi artık tarikatların eline bırakılmıştı.

Bu yıl devletten beklenmedik bir atak geldi. Devlet, ilçelerdeki temsilcisi diyanet ve sonrasında jandarması ile Süleymancı cemaatının yurtlarında kurban kesimi işini önlemek istedi. Bu ilk kez görülüyordu.

Süleymancı cemaatının etkin olduğu bölgelerde, yurt adı verilen tarikat eğitim binaları Kurban Bayramlarında büyük bir salhaneye dönüşmekteydi. Bu eğitim kurumlarında(!) “vekalet” adı altında, kesilen hayvanların etinden, derisinden müthiş gelir elde edilmekteydi.

Ne olmuştu da, iktidar kardeşliği arasında ilk kez böyle bir çatışma yaşanmıştı? Zaten yaşanmaktaydı da, bayramın kutsallığı bir yana bırakılıp devletin keskin dişi mi gösterilmişti? Devlet yönetimine, (hadi postu sermeye demeyelim) ortak olmaya kalkan başka cemaatlara da mı bu yolla mesaj gitmişti? 

Yoksa seçimlerin rövanşı mı alınmaktaydı? Hani şu, özellikle Antalya çevresi ve İstanbul’da AKP’nin yenilgisine yol açtığı söylenen cemaata karşı? Her ne olursa olsun, biz düz faniler ne olduğunu belki sonra anlayacaktık…

Post modern Türkiye’nin devletten azade bölümünde ise yine başka post savaşı, her türlü “gönderi” üstünden sürmekteydi. Kutlama, tebrik, mesaj, ilan için üretilen her türlü içeriği post sayarsak, Kurban Bayramı bu anlamda da hareketli geçti.

Siyasilerin kutlama mesajlarını izledik. Dini bayram kutlamaları için seçtikleri dil ile, oy kaynağı olarak gördükleri çoğunluğa ulaşmayı hedefliyorlardı. Bazıları da, ortamına göre mesaj değişikliğine gidiyordu.

Son yılların sosyal medyadaki kutlama dili favorisi, “tüm islam aleminin!” ibaresiydi; sanki gayrimüslimler Kurban Bayramı kutluyormuşçasına, böyle bir ayrıma gidiliyordu… Bir de, “kurtuluş ve uyanış” beklenmekteydi mesajlarda!

Dini bayramların, “Harici ve dahili düşmanlarımıza set olmasına” aracılığı bile dilenmekteydi. O derece yükseltilmişti yani el.

Sosyal medyanın laik, hatta anarşistleri bu bayramda nedense karşıt keyif fotografları sergilemedi. “Kaçan danalardan yana” olduklarını belirtir mesajlar ise ihmal edilmedi.
 
Danalar demişken; sosyal medya içeriklerinin en trajik görüntülerini nişanlılara kurban edilmek için süslenen koçlar oluşturmaktaydı. Kırmızı kurdelalar ile düğüne gider gibi süslenmiş o güzelim, bembeyaz hayvanlar saflığı temsil etmekteydi.
 
Ve biraz sonra kanlar içinde kalacak olan o saf bedene sarılıp poz veren ise uğruna koç kurban edilen gelin adayıydı. Erkek tarafından organize edilen bir ritüel; ne alegori ama!


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları