Karartmak!

08 Aralık 2014 Pazartesi

Geçen hafta Antalya’da toplanan Milli Eğitim Şûrası, eğitimin İslamlaşmasının çok daha aşırı noktalara taşınması yönünde kararlar aldı; din eğitimi şûrası görevi yaptı. Şûra önerilerinin kamuoyunda oluşturulan hava sonucu kısa sürede uygulamaya konulacağına kesin gözüyle bakılabilir. Bu nedenle süreç, eğitimin ve buradan toplumun geleceğinin hiç de aydınlık olamayacağı anlamına geliyor.

***

Şûrada karma eğitimin zorunlu olmaktan çıkarılması, okulların öğrencilerin cinsiyetine göre ayrılmasının serbest bırakılması önerisi yapıldı. Böylece eğitim, insan bütünlüğü içinde değil, cinsiyet ayrımı yapılarak verilmek isteniyor.
Oysa eğitbilim ve ruhbilim araştırmalarının kanıtladığı bir gerçektir ki karma eğitim verilen okullarda, öğrencilerin, fiziksel ve düşünsel gelişimi çok daha sağlıklı ve dengeli oluyor ve bundan toplum da kazançlı çıkıyor. Türkiye, çocuklarının ve gençlerinin bir arada eğitim görmelerini engelleyerek cinsiyete dayalı toplumsal ayrımcılığı daha da artırmaya çalışıyor.

***

Eğitimin, 4+4+4 ile tüm ilk, orta ve lise aşamalarında geçerli kılınan dindar nesiller yetiştirmeyi amaçlayan İslamlaştırılması süreci, şûra önerileriyle iyice pekiştiriliyor. Din dersleri ilkokulların 1., 2. ve 3. sınıflarında da zorunlu kılınıyor; liselerde zorunlu din dersi süreleri iki katına çıkarılıyor. Osmanlıca, imam hatip ve sosyal bilimler liselerinde zorunlu, diğer liselerde seçmeli oluyor. Osmanlıcanın zorunlu olmasına bağlı olarak Arap alfabesinin kullanılması da zorunlu kılınıyor. Dinsel dayatma o kadar keskin ki; çocuğun ve gencin, düşünce özgürlüğünü geçtik, ders seçme özgürlüğünün tadına varması bile çok görülüyor.
Bununla da yetinilmiyor; yukarıdan verilen emirle, dinsel eğitim, anaokullarına da indiriliyor. Yetmiyor; anaokullarındaki dinsel eğitimin bir yaşam tarzı ya da biçimi olarak verilmesi isteniyor. Üstelik düzenleme, kamuoyuna değerler eğitimi adıyla parlatılarak sunuluyor.
Din ve imana dayalı bu değerlerle yapılmak istenen, yalın bir öğrenme sürecinin çok ama çok ötesindedir. Uygulamada çocuğun ve gencin beyni, dıştan ve içten sarılıp sarmalanacak; kendi bireysel gelişimi, çevresini algılama, deney yapma, usavurma, öğrenme ve oyun süreçleri, ailesi ve arkadaşlarıyla ilişkileri bütünüyle dinsel yaşam biçiminin dar ve yasakçı kalıplarının içine yerleştirilecektir. Çocuğun, ezbercilikle daha da köleleştirileceği beyni somut nesnelerle yoğrulmayacak, tersine cin, peri, cennet ve cehennem gibi tümüyle soyut ve inanç odaklı kavramlarla biçimlenecek ve dünya gerçeklerinden özellikle uzak tutulacaktır.
Ek olarak, çocuğun, düşünce ve davranışlarının oluşacağı ortamın, özgür ve yaratıcı düşünmeyi, çözümleyici ve eleştirel bakışı içermeyeceği, tersine ezberciliğe dayanacağı biliniyor. Yaratıcı ve üretici yetenekleri geliştirmeyen bu yapılanmadan, çocuğun ve gencin ilerleyen yaşlarında da akılcı ve bilimsel yaklaşımlar çıkamaz.
Önemli bir nokta daha var: Özgürlükçü olmayan bu anlayış, doğal olarak, kadın-erkek eşitliği düşüncesini de içeremez. Sonuç olarak şûrada öngörülen değerler, insanlığın çağımızda ulaştığı evrensel değerlerden, fıtraten ya da doğuştan uzaktır.

***

Oysa günümüzde ülke ekonomileri, hızla el emeğinden beyin emeğine dayalı üretim süreçlerine geçiyor. İleri teknoloji kullanmaya dayalı üretim yarışı, ekonomi politikalarının temelini oluşturuyor. İleri teknoloji, bilimsel araştırmaya, bilimsel araştırma da yaratıcı eğitime dayanıyor. Kaldı ki teknolojiyi dışarıdan satın almak için bile işgücünün niteliğinin geliştirilmesi gerekiyor. Ancak kamuoyunda öyle bir baskı ortamı yaratılmış bulunuyor ki, bu konular hemen hemen hiç gündeme getirilemiyor; konuşulamıyor.

***

AKP ülke insanının anaokulundan başlayarak eğitim yoluyla beyninin karartılmasında kararlı.
Bu karanlığa gidişe toplum adına karşı çıkması gereken kesimler bakın ne yapıyor? Siyaset, aman bize dinsiz demesinler aymazlığıyla seyrediyor; üniversite, YÖK edilmiş özerkliği ve özgürlüğüyle uzaktan izliyor; sermaye, emekçileri sömürü oranını daha da artırabileceği için aldırmıyor.
Böylelikle Türkiye göz göre göre kendi beynini ve geleceğini karartıyor!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları