Mehmet Faraç

Teröre Dinsel Çözüm!..

15 Ekim 2008 Çarşamba

Nakşiliğin, Nurculuğun günlük yaşama egemen olduğu bir coğrafyaya dinsel öneriler sunmak ne kadar gerçekçi? Milli Gazete yerel seçimler öncesi bayatlamış bir yöntemi Güneydoğu sorununun çözümü konusunda öne çıkarmaya çalışıyor! Onlar belli ki, Yeni Şafakta, Etnik duyarlığın ve kimliğin İslamî kimliği bastırdığı bir yerde, hiçbir çözüm önerisi işe yaramaz diye ahkâm kesen Yusuf Kaplan gibilerden etkileniyor! Milli Gazete dün de Güneydoğudaki terörün nedenlerini sorgulayan haberine,Barış için tek formül İslambaşlığını atmıştı! Haber bazı ilahiyatçıların görüşleriyle de desteklenmişti. Örneğin AÜ İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, Sosyologların ve din adamlarının Güneydoğuda adeta cirit atması lazımdemişti. İlahiyatçı Doç. Dr. Nedim Urhan, İslama sarıldıkça bölünmeyizdiye konuşmuştu.

Millicilerin yanılgısı attıkları başlıktan başlıyordu! Onlar da tıpkı ilahiyatçı hocalar gibi sanki Güneydoğudan değil, gayrimüslimlerin yaşadığı bir coğrafyadan söz ediyorlardı! Oysa Güneydoğuda İslamın etkinliğiyle ilgili zerre kadar bir sorun yoktu! Orası ülkenin tüm coğrafyaları içinde muhafazakârlıktan dindarlığa, tarikatçılıktan cemaatçiliğe, ılımlı İslamcılıktan radikal dinciliğe kadar inançlarını farklı yaşayan ya da yaymaya çalışan kesimlerin en yaygın olduğu bölgeydi. Üstelik 12 Eylülden itibaren panzehir olarak uygulanmaya çalışılan milliyetçi-muhafazakâr anlayışın türettiği şiddet bile teröre karşı başarılı olamamıştı! Yani Milliciler Batmanda doğan İslami Hareketi, Diyarbakırda palazlanan Hizbullah gerçeğini unutmuşlardı!

Güneydoğu gibi melleler, şıhlar ve tarikatların en etkin olduğu bir coğrafyadaki etnik teröre dini çözüm önerenler, bölge gerçeklerinden ne kadar uzak olduklarını da açığa vuruyorlar!

Adem!..

Dünkü bütün gazetelerde Başbakan Erdoğanın tuhaf sözleri vardı. Sıvasta, TOKİnin anahtar teslim töreninde konuşan Erdoğan, CHP lideri Deniz Baykala seçim kampanyalarına kadar yanıt vermeyeceğini belirterek,Onu ademe (yokluğa, hiçliğe) mahkûm ettikdemiş! Yani AKP lideri Baykalı yok sayarak yoluna devam edecekmiş! Sakın ola kimse başbakanın bu tavrını Sükut ikrardan gelir diye yorumlamasın!.. Çünkü Erdoğan çok haklı!.. AKP lideri, Baykalın dokunulmazlıkları kaldıralım çağrısına 5 yıldır yanıt veremiyor. Çünkü hakkındaki, Görevi ihmal, zimmet, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, resmi evrakta sahtecilik ile cürüm işlemek için teşekkül oluşturmakiddialarını içeren 4 dosyayı nasıl savunacağını bilemiyor!

Erdoğan, CHP liderinin televizyonlarda yolsuzlukları konuşalım çağrısından da ısrarla kaçınıyor. Çünkü ülkeyi içine sürüklediği sosyo-ekonomik bunalım ve yolsuzluklar konusunda Baykalın kendisini nasıl köşeye sıkıştıracağını kestirebiliyor! Yardımcısı Şaban Dişlinin rüşvet nedeniyle istifa etmesi, diğer yardımcısı Dengir Fıratın eroin ve hayali ihracat tartışmalarının içinde istifaya sürüklenmesi de başbakanı zorluyor! Erdoğan aslında Baykalı değil kendi kendini ademe mahkûm ettiğini çok iyi biliyor. Çünkü her ademoğlu gibi o da yumuşak karnından mustarip olanın ve yanlış yapanın konuştukça batacağını tahmin edebiliyor!

F 35 JSF!..

Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmak hastalığı son günlerde iyice yayıldı! İkinci Cumhuriyetçi ve gerici medya, yobazlar karşısında kale gibi duran orduyu pasifize ederek Cumhuriyetin rövanşını almak istiyor! Aktütün saldırısı ve Hava Kuvvetleri Komutanının golf meselesi de bu misyon uğruna bahane ediliyor. Fatih Altaylı ise şer cephesinin azdığı bu dönemde iki cemaat gazetesinin tavrındaki tuhaflığı fark etmiş! İşte Altaylının habertürk.comda dün yayımlanan Golfçü komutana F tipi destek başlıklı yazısında dikkat çeken satırlar:

Hava Kuvvetleri Komutanına karşı ciddi bir tepki var. Türkiyenin ilginçliği işte tam bu noktada başlıyor. Babaoğluna sürpriz bir destek geliyor. Savunma makamında Zaman ve Bugün gazeteleri oturuyor. İki Fethullahçı gazete, sanki bir yerden düğmeye basılmış gibi Hava Kuvvetleri Komutanını koruma kalkanı altına alıyorlar. Oysa bu iki gazetenin komutanlara karşı aldıkları tavır ortada. Belki de ilk kez bir komutana sahip çıkıyorlar. Doğrusu bu durumu ben çok ilginç buluyorum. Ve her nedense cemaatin aldığı bu pozisyonu Hava Kuvvetlerinin golf sahaları dışındaki ikinci büyük projesine, F 35 JSFe bağlıyorum.

Altaylının sözünü ettiği F 35 JSF”, F tipigibi yeni bir cemaat tanımlaması değil! Altaylı, Türkiye ile ABD arasında yazılım kodları nedeniyle sorun yaratan F-35 JSFden (Joint Strike Fighter / Müşterek Saldırı Uçağı) söz ediyordu. Fethullah.. ABD.. uçak.. yazılım.. vs... Altaylı acaba neyi biliyor?

Tuhaftır; Türk basını birilerini sorgularken bile kendi hakkında kuşkuya yol açıyor. Mesela golfçü paşadiye isimlendirdikleri Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlunun istifasını isteyen manşetler atıldı. Sanırım bu kadar cesur yayınlar ilk defa yapılıyor. Ancak sınır karakoluna yapılan bu feci saldırıda beş saat çatışma yaşanıyorsa sanırım istifası ilk istenecek, Hava Kuvvetleri Komutanı olmamalı.”

Ekrem Dumanlı, Zaman

Önümüzdeki yerel seçimde de Kürt kökenli vatandaşların çoğunluk olduğu birçok şehirde belediyelerin AKPye geçmesi büyük ihtimaldir. Bu bölgedeki vatandaşların dini temalısiyasetlere açık oldukları da biliniyor. Dolayısıyla AKPnin dinsel temalara ağırlık vererek, din kardeşliğivurgusu ve hizmet vaatleriyle bölgede yerel yönetimleri alması zor olmayacaktır.

Okay Gönensin, Vatan

Ölümsüzler Taburu!..

İstanbulun Şişli ilçesinde cumartesi günü içinde 9 kilogram kadar patlayıcı bulunan bir çantayla birlikte ele geçirilen kadın medyada canlı bombaolarak niteleniyor. Oysa PKKnin son yıllarda geliştirdiği bir stratejisi bu tanımlamayı doğrulamıyor. Örgüt bombalı eylemlerde artık üç aşamalı bir plan uyguluyor. Canlı bomba olarak kullanılan militan, mühimmat ve patlayıcı düzeneği, farklı zamanlarda farklı kuryeler kullanarak eylem bölgesine sevk ediliyor. Bu üç unsur eylem planı hazırlandıktan sonra entegre edilerek hedefe yönlendiriliyor. Bu yüzden Şişlide yakalanan kadın, örgütün patlayıcı sevkıyatında kullandığı bir lojistik elemanı olmaktan ileri gitmiyor. Bu kurye terör örgütünün, Sorun dağda değil Diyarbakırdamesajı için eylemleri kentlerde yoğunlaştıracağı sinyalini bir kez daha veriyor! PKK yöneticilerinden Murat Karayılanın önceki gün yaptığı Bizim Ölümsüzler Taburumuz var. Onlar henüz harekete geçirilmemişlerdirşeklindeki tehdidi de sinyali güçlendiriyor!..

Taş, Dolar, Aşiret!..

Televizyon kanalları hafta sonu Adana ve Mersinden iki çarpıcı haberin görüntülerini verdiler. Başta Vatan olmak üzere dünkü bazı gazeteler de iki haberi alt alta koymuşlardı. Adananın 19 Mayıs Mahallesindeki varoşlarda yaşayan Urfalı Kurmani ve Yüksel aşiretlerine bağlı bin kadar kişi, iki çocuğun pide alma sırası yüzünden çatışmaya girmiş, 30 kişi taş, sopa ve bıçak darbeleriyle yaralanmıştı. Bu haberin üzerinde ise Adanaya 30 dakika uzaklıktaki Mersindeki lüks bir otelde yapılan düğünün haberi vardı. Urfalı İzol aşiretine bağlı bir kız ile Bucaklardan bir delikanlının düğününe katılan 2 bin kişi havaya binlerce dolar savurmuştu! Devletin enerji ve sulama yatırımları için 17 milyar dolar harcadığı GAPın topraksızları da, toprak ağaları da Çukurovaya göç etmişti!.. Birileri taş, birileri dolar atıyordu! Çelişki bunun neresinde ki?

e-posta: mfarac@cumhuriyet.com.tr



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Rahat Uyu Paşam!.. 10 Kasım 2009

Günün Köşe Yazıları