Öztin Akgüç

Cumhuriyetin dönemleri

30 Ekim 2019 Çarşamba

Cumhuriyetin kuruluşunun doksan altıncı yılını kutladık. Bu sürede gelişmeler, tekdüze olmamış, dönem dönem farklılıklar hatta yön değişikleri göstermiştir. Gelişmeler; (1) Yükseliş, (1923 - 39), (2) Durağanlık (1939 - 60) (3) Onarma, durgunluktan çıkış arayışları (1960 - 80), (4) Gerileyiş süreci ortamını hazırlama (5) Cumhuriyet ilkelerinden ayrılışla monarşi, patronaj düzenine geçiş.

Cumhuriyetin ilk yılları, patronaj köklü değişikliklerin, düzenlemelerin, devrimlerin gerçekleştirildiği yükseliş dönemidir. Saltanatın ilgası, halifeliğin kaldırılması, Tevhidi Tedrisat kanunu ile tüm okulların Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanması (1924), kılık kıyafet, şapka devrimi (1924), tekke ve zaviyelerin kapatılması, şeriye mahkemelerine son verilmesi (1925), çağdaş yasaların Türk Medeni, Borçlar, Ceza, Ticaret kanunlarının yayımlanmasıyla gerçekleştirilen hukuk reformu (1926), kültürü uluslaştırma, eğitimi tabana yayma amacıyla Latin kökenli Türk alfebesinin benimsenmesi (1928), metrik sistemine geçiş (1931), dil devriminin başlatılarak Türk Dil Kurumu’nun oluşturulması (1932), kitlesel eğitimi yaygınlaştırma, kültürü geliştirme, gençliği yetiştirme amacıyla Halkevlerinin kurulması (1932), kısa sürede yapılan köklü değişiklikler olmuştur. Köy çocuklarının eğitim gereksinimlerini karşılamak üzere köy okullarının açılışı (1926), kadınlara eşit haklar sağlanarak, seçme ve seçilme hakkının tanınması, toplumsal yaşantımızda önemli yenilikler olmuştur.

Ekonomi alanında, TCMB’nin kuruluşu (1931), ulusal bankacılığın geliştirilmesi, iktisadi devlet teşekküllerinin oluşturulması, yabancı kuruluşların devletleştirilmesi, 1933-38 yılları arasında 1’inci Sanayi Planı’nın uygulanması, ülkenin kalkınma sürecine girişini hızlandırmıştır. Ekonomik bağımsızlığın temelleri, dış borç alınmadan, para basılmadan, bütçe ve dış dengeler bozulmadan gerçekleştirilmiştir.

Ülkede Atatürk’ün ölümünden sonra 2’inci Dünya Savaşı’nın başlaması ardından da DP’nin iktidara gelişi ile devrimler durağanlaşmış, dinci çevrelere Cumhuriyet karşıtlarına ödünler verilmeye başlanmış, emperyal güçlerin ülkede etkinliği artmış, daha sonra olumsuz etkileri görülecek tohumlar ekilmiştir.

1960 - 80 dönemi, Cumhuriyetin yeniden gelişme sürecine girişi, sağlama girişimlerinin yapıldığı, onarma dönemi olarak nitelendirilebilir. Anılan yıllar arasında yapılan beş genel seçimde CHP’nin üç kez birinci parti olarak koalisyon hükümetleri kurması döneme damgasını vurmuştur. 1961 Anayasası ile sağlanan haklar, yargı bağımsızlığına yönelik düzenlemeler, seçim sistemini, ulusal iradeyi TBMM’ye yansıyacak şekilde düzeltilmesi, Devlet Planlama Teşkilatı’nın kuruluşu, planlı ekonomik kalkınmaya geçiş, İDT’lerin yeniden düzenlenmesi, yatırımlarını fonlayacak Devlet Yatırım Bankası’nın kurulması bu dönemin önemli katkıları olmuştur. Türkiye bazı engellemelere karşı 1. ve 2’nci BYKP uygulamalarıyla yeniden hızlı büyüme sürecine girmiştir.

Emperyal güçlerin 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası uyguladıkları ciddi ekonomik ambargolar, ekonomik darlıklara, enflasyonun hızlanmasına yol açmış, ülkede sağ-sol çatışmasının tahriki ile de 1980 darbesine elverişli ortam hazırlanmıştır.

1980 - 2002 dönemi ABD’nin Ortadoğu projesinin uygulanmasına yönelik hazırlıkların yapıldığı, ılımlı siyasal İslam modeline geçişin kolaylaştırıldığı dönemdir. Siyasi partilerin kapatılması, sosyal, kültürel faaliyetlerin kısıtlanması, 1981 Anayasası’yla kişisel ve toplumsal hakların budanması, ucube bir seçim sistemi ile ulusal iradenin TBMM yansımasının engellenmesi, Türk-İslam sentezi yaftası altında MHP’ye ılımlı siyasal İslam düzenini destekleme görevi verilmesi, Necmettin Erbakan’ın bir şekilde elemine edilmesi, AKP’nin kurulması, dış güçlerce dikte edilmiş reçetenin uygulanması, IMF kılavuzluğunda ekonominin krize sokulması, AKP’nin yüzde 34 oyla iktidara gelmesinin sağlanmasıyla, Cumhuriyet her alanda gerileme sürecine sokulmuştur.

Ülkemizde Cumhuriyet karşıtları, dinci çevreler, sağcı partilerin şemsiyesi altında zaman zaman ülke yönetiminde etkili olmuşlarsa da ilk kez AKP ile iktidara gelmişlerdir. Günümüzde siyasal rejimimiz Cumhuriyet olarak anılmakta ancak monarşi, patronaj düzeninin özelliklerini taşımaktadır.

Cumhuriyetin, egemenliğin kayıtsız, şartsız ulusa ait olması, halka hesap verme, hukuk devleti olma, kanun karşısında vatandaşların eşit haklara sahip olması gibi ilkelerine karşı, ülkemizde tek kişi egemenliği, keyfi kararlarla yönetim, hukuk devletinden uzaklaşma, vatandaşlar arasında ayrım, ötekileştirme gibi monarşi düzeninin özellikleri yaşanmaktadır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Canlı duygusallığı 3 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları