Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Acil Eylem Planı!
Hani, “Eller aya biz yaya!” derler ya… Şu kriz ortamında bizi, Türkiye’yi bundan daha iyi anlatan söz olmasa gerek! Ama, ne yaparsınız.. bizim ülke insanı efsunludur. “Bize bi şey olmaz abi” mantığıyla radyasyonlu çay içip, hormonlu yiyeceklere yumulur.
Siyasetçi de halkın aynası olduğuna göre krizin ülkeyi etkileyip etkilemeyeceği başbakanından milletvekiline “hissiyatla”ra göre belirlenir!
Gelin görün ki, ABD’sinden AB’lisine tüm ülkeler krize karşı önlem paketlerini düzenledi. Hepsinin çabası, bankalardan ani mevduat çıkışını önlemek için güven tesis etmek. Banka borçlarını garantileme ve geçici mevduat sigortası uygulamalarının gündeme gelmesi hep bu güven tesisi adına. Aksi takdirde yaşanan kredi krizi daha hızlı yaygınlaşarak, stagflasyon sürecini iyice yapışkanlaştıracak!..
Türkiye gibi yükselen piyasalı ülkeler de krizi ithalat yoluyla transfer etmeye devam edecek. 1980’lerde olduğu gibi gelişmişler durgunluğa girerken yüksek büyüme hızlarıyla onları besleyemeyecekleri için de ekonomik ve aynı anda siyasi çözümlerle yüzleşmek zorunda kalacaklar.!
Zira, ekonomik krizler BDDK Başkanı Tevfik Bilgin’in ileri sürdüğü gibi depremlere benzememekte. Depremde merkezden uzaklaştığınız sürece etkilenme olanağınız yok derece azdır ama… Global süreçte para akımları iletişim hızıyla hareket ettiğinden merkezden uzak da olsanız etkisi yakıcı olmakta.
IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn’ın toplantı öncesinde “Hiçbir ülke krizden muaf olamayacak” ve… Ortak çıkarlara yönelik çözüm arayışlarından söz etmesi de zaten bu nedenle değil mi?
Malum ortak çıkarlar, başta enerji ve hammadde olmak üzere kaynakların yeniden yönetim ve denetlenmesi ve de.. Maliyetleri aşağı çekmek için emek faktöründen istenecek özveri.
İşte size, krizin ince ayar noktası. Göreli de olsa kazanılmış birçok demokratik hak, halkların kendi rızalarıyla, yani iş güvencesi ya da aç kalmamak karşılığında rafa kalkacak. Strauss-Kahn, IMF toplantısı öncesinde bunu çok net bir şekilde zaten söyledi..
Kısacası, rafa kalktığı sanılan GOP “ortak çıkarlar” söylemi altında ABD ve AB arasında önemli bir pazarlık alanı olmaya devam ederken… Gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerde de demokrasi olağanüstü kriz koşulları bahanesiyle rafa kalkacak.
Böylelikle, kapitalizm 60’ların sonundan beri iniş-çıkışlarla devam eden devasa krizine devletin finans sistemine verdiği desteklerle geçici çözümler yaratmaya çalışırken.. Krizin temelindeki kaynak sorununu çözmek için de Ortadoğu, Kafkaslar, Hazar çevresi, Kuzey Afrika ve Türkiye’nin yer aldığı kaynak haritasını daha özgürce düzenleme olanağına kavuşacak.!
2009’da karaya vurmamak için…
2008’in başını bir hatırlayın. Dünya borsaları gerilemiş, petrolün varil fiyatı 100 dolara, altının onsu da 869.5 dolara fırlamıştı. ABD’de Mortgage kredileri geri dönmemeye başlamış, işsizlik oranı yüzde 5’e kadar yükselmişti.
Yani? Krizin gelişi 2008 başından, hatta 2007’nin son çeyreğinden belliydi. Ne var ki Türkiye, sıcak para akımlarının sürdürülebilirliğine inandı. Şimdi de başta borsa olmak üzere, yabancıların portföy boşaltmasını görmek istemiyor.
BDDK Başkanı, uyarı yapan ya da eleştiren bankaların hesabının tutulacağını söyleyerek ta IMF toplantısından tehditler yağdırıyor. Türkiye Bankacılık Sistemi’nin 2001 krizinde kendini yenilediğini, toksit varlıklarla zehirlenmediğini hepimiz biliyoruz ama… AKP Hükümeti’nin toplumdaki psikolojik güven ortamını sağlamak için krize karşı uygulanacak politikalara bir an önce karar verip topluma açıklaması gerektiğini de biliyoruz.
Piyasaların ve toplumun beklediği birkaç soru var:
1. İhracatımızın ağırlıklı olduğu AB’nin iç piyasalarındaki talep daraldıkça Türkiye ihracatı üzerindeki olumsuz etki daha da artacaktır. Buna karşı ne tür yeni pazar politikaları düşünülmektedir?
2. Kısa vadeli sermaye hareketlerini besleyen kaynaklar azaldığına göre, büyümenin kriz ortamında hangi kaynaklarla finanse edilmesi düşünülmektedir?
3. Özel kesimin AB bankalarından borçlanmakta güçlük çekmesi halinde Hükümet ne tür kredi teşvikleri düşünmektedir?
4. Özel kesim kriz karşısında kendini korumak için hızla küçülürken ortaya çıkacak işsiz kitlelerin hangi alanlarda iştigal edilmeleri düşünülmektedir?
Aslında, bu soruların cevapları belli. Ama, seçim öncesinde cevaplamak biraz cesaret istiyor. Kaldı ki, acil eylem planının çatısı da bu cevaplarda saklı!
www.turkelminibas.net
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Tanrıkulu'ndan Diyarbakır iddiası: Kayyım atanacak mı?
- Akşener'den oy bölme tartışmalarına cevap!
- YURTTAŞLAR KABİNEYE ATEŞ PÜSKÜRDÜ!
- Ekonomik kriz tiyatronun yolunu unutturdu
- Yerel seçime son 5 gün
- Akşener Özel'in o sözlerini hatırlattı
- İmamoğlu önceki dönemi anlattı
- Mart ayı 1. Dönem Çocuk Meclisi toplandı
- İmamoğlu eşi Dilek İmamoğlu ile Vefa Bozacısı'na gitti
- Özel İYİ Partili ve AKP'li adayları yerden yere vurdu
En Çok Okunan Haberler
- Büyükşehirlerde başa baş seçim
- 'Mahremimizi ortaya saçıyor'
- DEM Parti'den 'Demirtaş' açıklaması
- Belediye çalışanlarına miting ‘yoklaması’
- Ben ona 'Bakan olamazsın' demedim...
- '30 yıl sonra aynı yanlışın tekrarlanmaması için...'
- Öğretim görevlisi açığa alındı
- Diyarbakır'da dikkat çeken çıkış
- Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan 'altın' kararı
- ‘İçişleri Bakanlığı’nın izni olmadan taktık’