Özür, Tamam daKim Dileyecek? (3)

03 Aralık 2014 Çarşamba

Dersim harekâtının başlatılma nedenleri arasında gösterilen en önemli olay 33 askerin şehit edilmesidir. Eski Türk Tarih Kurumu başkanı Yusuf Halaçoğlu’nun sözlerine kulak verelim: “1937’de durup dururken başlamayan, 33 askeri katlederken Singeç Köprüsü’nün korumasındakileri katlederek başlayan, tıpkı Eruh gibi (isyana) ses çıkarmayacak mısınız devlet olarak? Yani 9. Seyyar Jandarma Taburu’na yapılan saldırılarda kaç askerin öldürül-düğünü, bu olay başlamadan söylemeyecek misiniz, bu katliam değil mi?” (Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Ahmet Hakan’ın Tarafsız Bölge Programı-CNN Türk, 12.11.2014)
Benzer söylem o kadar çok kitap ve makalede yer alıyor ki ben de geçen yazımda bu söylemi aktarmakta tereddüt etmedim. Oysa Genelkurmay Harb Tarihi Başkanlığı’nın yayımladığı Türkiye Cumhuriyeti’nde Ayaklanmalar (1924-1938) adlı kitapta Dersim harekâtının başlama nedeni açıklanırken 33 askerin şehit edilmesinden söz edilmiyor:
“İlk olay 20/21 Mart 1937 gecesi saat 23.00 sıra-larında Demenan ve Haydaranlılar tarafından tahta köprünün yıkılması ve köprü ile Kahmut arasındaki telefon hattının tahrip edilmesiyle başladı.” (s. 171) “26/27 Mart 1937 gecesi: Sin karakolu ile bucak arasındaki telefon irtibatının kesilmesi ve aynı gece saat 21.00 sıralarında bucak merkezine kimlikleri bilinmeyen şahısların ateş baskını yapması olayı üzerine 4. Genel Müfettişlik durumu bir raporla üst makamlara bildirmekle beraber yapılması ka-rarlaştırılan Tunceli harekâtı üzerindeki görüşünü de açıklamıştı.” (s. 172)

***

Yine CNN Türk kanalında Taha Akyol’un 29.11.2014 akşamı yayımlanan Eğrisi Doğrusu programına katılan, Dersim konusundaki uzman tarihçiler Dr. Suat Akgül ve Mahmut Akyürekli, “Söz konusu 33 askerin tüm harekât boyunca TSK’nin verdiği şehitlerin toplamı olduğunu” belirttiler. Dolayısıyla bu “köprü baskınında 33 şehit” söyleminden geri adım atmanın doğru bir davranış olacağına inanıyorum.
Fakat bu 1937 Mart ayında Dersim bölgesinde devlete karşı altı aşiretin başını çektiği bir başkaldırının gerçekleştiği gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Başkaldırıya karşı başlatılan askeri harekât 13 Eylül 1937 günü Seyit Rıza’nın tutuklanması ve iki ay süren bir yargılamadan sonra altı yol arkadaşıyla birlikte idam edilmesiyle sona erdi.
O dönemde İsmet İnönü başbakandı. İnönü, 25 Ekim 1937 günü 4 Mart 1925’ten beri sürdürdüğü bu görevden alınarak yerine Celal Bayar getirildi.

***

İdamların üzerinden iki ay bile geçmemişti ki bölgede ikinci bir harekât başladı. “Ovacık ilçesi adliyesi ve asker alma şubesinin istediği 1149 kişi hakkında kanuni takibat yapan müfrezeye Kaçke-rek köyünde 2 Ocak 1938 günü pusu kurulması ve toplam 9 jandarma erinin öldürülmesi üzerine, Haydaran ve Kör Abbas aşiretlerinden 100, De-mananlı 50 haydut, Keçel haydutlarından 100 kişi, Abbas Aşuran ve Beyit uşaklarından 50 kadar silahlı kişiyle bunların 5-6 bin tahmin edilen aile efradı temizlenecekti.” (Türkiye Cumhuriyeti’nde Ayaklanmalar 1924-1938, Genelkurmay Harb Tarihi Başkanlığı, 1972, s. 432 ve devamı.)
İsyan bölgesi dışındaki yerleri de içine alan, hatta Erzincan’a kadar uzanan geniş kapsamlı bu harekât31Ağustos1938’ekadarsürmüş, “Tarama bölgesinden ölü ve diri 7954 kişi çıkarılmıştır. 1019 silah toplanmıştır.” (a.g.e., s. 478) Harekâtın sona ermesini izleyen haftalarda binlerce insan Türkiye’nin çeşitli bölgelerine sürgüne gönderilmiştir.
Resmi verilere bağlı kalacak olursak Dersim harekâtı boyunca 13160 sivil öldürülmüş, 11818 kişi de sürgünle cezalandırılmıştır.
Ölüm döşeğinde yatan Atatürk’ün yerine 1 Kasım 1938 günü TBMM’nin açılış konuşmasını yapan Başbakan Celal Bayar, Tunceli’de “haydutluk ve eşkıyalık olaylarının bitirilerek ulusal egemenliğin sağlanmasından duyduğu kıvancı” dile getirmiştir.
Konuyu önümüzdeki cumartesi noktalayacağız.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları