Veysel Ulusoy

Ekonomide irtifa sorunu!

18 Ağustos 2019 Pazar

İthalatın yaklaşık yüzde doksanı ara malı ve sermaye malı iken ithalattaki düşüşü kutlamak…
İçeride ara malı üretimi yüzde 8.1 ve sermaye malı üretimi yüzde 5.8 düşerken şaha kalkıyoruz yaklaşımını dillendirmek…
İşsizliğin yüzde 14.0 olarak açıklandığı gün “istihdam seferberliği” reklamları ile sanki yeni reformlar yapıyoruz fotoğrafı çekmek, son günlerde slogan ekonomisinin temel göstergeleri oldu.
Aslında veriler daha derinden bir şeyler söylüyor bize.
Nedir mi?
Buyurun ekonominin resmini beraber çizelim!

İşsizlik
Hafta içine gelen her ayın on beşinde işsizlik, daha düzgün ifade ile istihdam ve onun içeriğini veren işgücü rakamları açıklanır. Açıklandı da…
Yüzde 14 genel, yüzde 16.2 tarım dışı ve yüzde 25.5 genç işsizlik oranı ile “yüz”leştik. Her şey sadece oran değil tabii. Verilerin ne kadar ciddi yönde kötüleştiğini belirten, yani istihdam edilen ve işsiz sayılarının analizinde görüyoruz. Hemen analiz edelim… Üç ay geriden gelen verilere göre (Mayıs 2019), istihdam edilenlerin sayısı yüzde 2.9 azalmış.
Şimdi sıkı durun!
İşsizlerin sayısındaki son bir yıllık artış inanılmaz boyutta… Tamı tamına yüzde 32.5. Bunun yanında, uzun süreli iş arayanların oranındaki artış da kayda değer. İki yıl ve daha uzun süreden beri iş arayanlar yüzde 40, 1 yıldan fazla olanlar ise yüzde 23 artmış.
Tüm bu veriler işsizliğin “yapışkan” bir özelliğe büründüğünü, diğer bir yaklaşımla kalıcı ve köklü bir yapıya evrildiğini gösteriyor. Bu yapışkanlığın gözlerden kaçan belki de en önemli göstergesi ise, çalışabilecek tüm yetkinliklere sahip olmalarına rağmen ekonominin dinamiklerinden dolayı işgücüne dahil olmayanların sayısının istihdam edilenleri geçmiş olmasıdır.
Dahası da var: Bu gruptakilerin sayısı toplam işsizlerin yedi katına ulaşmış durumda…
Genç işsizlik mi dediniz?
Sormayın!

Sanayideki büyüme (küçülme)
İmalat sanayii başta olmak üzere, diğer çoğu sanayi dallarında sular bulanık akmaya devam ediyor. Geçen yılın haziran ayına göre toplam sanayi üretimi yüzde 9.6, ara malı üretimi yüzde 12.7 ve sermaye malı üretimi ise yüzde 13.8 azalmış. Bayramları ve takvim etkisini bir kenara bıraktığımızda ise bu oranlar sırasıyla 4, 8 ve 6 civarında üretim düşüşünü ifade ediyor.
Sanayideki her bir 2 yüzde puan daralmanın yaklaşık 300 bin yeni işsiz yarattığı gerçeği verilerin ciddiyetini ortaya koyuyor sanırım. Zaten bu, verilere de yansımış durumda. Sanayi verilerine ve 1 ay geriden gelen işsizlik rakamlarına göre 840 bin kişi işgücünden çekilirken işsiz sayısı ise yukarıda belirtiğimiz devasa rakamlara ulaşmış….
Ara ve sermaye malı üretim ve ithalatının teknolojik gelişme ve büyümeye güçlü bir şekilde yön verdiği fikriyle, hem üretimleri hem de ithalat hacimlerindeki düşüşün, suları ne kadar daha bulanık hale getireceğini kestirmek zor değildir.
Tüm bunların ışığında sorumuzu soralım!
Uçuşa mı geçtik yoksa irtifa mı kaybediyoruz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Döviz kuru şoku 24 Mart 2024
Eğitim enflasyonu 25 Şubat 2024

Günün Köşe Yazıları