Öztin Akgüç

Toplumsal Duyarsızlık

21 Aralık 2014 Pazar

Yolsuzluk olayları gündeme getiriliyor, vurgulanıyor, 17-25 Aralık haftasının “Yolsuzluk Haftası” ilanı ile toplumda duyarlılık, tepki yaratılmaya çalışılıyor. Bu duyarlılıktan da siyasal sonuçlar bekleniyor.
Gözlemlere, deneyimlere dayanarak toplumun, en azından büyük bölümünün yolsuzluk konusunda duyarlı olmadığı kanısındayım. Bu bağlamda yönetenlerle yönetilenler arasında karşılıklı etkileşim, uyum vardır. Bilge Konfüçyüs’ün gözlemi günümüzde de geçerlidir. “Bir toplumda yönetenler dürüst ise yönetilenler yolsuzluğa cesaret edemezler; yönetilenler düzgün ise yönetenler uzun süre iktidarda, yönetici konumunda kalamazlar.” Konfüçyüs haklıdır. Toplumsal olaylar, bu gözlemi, öngörüyü kanıtlar.
17-25 Aralık yolsuzluk dosyası açıldığında, toplumun bu bağlamda fazla tepkili olmayacağını düşünmüştüm. Yandaş, yalaka diye nitelendirilen TV’lerin yolsuzluk konusundaki yayınlarını izlemeye çalıştım. Halka mikrofon tutuluyor, yolsuzluk konusunda düşüncesi, tepkisi, algısı ekrana aktarılıyordu. Genelde ağız birliği yanıt, tepki “gumpas, gomplo” şeklinde ekrana yansıyor, yansıtılıyordu. Bu tür sormacaların manipüle edilmiş, eyletilmiş olduğu söylenebilir.

***

Sınırlı da kalsa ben de gözlem yapmaya, sormaca ile izlenim edinmeye çalışıyorum. Genelleme yapmadan bazı tepkileri, görüşleri aktarmaya çalıştım.
?Yolsuzluk başta değil, kuyruklarda var. Kuyruktan yayılıyor. “Balık baştan kokar” deyimi hatırlatıldığında, yine de kokunun baştan değil kuyruktan başladığı ısrarla söyleniyor. Balığın baştan koktuğuna inanılmıyor.
?Farklı bir tepki, eğer yolsuzluk varsa cezasının, hesabının mahkeme-i kübrada verileceği inancı. Hesabı, cezası öbür dünyada verileceğine göre, bu fani dünyada üzerinde fazla durmaya değmez, kul hakkı yenmişse nasıl olsa “Allah cezalandırır.”
?Diğer bir savunma CHP’li bazı belediye başkanlarından, geçmiş dönemlerde de kalsa örnekler vererek yolsuzluğun AKP’lilere özgü olmadığı, yaygın olduğu savunuluyor.
İddialı olmaktan kaçınmakla beraber, yolsuzluk olaylarının, savlarının sandığı etkileyebileceğini düşünmüyorum. Etkisi çok sınırlı kalır. AKP oy kaybederse bu kayıp yolsuzluğun yaygın oluşu ile açıklanamaz. Ekonomik sıkıntılar beklentilerin gerçekleşmemesi, yaşanan haksızlıklar, otoriter eğilimlerin güçlenmesi AKP’nin oy yitirmesine yol açabilir, buna neden yolsuzluklar olmaz.
Toplumun yolsuzluğa karşı duyarsızlığı, bu bağlamda ataraksiya AKP döneminde oluşmuş değil. Yolsuzluk söylemleri gündeme geldiğinde Şair Eşref’in bir dörtlüğünü anımsadım. Şair, en az yüzyıl öncesinden şöyle sesleniyor.
“Bir soğan soyuluyor Yaşarıyor gözler
Bir devlet soyuluyor
Aldırmıyor öküzler.”
Ülkenin kalkınması, özlenen yerlere ulaşabilmesi, saygınlık kazanabilmesi için toplumun değer yargılarının, davranış biçiminin, düşünce yapısının değişmesi gerekir. Ülkeler arasındaki farkı, o ülkelerde yaşayanlar, ülkede yerleşikler yaratır. Haksızlık, yolsuzluk, baskı karşısında susan hatta yapanların haklı olduğunu düşünen bir toplumdan atılım bekleyemezsiniz. Bu karamsarlık değil, gerçekleri görmeye çalışmaktır. Aradan yüzyıldan uzun süre geçmiş, şair Eşref’ten bu yana değişen ne?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları