Avrupa’yla Sağırlar Diyaloğu

15 Aralık 2014 Pazartesi

Geçen hafta AB Komisyonu’ndan iki üye Ankara’ya geldi ve AB Bakanı Volkan Bozkır ile görüştü. Ankara ve Brüksel açısından masada neler vardı?
Brüksel açısından, “Ankara’dan 3 yıldır ses seda yok; zaten hükümet asılmıyor, işi idare ediyor, gidip durumu bir görelim” demişlerdir.
Ankara açısından durum;
-İç ve dış kamuoyuna AB konusunda
“bir şeyler yapar görüntüsü verelim”.
-Ocakta Başbakan’ın nisanda Erdoğan’ın Brüksel gezileri var. Erdoğan Avrupa Konseyi merkezine, Strazburg’a da geçecek.
Fotoğrafta yer alarak iç ve dış kamuoyuna kötü gidişe karşın iyi bir resim verelim, seçim de geliyor, çok gerekli diye düşünüyor.
Dinci devlet (ve hukuk) uygulamaları ile Batı’dan iyice kopan hükümet imaj tazeleyecek. Mutfakta bir şey değişmeyecek, sadece vitrin görüntüsü verilecek.
Ankara da Brüksel de karşı tarafın niyetlerini çok iyi biliyorlar. Aptalı oynamak her iki tarafın da işine geliyor.

Kurumsal çifte standart
-Türkiye çok uzun yıllardan beri Avrupa Konseyi’nin üyesi. Kurumun bütün organları içinde yer alıyor. Ben de 1964-1969 yılları arasında Avrupa Konseyi’nin gençlik örgütü C.E.N.Y.C (European National Youth Com) de T.M.G.T’nin temsilcisi olarak görev yapmıştım.
- Buna karşılık Türkiye Avrupa Birliği’nin (AB) üyesi değildir. AB, Türkiye’nin üyelik talebini 1989’da reddettikten sonra, “Avrupa hukukuna da aykırı olarak!” onun Gümrük Birliği’ne dışardan tek yanlı bağlanmıştır.
Türkiye-AB ilişkilerinde mallar AB kuralları içinde serbestçe dolaşır, buna karşılık Türkiye’nin AB dışı dünya ile ticareti tek yanlı bir biçimde çalışır.
Biz Çin’e ya da Amerika’ya mal ihraç ederken AB dışı ülke oluruz; buna karşılık onlar ihraç ederken AB üyesiymişiz gibi düşük gümrükle ithal etmek yükümlülüğü altına gireriz.

Gümrük Birliği’nde revizyon!
Hükümetten ve bürokrasiden medyaya yansıyan haberlerde Ankara’nın gümrük birliği anlaşmasında revizyon isteyeceği yazılıyor.
Yani Ankara, AB’nin ABD ile yapacağı transatlantik ticaret ve yatırım anlaşmasında “Türkiye her ne kadar AB üyesi değil ise de siz onu lütfen AB üyesi gibi kabul edin; Ankara’nın AB ile 1995’te yaptığı çok özel Gümrük Birliği anlaşması var.”
Adamlar ne diye kabul etsin; Türk malına yüksek gümrük koyup pazarlarını koruyorlar: Türkiye pazarına satarken de çok düşük vergilerle içeri giriyorlar. 1996’dan bu yana sistem böyle çalışıyor.
Şimdi hükümet “bizim özel GB anlaşmamızı kabul edin” diyecekmiş. Bugüne kadar Ankara’nın üçüncü ülkelerde çaldığı bütün kapılar yüzüne kapandı.
Kızını kuma olarak adama vermişsin, aradan 20 yıl geçmiş. Şimdi adamın kapısını çalıyorsun, “Ne olur kızıma medeni nikâh yap diyorsun”, atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları