Hangi Taraftan Geldiğine Bakmak Gerek

18 Ekim 2008 Cumartesi

Basının nesnelliğinin illa tarafsızlığı anlamına gelmediğinin bir örneğidir elinizde tuttuğunuz bu gazete.

Gerçekten de, Kurtuluş Savaşının kazanılmasından, Cumhuriyetin ilanından sonra Mustafa Kemal, Yunus Nadiye, Yenigünün adının Cumhuriyete çevrilmesini önerirken, Cumhuriyetin savunulmaya ihtiyacı olduğunu ve bu gazetenin o işlevi yüklenmesi gerektiğini söylemişti.

O gün bugündür, Cumhuriyet’in bu işlevi sürdürmesi hem sevindirici hem de üzücü...

Sevindiricidir çünkü misyonunu hâlâ sürdürmektedir.

Üzücüdür, çünkü seksen yılı aşkın süre sonra, Cumhuriyet hâlâ savunulması gereken bir kazanım olarak durmakta, hatta son günlerde kırılganlığı da artmış bulunmaktadır.

Nesnellik olayları çarpıtmamakla sağlanabilecek bir özelliktir, yoksa yorumda karanlık ile aydınlığa, zulüm ile demokrasiye eşit uzaklıkta durarak, bunlar arasında tarafsız kalmakla değil...

Nesnelliğe saygı gösteren her basın organının yapısı gereği o nesnelliği sağlayacak ve koruyacak demokratik ortama taraf olması gerektiğini düşünürüm.

Taraf olduğunu açıklıkla söyleyenlere saygı duyarım. Yeter ki, taraf olan neye taraf olduğunu yalan söylemeden, emellerini gizlemeden, açıkça söylesin.

***

Son dönemlerde Türk Silahlı Kuvvetleri belirli bir taraftan gelen saldırılarla yıpratılmaya çalışılıyor.

Alışılmadık bir durum değil. Bu ordunun kuvvacı öncülerine karşı da, düzmece şeyhülislam fetvalarıyla saldırılar düzenlenmiş, o fetvaları verdiren İtilaf Devletleri de, tıpkı bugün olduğu gibi, başta Mustafa Kemal ve ordusu olmak üzere ulusalcı olan ne varsa, terörist, asi, çeteci olarak suçlanmışlardı.

O günden bugüne saflar değişmedi, yalnızca safları oluşturanların adları değişti.

Konu TSKden açılmışken, bir noktayı vurgulamak isterim. Demokrasilerde, eleştirilmez, dokunulmaz tabular yoktur. TSK de dokunulması yasak bir tabu olmadığı gibi kesinlikle eleştirilemeyen, eleştirilmemesi gereken bir kurum da değildir.

Unutmayalım ki, tarihte başımıza gelen en büyük şerlerden biri olan Kenan Evren bir TSK mensubu idi ve başımıza bunca işi açarken de, TSKnin o sıradaki bir numarası olma niteliğinin kendisine verdiği erki kullanıyordu.

Aktütün olayından sonra hiçbir şey olmamışçasına golf oynayan Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Babaoğlu ile onun onca saat sonra olaydan haberdar olmadığını belirten Genelkurmay açıklamasını da, bu sütunda eleştirmiştik.

Kendi ordumuz, bizim üstümüzde bizden ayrı bir kurum olmayıp, içimizden çıkmış bizim kurumumuz olduğuna göre sevmek de eleştirmek de hakkımız.

***

Ancak, bizim olan bütün kurumlara olduğu gibi, orduya yöneltilen eleştirileri de değerlendirirken, hangi taraftan geldiğine iyice bakmak gerekir.

Şu anda BOP çerçevesinde iki büyük plan yürürlüktedir.

Bunlardan biri, bölgenin büyük güçlerinden Türkiyenin kendi toprakları üzerinde de, etkisini gösterecek mikro milliyetçi hareketlere karşı tepkisiz kalmasını sağlamak üzere, aynı zamanda küreselleşmenin de baş kâbusu olan ulus devleti parçalamaktır. Ilımlı İslametiketi altında sunulan ve ulus devlet ile birlikte demokrasiyi de ortadan kaldırmayı hedefleyen birinci planın yürütücüleri hem memleket dahilinde iktidara sahiptirler, hem de kendi kişisel emellerini Ortadoğunun müstevlilerinin siyasal hesaplarıyla uyum içine sokmuşlardır.

Ortadoğuda, İsrailin yanı sıra ABDnin doğal müttefiki olacak olan ve bu alanda Siyonist devletten de daha uysal ve yararlı hale gelmesi öngörülen bir Kürt devletinin oluşması ve bunun Türkiye tarafından tanınması, sonra ABD emelleri doğrultusunda ittifaka girmesi istenmektedir. Planın ikinci ayağı da bu.

Bu emellerin karşısında TSK bir engel olarak görülmekte, sürekli yıpratılarak, etkinliğinin düzeyi düşürülmeye çalışılmaktadır.

Bunun için dinci basının yanı sıra, liberal görünümlü, CIA ve CIAnın adamı Hoca Efendi güdümlü bir yayın organı oluşturup, onu TSKyi yıpratma işlevine yöneltmek de planı uygulama yöntemlerinden biridir.

TSK eleştirilemez diye bir kural yoktur demokrasilerde, ama bu eleştirilerin hangi taraftan geldiğine de çok iyi bakmak sağlıklı hükme varmak için şarttır.

asirmen@cumhuriyet.com.tr



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları