Olaylar Ve Görüşler

Sokaktaki bakan

24 Ağustos 2019 Cumartesi

Sokaktaki vatandaşa yaşadığı ilin milletvekillerini tanıyıp tanımadığını veya isimlerini sorduğunuzda tam cevap almamız mucize.
Elbet İstanbul, Ankara, İzmir gibi çok fazla sayıda milletvekili çıkaran iller değil kastımız.
Orta halli, vekil sayısı 7-8, bilemediniz 9-10 olan iller.
İlinin vekillerinden çoğu insan bihaber aslında.
Peki, vekiller tanınmıyor ve bilinmiyor da bakanlarımızın durumu farklı mı?
Bugün kaç bakanı tanıyoruz ismen?
Açıklamalarıyla sık sık medyatik olan birkaç isim dışında kaçı bilinirlikte yüksek noktada?
Hele hele artık o kadar sık değişiyor ki bakanlar da...
Cumhuriyetin ilk bakanlarını halen hatırlarken... Hasan Fehmi, Kazım Özalp, Refik Saydam gibi...
On yıl sonra bugünün kaç bakanını hatırlayacak insanımızın hafızası?
Kuşkusuz çalışmalarıyla, kişiliği ile her daim saygıyla hatırlananlar olacaktır ve olmalıdır da...
Sokağın gözünde ne mutludur ki bir yer edinebilen, hep şükranla anılan bakanlarımıza.
Peki... Nereden bu konuya geldik?
Malum, bizde siyasetin bir tarafı hep “yağlama” şeklinde gidiyor.
Günümüzün yerel siyasetçileri bazen aşırıya kaçıp sınırsız komikliklere imza atıyorlar.
İşte en sonuncusu.
Gölpazarı Belediyesi, bir caddenin 18 yıllık adını değiştirerek caddeye “Bakan Fatih Dönmez” ismini vermiş.
Bakanın ismi yetmemiş, caddenin adına “Bakan” sıfatı da girmiş.
Hatta tabelayı bile devasa yapmışlar, fotoğraf ve biyografisi de cadde tabelasına eklenmiş.
Bir bakanın ismi verilemez mi cadde veya sokağa?
Verilir elbet.
Ama bunu görevdeyken yaptınız mı, ne kadar hemşeriniz olursa olsun tuhaf kaçıyor.
Gerek var mı?
Bakanın buna ihtiyacı var mı?
Her insan mutlu olur onore edilmekten fakat keşke şöyle deseydi bakan: “Ben görevimin başındayım, görevim biter, beni unutmazsanız eğer o zaman koyun ismimi.”
Demiş mi?
Dememiş.
Fikrimiz o ki bu sonuç hiç de şık olmamış.
Zira yeni bir sokak veya caddeye de verilmiyor isim, 18 yıllık bir cadde ismi değiştiriliyor.
Yağcılık açısından gereksiz bir atak.
Siyasiler, ne zaman bu tip hareketleri tasvip etmezler, gereksiz reklam, gereksiz şaşaa, gereksiz masrafın önüne geçerler; siyasete değil de mümkün olduğunca hizmete odaklanarak kendilerini vatandaşa adarlar, işte o zaman bazı hatalar düzeltilebilir hal alır.
Demokrasilerde ve siyasi sahnede elbette unutulanlar çok fazla olsa da unutulmayacak isimler de vardır.
Bu aynı neye benziyor biliyor musunuz?
Öğretmen, doktor veya hâkim olmanıza...
Nice emekli öğretmen vardır ki 50 yıl geçse de okul takviminin üzerinden unutulmaz.
Nice hâkim vardır ki, 20 yıl önce emekli olmuştur, gördüğünüzde hâlâ önünüzü iliklersiniz.
Nice doktor vardır ki hayat kurtaran dokunuşlarına bir ömür dua eder insan.
Anılmak için tabelaya veya isme gerek yok.
Yaptıklarınızla veya yapmadıklarınızla anılırsınız; iyi ya da kötü.
Sayın Bakan, yerel belediyenin reklam ve yağcılığına prim vermiş, memnuniyetini dile getirmiş.
Keşke tam aksini yapsaydı da “kaldırın kardeşim o tabelayı, caddenin ismini değiştirecek ne var” diye tepki gösterseydi de bu yazıda olumlu bir bakışa konu olsaydı.
Yapmamış.
Peki, üç gün sonra bir kararname ile görevden alınırsa o bakan veya herhangi bir bakan?
Boşa düşen belediye veya yağcı belediyelerin hali komik olmayacak mı?
Habire tabela mı değişecek?
Başka iş kalmadı mı?
Sokak, yani vatandaş, ilerleyen zamanda bir bakanı minnetle anıyorsa ve asıl gaye de bu olmalıyken daha ulvi bir amaç olabilir mi?

Alp Kaan



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları