Gülengül Altınsay

Avrupa Ligi’ni Kazanmaya Giderken

18 Aralık 2014 Perşembe

Beşiktaş-Tottenham maçını havaalanı yollarında tabletten seyrettim. ‘İstediğin yerde seyret’ uygulamasına bir kez daha şükrederek.
Siyah - Beyazlılar ‘tipik beraberlik maçı’ şeklinde başlayan mücadelede rakibini uyutmuş ve bir de gol atarak gruptan ilk sırada çıkmayı başarmıştı.
Biz de mutlu bir şekilde bindik uçağa ve Mısır topraklarına ayak bastık. Şarm el Şeyh’te aralık ayında denize girecek ve insanların ballandırarak anlattığı resifleri, çeşit çeşit balıkları seyredecektik.
Ne var ki havaalanında bizi bir sürpriz bekliyordu. Türkiye pasaportlulara karşı Mısır polisinin tavrını henüz bilmiyorduk çünkü.
Havaalanı polisi bize zorluk çıkartmakta kararlıydı. Her gruptan rastgele iki-üç kişi seçip pasaportları incelemeye aldılar. Dolayısıyla Türkiye pasaportluların havaalanından çıkmaları saatleri buldu. Uykusuz bir gecenin ardından sabahın dördünde pek çekilir bir şey değildi bu.
Ama Ruslar, Almanlar, İtalyanlar hiç beklemeden çıkıp gittiler.
Zaten genellikle böyledir. Birileri bir şey yapar sonuçlarına tamamen farklı kişiler katlanır. Türkiye-Mısır ilişkilerinin bozulmasında bizim hiçbir suçumuz yoktu ama sorguya çekilen biz olmuştuk.
Bu arada Şarm el Şeyh havaalanında kızgınlıkla söylediğim “Mısır’a bir daha gelirsem iki olsun” sözlerimi unutturacak kadar güzeldi resifler ve türlü türlü balıklar.

‘HESAP KESME’ OLAYI DEĞİL
İstanbul’a dönünce biraz uykunun ardından merakla TV’yi açtım. Avrupa kupalarının kuraları çekiliyordu ve biliyorsunuz Beşiktaş’a o kadar takım arasından Liverpool çıktı. Hoşlanmadım çünkü bugünün Beşiktaş takımı Liverpool’a 8-0 kaybeden o günün Beşiktaş takımının yükünü sırtına alacaktı. Ayrıca birkaç kez gitmiştim Liverpool’a. Hiç yolumun düşmediği bir kentin takımını isterdim doğrusu.
Yoksa Liverpool torbadan çıkan en güçlü takım değildi. Ama geçmişin yaraları vardı ve bu yaraları bugünün Beşiktaş’ının iyileştirmesi beklenirse çok yanlış olurdu.
O kâbus gibi maçta ben de Anfield’daydım. Beynim kötü anıları siliyor. Sadece Siyah - Beyazlıların goller geldikçe korktuklarını sonra da korktuklarının başlarına geldiğini hatırlıyorum ve asıl ‘bu 8-0’ ın üstüne çok gidilecek, Beşiktaş unutmak istese de başkaları unutturmayacak’ diye düşündüğümü.
Gerçekten de öyle. Skora çok takılıyoruz biz. Oysa ki her türlü skor var futbolda. Çok güçlü takımlar da farklı skorlarla yenilgi alabiliyor pekâlâ.
Bence önemli olan ağır yenilgi almak değil ondan kurtulma biçiminiz. O yenilginin altında kalırsanız yenilerine davetiye çıkarırsınız.
Bu yüzden Beşiktaş’ın her şeyden önce 8-0’ı unutması gerek. O takım başkaydı, bu takım başka. Bu bir. Eğer Beşiktaş intikam maçına çıkacaksa bu rakibe yarar. Bu da iki.

SKOR HİÇBİR ŞEY
Tam bu noktada Beşiktaş İkinci Başkanı Ahmet Nur Çebi’nin “Hesap keseceğiz” açıklaması hiç olmadı bence. Bazı taraftarların hoşuna gitmiştir tabii ama bu sözlerin futbolcuları motive edeceğini düşünüyorsa çok yanılıyor. Her şeyden önce 8-0’ın altında ezildiğinizi gösteriyorsunuz herkese.
Sonuçta skor değil nasıl oynadığın önemli. Skora bakıp bir maç kazanabilirsin belki ama şampiyonluklar için her zaman olumlu ve istikrarlı futbol oynamak gerek.
Beşiktaş Avrupa Ligi’ni kazanacak gizli güce sahip şu anda. Liverpool maçları da bu hedefe giderken geçilmesi gereken bir durak sadece.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kim çürümüş? 18 Nisan 2024
Süper kriz 11 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları