Türkel Minibaş

Acil Eylem Planı!

14 Ekim 2008 Salı

Hani, Eller aya biz yaya! derler yaŞu kriz ortamında bizi, Türkiyeyi bundan daha iyi anlatan söz olmasa gerek! Ama, ne yaparsınız.. bizim ülke insanı efsunludur. Bize bi şey olmaz abimantığıyla radyasyonlu çay içip, hormonlu yiyeceklere yumulur.

Siyasetçi de halkın aynası olduğuna göre krizin ülkeyi etkileyip etkilemeyeceği başbakanından milletvekiline hissiyatlara göre belirlenir!

Gelin görün ki, ABDsinden ABlisine tüm ülkeler krize karşı önlem paketlerini düzenledi. Hepsinin çabası, bankalardan ani mevduat çıkışını önlemek için güven tesis etmek. Banka borçlarını garantileme ve geçici mevduat sigortası uygulamalarının gündeme gelmesi hep bu güven tesisi adına. Aksi takdirde yaşanan kredi krizi daha hızlı yaygınlaşarak, stagflasyon sürecini iyice yapışkanlaştıracak!..

Türkiye gibi yükselen piyasalı ülkeler de krizi ithalat yoluyla transfer etmeye devam edecek. 1980lerde olduğu gibi gelişmişler durgunluğa girerken yüksek büyüme hızlarıyla onları besleyemeyecekleri için de ekonomik ve aynı anda siyasi çözümlerle yüzleşmek zorunda kalacaklar.!

Zira, ekonomik krizler BDDK Başkanı Tevfik Bilginin ileri sürdüğü gibi depremlere benzememekte. Depremde merkezden uzaklaştığınız sürece etkilenme olanağınız yok derece azdır ama Global süreçte para akımları iletişim hızıyla hareket ettiğinden merkezden uzak da olsanız etkisi yakıcı olmakta.

IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahnın toplantı öncesinde Hiçbir ülke krizden muaf olamayacakve Ortak çıkarlara yönelik çözüm arayışlarından söz etmesi de zaten bu nedenle değil mi?

Malum ortak çıkarlar, başta enerji ve hammadde olmak üzere kaynakların yeniden yönetim ve denetlenmesi ve de.. Maliyetleri aşağı çekmek için emek faktöründen istenecek özveri.

İşte size, krizin ince ayar noktası. Göreli de olsa kazanılmış birçok demokratik hak, halkların kendi rızalarıyla, yani iş güvencesi ya da aç kalmamak karşılığında rafa kalkacak. Strauss-Kahn, IMF toplantısı öncesinde bunu çok net bir şekilde zaten söyledi..

Kısacası, rafa kalktığı sanılan GOP ortak çıkarlarsöylemi altında ABD ve AB arasında önemli bir pazarlık alanı olmaya devam ederken Gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerde de demokrasi olağanüstü kriz koşulları bahanesiyle rafa kalkacak.

Böylelikle, kapitalizm 60ların sonundan beri iniş-çıkışlarla devam eden devasa krizine devletin finans sistemine verdiği desteklerle geçici çözümler yaratmaya çalışırken.. Krizin temelindeki kaynak sorununu çözmek için de Ortadoğu, Kafkaslar, Hazar çevresi, Kuzey Afrika ve Türkiyenin yer aldığı kaynak haritasını daha özgürce düzenleme olanağına kavuşacak.!

2009’da karaya vurmamak için…

2008’in başını bir hatırlayın. Dünya borsaları gerilemiş, petrolün varil fiyatı 100 dolara, altının onsu da 869.5 dolara fırlamıştı. ABDde Mortgage kredileri geri dönmemeye başlamış, işsizlik oranı yüzde 5e kadar yükselmişti.

Yani? Krizin gelişi 2008 başından, hatta 2007nin son çeyreğinden belliydi. Ne var ki Türkiye, sıcak para akımlarının sürdürülebilirliğine inandı. Şimdi de başta borsa olmak üzere, yabancıların portföy boşaltmasını görmek istemiyor.

BDDK Başkanı, uyarı yapan ya da eleştiren bankaların hesabının tutulacağını söyleyerek ta IMF toplantısından tehditler yağdırıyor. Türkiye Bankacılık Sisteminin 2001 krizinde kendini yenilediğini, toksit varlıklarla zehirlenmediğini hepimiz biliyoruz ama AKP Hükümetinin toplumdaki psikolojik güven ortamını sağlamak için krize karşı uygulanacak politikalara bir an önce karar verip topluma açıklaması gerektiğini de biliyoruz.

Piyasaların ve toplumun beklediği birkaç soru var:

1. İhracatımızın ağırlıklı olduğu ABnin iç piyasalarındaki talep daraldıkça Türkiye ihracatı üzerindeki olumsuz etki daha da artacaktır. Buna karşı ne tür yeni pazar politikaları düşünülmektedir?

2. Kısa vadeli sermaye hareketlerini besleyen kaynaklar azaldığına göre, büyümenin kriz ortamında hangi kaynaklarla finanse edilmesi düşünülmektedir?

3. Özel kesimin AB bankalarından borçlanmakta güçlük çekmesi halinde Hükümet ne tür kredi teşvikleri düşünmektedir?

4. Özel kesim kriz karşısında kendini korumak için hızla küçülürken ortaya çıkacak işsiz kitlelerin hangi alanlarda iştigal edilmeleri düşünülmektedir?

Aslında, bu soruların cevapları belli. Ama, seçim öncesinde cevaplamak biraz cesaret istiyor. Kaldı ki, acil eylem planının çatısı da bu cevaplarda saklı!

[email protected]

www.turkelminibas.net



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları