Özdemir İnce

AKP’nin trajik marifeti (1)

26 Kasım 2019 Salı

Efendim, gözünüz aydın! Milli Eğitim Bakanlığı öğrenci, öğretmen ve okulun akademik beceriler üzerindeki etkisini ölçmek için 4’üncü sınıf öğrencisinin katıldığı “Türkçe-Matematik-Fen Bilimleri Öğrenci Başarı İzleme Araştırması” yapmış. Fevkalade!

Nisan ayında 81 ilde 4, 7 ve 10. sınıf düzeylerinde Türkçe, matematik ve fen bilimleri derslerinden öğrenci başarı izleme araştırması yapılmış. Katılan öğrenci sayısı ve araştırmanın ölçeği göz önünde bulundurulduğunda bu araştırma, Türkiye'’de yapılan en geniş çaplı izleme çalışması olmuş. Bu da fevkalade!

***

Ancak ortaya çıkan sonuçlar ne yazık ki fevkalade değil, perişan:  Öğrencilerin yüzde 40’ı okuduğunu anlamıyor, matematikte işlem yapamıyormuş…

Türkçe alt testinde “bilme” düzeyindeki soruların ortalama doğru cevaplanma oranı yüzde 63, “anlama” düzeyindeki soruların ortalama doğru cevaplanma oranı ise yüzde 60 imiş....

Yapılan testte bütün soruları doğru yanıtlayan öğrencilerin oranı yüzde 3.55 olmuş…

Matematik alt testinde ortalama doğru cevap oranı “bilme” düzeyinde yüzde 63, “anlama” düzeyinde yüzde 59 ve “akıl yürütme” düzeyinde yüzde 49 imiş…

Öğrencilerin bu testteki ortalama puanı 323.02 olarak belirlenirken, yüzde 24’ünün 400-500 arasında puan aldığı tespit edilmiş; öğrencilerin ancak yüzde 4.34’ü bütün soruları doğru cevap vermiş...


***

AKP bilmem kaç bin yeni derslik yaptırmış ama ah şu öğrenciler olmasa… Göz kamaştırıcı başarılarını öğrenciler gölgeliyor: Öğrencileri ihale edemezsin ama ediyorlar, öğrenciye yap-işlet-devret yöntemi uygulayamazsın ama bunu da yapıyorlar. Okul ve öğrenciyle oynayan çarpılır, yamuklaşır. Bu da oldu ama utanmıyorlar!

Bu hazin durumu İmam Hatip Saltanatı ve İmamokrasi (Tekin Yayınevi) adlı kitabımda yer alan, 2000-2015 yıllarını kapsayan yazılarımda aklı olanlara anlatmıştım.

Din İman Masa Kasa (Tekin Yayınları) adlı kitabımda ise Devrimci Cumhuriyetin gözbebeği Milli Eğitim sistemimizi berhava edenlerin din ve iman maymunculuğuyla kapıyı açıp kasayı soymaları sahneleniyor. Belki haberiniz yoktur. Benim hamlığıma verin…

Adı geçen kitabın önsözünden bir bölümü bilgi ve ilginize sunuyorum:

***

Önsözünü meğer kitabı oluşturmadan yazmışım. Aslında, ideal düzeyde bakacak olursak, din ve imanın masa ve kasa ile bir araya gelmemesi gerekir ama din adamları ile siyasetçiler işe karışınca, bir araya gelmenin ötesinde din ve iman, masa ve kasanın hizmetine giriyor. Şimdi sözünü ettiğim yazıyı okuyalım:

7 Ağustos günü yayınlanan “Sünni Din Bezirgânları Artık Özgür” (1) başlıklı yazımı okuyan bir okur “Sünni madrabazlığın” CHP’nin tek parti döneminde uğradığı zulmün (!) ne menem bir zulüm olduğuna açıklık getirdi:

Bir toplantıda din madrabazlarından biri, CHP’nin tek parti döneminde uğradıkları zulmü konuşmacıya laf atarak hatırlatmış. Bunun üzerine konuşmacı laf atana sormuş:

Hangi ibadeti yapmak istedin de yapamadın? Namaz mı kılamıyordun, hacca mı gidemiyordun?..

Madrabaz, konuşmacıyı yanıtlamış: “İbadeti yasaklamaya gücünüz yetmez. Siz bizi masadan ve kasadan uzak tutuyorsunuz.

Müthiş bir yanıt. Hiç duymamıştım. Aydınlık okuru devam ediyor:

Yani tüm dertleri masaya ve -özelikle de- kasaya yanaşmakmış. Bunu yapamadıkları için gerçekten de ‘zulüm’ gördüklerine, acı çektiklerine inanıyorum. Düşünsenize, kasa orada, başkaları yanaşmış (Örneğin: ANAP, DYP) ama bunlar yanaşamıyor. Bu ‘zulüm’ değil mi, onlar açısından? İlk işleri burada (Isparta) aç kurtlar gibi saldırmak oldu. Şevket Demirel’in bir benzetmesi var: Malı kışın aylarca ahıra kapatırsın. Sonra bahar gelince çayıra saldığında yeşil otlara nasıl saldırırsa bunlar da deliler gibi paraya saldırdılar. Nasıl mı? Örneğin, benim üzerinden her gün geçtiğim kaldırımı tam dört defa söküp, buranın taşını oraya, oranın taşını buraya yeniden döşeyerek... Tabii utanma vs. beklemek boşunadır.

***

Ne utanma ne de arlanma! Evde satılmadık eşya kalmadı, çocukların kumbarasını, dedelerin-nenelerin kefen parasını bile cep ellezi ettiler! (Bu şikâyet ve ihbar yazısı devam edecek!)

 

 (1) Aydınlık, 7.8 2012



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerli ve milli 24 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları