Dini Ders Yerine Dinden Ders Almak...

23 Aralık 2014 Salı

Faşist iktidarların en büyük başarısıdır. Sizi oto     sansürle terbiye ederler.
Daha kimse bir şey demeden, kendi kendinize yapacaklarınızı gözden geçirirsiniz. Kendinize sınırlar koyarsınız.
Dilinizi, aklınızı, fikrinizi onların istediği ölçülerde kullanmaya çalışırsınız.
Bunun için o lanet sansür çıtasını tak diye elinize verirler.
Onu o an olduğu gibi kırıp atacağınız yerde, hangi seviyede tutmanız gerektiğini düşünmeye başlarsanız, yanarsınız.
Ahlak konusunda da bu böyledir; inanç konusunda da.
Gazeteler günlerdir öğrencilerine Budistlerin “korkunç” cenaze törenlerini izleten din öğretmeninden bahsediyor.
Onların, “akbabalara parçalatılan cesetler” sığlığına indirgediği bu ‘Gökyüzü defni’ Uzakdoğu’da Budizmden de yaşlı bir gelenektir.
Ölenlerin bedenleri özel bir törenle karlı dağların zirvelerine taşınır. Beden orada kutsal ezgiler ve dualar eşliğinde parçalara ayrılır. O parçalar teker teker akbabalara atılır.
Evrendeki sonsuz dönüşüme hizmet eden bu defin, o coğrafyada “iyi karma”nın geleneksel törenidir.
Bu şekilde hem cesedin taşıdığı hastalıkların insanlara bulaşmadan yok edildiğine, hem de onunla beslenen kutsal kuşlar sayesinde ölen kişinin ruhunun kutsandığına inanılır.
Yoksa bu tören Budistlerin ölülerine yaptığı tüyler ürperten, iğrenç, vahşi bir şey değildir.
Dolayısıyla bir din öğretmeninin öğrencilerine Budistlerin bu farklı cenaze töreninden bahsetmesi de dehşete düşülecek, korkunç, fena, rezil bir şey değildir.
Aksine umut verebilecek bir şeydir.
Mevcut düzen akla o öğretmenin bu görüntüleri büyük bir olasılıkla, diğer inanç sitemlerini karalamak ve aşağılamak adına izletmiş olabileceğini işaret etse de bir ihtimal daha var.
Küçük olduğu kadar eğer gerçek olsa muhteşem olabilecek bir ihtimal...
Keşke o öğretmen, hiçbir otosansür uygulamadan, amirlerinin ona ne kadar kızacağını umursamadan, çocuklara dünyanın çok büyük, zamanın çok geniş ve evrendeki kutsalların birbirinden çok farklı olabileceğini anlatmaya çalışmış olsa...
Din dersi dediğin dini bir ders değil, dinler hakkında bir ders olmalı diye düşünmüş olsa...
Öğrencilerine kendi inancını dayatmak yerine onları başka inanç sistemlerinin kutsalları hakkında bilgilendirmenin daha dürüst ve aydınlık bir sorumluluk olduğuna inanmış olsa...
O sınıfta yaşanan gerçek bu değilse bile; bizim hiç yılmadan bunun böyle olmasını istememiz gerekiyor.
Dogmatik inançların sorgulanmaya karşı en büyük kalkanı, saygısızlık tehdididir.
Bu tehdidi görüp sustuğumuz sürece elimize verilen çıta ayak bileklerimizi geçemez.
Dini eğitime karşı çıkmak, dine saygısızlık değildir; aksine hayata ve gerçeklere saygıdır.
Çünkü ölüler sadece toprağa gömülmezler.
Gökyüzüne, kuma, suya, hatta kalbe gömülebilirler. Hayvanlara yem edilebilirler. Kül olup havaya da savrulabilirler.
Çocuklara tek doğru ve tek gerçek olmadığını öğretmeyi reddeden faşist iktidarlar önce yetişkinleri otosansürle terbiye ederler.
Sonra çocuklardan gerçekleri gizlerler.
Çünkü bilirler; erken yaşta dini ders alan, artık bir daha dinden ders alamaz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları