Sosyalist Sol Çocukluk Hastalıklarından Kurtulamıyor

20 Ekim 2008 Pazartesi

Yeni düşüncelerle, yeni önerilerle karşılaşabilirim umuduyla arada bir sosyalist soldaki partilerin, örgütlenmelerin, girişimlerin web sitelerinde yayımladıkları yazılara göz atıyorum, gazetelerini, dergilerini okuyorum. Fakat her seferinde düş kırıklığına uğruyorum.

Sosyalistlerimiz ne yazık ki insanlarımızın ve insanlığın içinde bulunduğu temel siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel sorunların çözümüne ilişkin düşünceler üretemiyor, öneriler sunamıyorlar. Birçok sosyalist 21. yüzyıl insanına hâlâ 19. yüzyılda geliştirilip kuramlaştırılmış düşüncelerle yaklaşmaya, insanlığın temel sorunlarına bu düşüncelerle çözüm aramaya çalışıyor. Doğruluğu ve evrensel geçerliliği geride kalan 150 yılda hayat tarafından defalarca kanıtlanmış Marksist kuram günümüz insanının ve insanlığının sorunlarına yanıt oluşturacak düzeyde geliştirilemiyor, koşullara uyarlanamıyor.

***

Özellikle kendilerini sosyalist olarak tanımlayan, iyi niyetlerinden hiç kuşku duymadığım gençlere gözle görülür ölçüde bir dediğim dedikçilikegemen. Okuduklarını nasıl anlamışlarsa, kendilerine anlatılanları nasıl algılamışlarsa, onların tek gerçekolduğuna inanmışlar. Bu öyle bir inanma ki kendi yaşıtları olan başka sosyalistlerin de okuduklarını farklı yorumlayabileceklerini, dinlediklerini/duyduklarını farklı algılayabileceklerini, dolayısıyla onların da inandığı farklı bir tek gerçekolabileceğini/olduğunu akıllarına bile getirmiyorlar.

Web sitelerine, yayımlanan dergi ve gazetelere bakarak doğruya yakın bir sayıya varmaya çalışıyorum, olmuyor, 40larda bırakıyorum. Bu sayılar ülkemizde kendisini sosyalistolarak tanımlayan 50nin üzerinde parti, örgüt, grup olduğuna işaret ediyor, bu da aynı sayıda tek gerçekin varlığı anlamına geliyor.

Hiç kimse, hiçbir parti, örgüt ya da grup kendi tek gerçekinden, doğru bildiğinden ödün vermek eğiliminde değil, doğru bilinen inatla, dirençle, öfkeyle savunuluyor. Bu uzun yıllardan beri böyle süregeliyor ve sosyalistlerimiz enerjilerini, birbirlerinin düşüncelerini, birbirlerinin tek gerçeklerini çürütmek için verdikleri kavgalarda tüketiyorlar.

Kapitalizmin açmaza girdiği, derin krizler ürettiği, krizin emekçi kitlelerinde korkulara yol açtığı, toplumların büyük sarsıntıların arifesinde olduğu, kısacası sosyalistler için en elverişli koşulların doğduğu süreçlerde bile onlar kapitalizme, kapitalist odaklara değil de kendileriyle aynı düşünmeyen sosyalistlere karşı kavga veriyorlar.

***

Uzlaşma kültürüne toplumun geneli ne kadar uzaksa sosyalist çevreler de o kadar uzak; böyle olunca sosyalistlerin bir araya gelmesi gerçekleşemiyor.

Toplumumuzun son 30 yıldır yoğun bir depolitizasyon sürecinden geçirildiği, insanların siyasetten uzaklaştırıldığı, ideolojilerin tu kaka edildiği de unutuluyor. Hayatı merak eden, sosyalizmle tanışmak isteyen genç insanlar, ilişki kurdukları siyasal/ideolojik yapılanmalarda kendilerini bir anda o zamana kadar yabancı oldukları o tek gerçeki tanımlayan kavramların boğuculuğunda disipline edilirken buluyorlar. Ne var ki o tek gerçeklerin hayatta çoğu zaman karşılığı olmuyor, olmayınca da soyut kavramlarla düşünmeye alışmamış genç insanlar o çevreden hızla kopup kendilerini yeniden boşluğa atıyorlar.

Tek gerçekçilik”, “ben bilirimciliksosyalist harekete, sosyalist örgütlenmelere uzun yıllardır kan kaybettiriyor, sosyalist solu bölüyor, parçalıyor, yeni katılımların önünde engel oluşturuyor.

Sosyalist sol ne yazık ki çocukluk hastalıklarından kurtulamıyor.

[email protected]

www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları