Elçin Poyrazlar

Anne annenin kurdudur

04 Kasım 2019 Pazartesi

Bir süre önce yeni doğum yapan bir tanıdığım bana annelik üstüne ders verme misyonuna soyundu. Annelik “makamına” eriştiği için diğer tüm çocuklar ve anneler için kılavuzluk yetkisinin ona geçtiğini sanıyorum.

10 yıl önce anne olmam ya da iki çocuk tecrübem olması da onu caydırmaya yetmedi. Doğum travmasına vererek, gülümseyerek dinledim, bebek bezlerini hangi yöntemle katlayıp çekmecelere yerleştirdiğini anlatmasını.

Onun yakında sosyal medya üzerinden “anneliğe giriş 101” dersleri vermeye başlayacağını ve çok ünlü olacağını tahmin ediyorum. Çünkü ancak bu tür bir yanılsama doğanın sıradan, beklendik sürecini tanrıça endamıyla kabul etmek ve bunun üstünden hakimiyet kurmaya çalışmak mümkün.

NİŞANCI HÜCUMU...

Annelik maceramda bu başıma sıklıkla gelen bir durum. Duyduğum kadarıyla bir hayli de yaygın. Annelik üstünden yargılama, ders verme, istenmeyen nasihatlerde bulunma ve mutlaka bir noktada ayıplama.

Kızımın bir yaş gününde örneğin, pastayı evde yapmadığım için misafir çocukların annelerinden biri, “Nasıl yedirirsin bu sağlıksız şeyi çocuklarına?” biçimindeki saldırısını “çocuklarımın iyiliği için” önerdiği bahanesiyle kapatmaya çalışmıştı.

“Ben tam zamanlı gazetecilik yapıyorum, kitap yazıyorum, bir dizi başka işlerim var, yolculuklar da cabası” şeklinde hak etmediği bir açıklamaya geçmişken “Çocukların küçük. Ne gerek var tam zamanlı çalışmaya” demiş, savunmamı keskin nişancı hücumuyla yerle bir etmişti.

Kadına neden o gün “Sana ne” şeklinde direkt ya da “Duyduğuma göre çocuğun hep bitleniyormuş” gibisinden pasif-agresif bir karşı saldırıda bulunmadığımı hâlâ merak ederim.

Pek çok anne çocukları ve annelik yöntemleri konusunda eleştiri duymaktan hoşlanmaz. Onların mutluluklarından, sağlıklarından sorumlu hissettiğimiz için daha hassas ve kırılgan oluyoruz.

ÖNCE ANNEYE CEZA

Üstelik hayatın en ağır, en yorucu, en riskli işini ne maddi karşılık ne de takdir alarak sürdürüyoruz. Son dönemde yazılan binlerce kılavuz kitaplarda, uzman makalelerinde çeşit çeşit ebeveynlik türleri gündeme geliyor.

Kimisi helikopter anne, kimisi kaplan anne, kimisi sinekkuşu, kimisi çakma kimisi de çok serbest ebeveyn başlıkları altına giriyor. Bazıları da hepsinden biraz alarak kendine ve çocuğuna göre yonttuğu yöntemleri benimsiyor.

Ama değişmeyen bir şey var; biz anneler diğer anneleri çocuklarına bakım-yaklaşım üstünden yargılıyor ve çoğunlukla da infaz ediyoruz.

Çalışıyorsa neden çalışıyor, çalışmıyorsa neden evde, çok ilgileniyorsa çocuğu boğuyor, az ilgileniyorsa ne biçim anne, boşanmışsa bencil, sevgilisi varsa ahlaksız, çocuğu tombul ya da çok zayıfsa sağlıksız besliyor, bitliyse pis, hastaysa beceriksiz gibisinden yüzlerce hükümle önce anneleri cezalandırıyoruz.

“İnsan insanın kurdudur” Latince deyişini annelere uyarlamak istemezdim. Ama artık annelerin anneleri rahat bırakması gerekiyor. Çünkü benim anneliğim sadece beni ve evlatlarımı bağlar. Size ise gidip evinizde hijyenikorganik pasta yapmak düşer. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları