Muhatap?

13 Ekim 2008 Pazartesi

Bir ülke, silahlı bir saldırıyla karşılaştığı zaman, devletler hukukuna göre tartışılmaz haklar kazanır.

Bugün Türkiye Kuzey Irakta üslenmiş terör saldırısının silahlı tehdidi altında yaşıyor.

Ama devletler hukukunun sağladığı haklarını kullanamıyor.

*

PKK terör örgütü Türkiye sınırını geçiyor, ulusal topraklarımıza giriyor, Aktütün Karakoluna ağır silahlarla saldırabiliyor.

Türkiye Cumhuriyetinin silahlı gücü Irak sınırını aşarak yanıt veremiyor, gereken önlemleri alamıyor, Kara Kuvvetlerimizin eli kolu bağlıdır.

Neden?

Çünkü Irak stratejik müttefikimizABD işgali altındadır.

Dolayısıyla PKK Amerikan şemsiyesi altında örgütlenmesini geliştirmekte, mali kaynaklarını zenginleştirmekte, ağır silahlarını sağlamakta, Türkiye sınırlarını aşarak operasyonlarını gerçekleştirmektedir.

Türkiye terör tehdidi altında yaşıyor; bu durumda Irak devleti, Kuzey Irak federe yönetimi ve hepsini işgali altında tutan ABD muhataptır.

Daha açık deyişle Türkiyenin terör sorununda muhatap PKKden daha çok Amerika Birleşik Devletlerine dönüşmüştür.

*

Ancak bu noktada Türkiye Cumhuriyetinin varoluşunu savunmak için gerekli girişimleri yapmak göre-vinde bulunan devletimizin bir zafiyeti ortaya çıkıyor.

AKP hükümeti, iktidarını Amerikaya medyun olduğu için, ulusal çıkarlarımızı savunmak konusunda yetersiz, edilgin, pasif, çekingen, ürkek ve korkaktır.

Türkiye böylece PKK silahlı terörüyle askeri alanda mücadele edebilecek bir siyasal iradeden yoksunlaşıyor.

Siyasal iradeden yoksun bir mücadelede, askerin, sorunların üstesinden gelebilmesi çok güç, belki de olanaksızdır.

Türkiyede bugün iktidar medyasının Silahlı Kuvvetler’e karşı saldırı kampanyası başlatması, PKK ve ABDyi es geçerek ve askerin zaaf noktalarını ele alarak gündemde sürekli tutmaya çalışması, AKP iktidarının işine gelmektedir ya da iç siyasetidir.

Ordu düşmanlığı yalnız etnikçilerin ve PKKnin politikasını oluşturmuyor; Türkiyede iç siyasetin silahına dönüşüyor.

*

Böyle karmaşa ve kargaşa dönemlerinde kimi zaman küçük olayları

balonlaştırarak temel sorunu gözden uzak tutmak ya da örtmeye çalışmak bilinen bir kurnazlık yöntemidir.

Türkiyede terör bir iç sorun değildir.

Boyutları uluslararası politikalara yayılmıştır.

Terör sorununu bir iç kavgaya dönüştürmek ancak emperyalizme ve Türkiyenin bölünmesine hizmet etmek isteyenlerin işine yarar.

Ordu düşmanlığını meslek edinen bir medya ve Silahlı Kuvvetler’i siyasette hasım gibi gören bir iktidarla Türkiye terör belasından kurtulamaz.

*

Hem etnik sorunları çözmek için hukuksal, demokratik ve ekonomik gerekli önlemleri almayan; hem de laik orduyu karşısına alarak İslamcı Devlet modelinin engeli sayan bir hükümetin iktidarı, askere karşıt kampanyayı yürütüyorsa; TSK bir çapraza düşürülmüş demektir.

Bu çapraz, Türkiyenin bölünmesini isteyen ve Anadolunun batısında İslamcı bir devleti öngörerek Atatürk Cumhuriyetini bitirmeyi düşünenlerin ekmeğine yağ sürmektedir.

Bu yazıyı Türkiyede terörün yalnız bir iç sorun olmadığını yineleyerek noktalıyoruz. PKKnin ardındaki muhatabımız kimdir?

Artık öğrenelim ve bilelim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son Kale Cumhuriyet 24 Ocak 2024
Sonsuza dek 10 Kasım 2023

Günün Köşe Yazıları