Türkiye kangren olmuştur!

08 Aralık 2019 Pazar

Kendimi bitmeyen bir kâbusun içinde gibi hissediyorum artık...

Erkeklerin sürekli kadınları öldürüp, çocuklara tecavüz ettiği,

Her yerinden şiddet fışkıran,

Sevginin ve saygının çok azaldığı, 

İlkel ve küstah cinsiyetçilerin medyada kahramanlaştırıldığı,

Irkçıların hiç susmadan arsızca naralar attığı,

Hırsızların kol gezdiği,

Pis koku ile çevrelenmiş, kanlı bir distopya gibi...

Kadınlar kaçışıyor, özsavunma yöntemleri geliştirmeye çalışıyor.

Birileri çocukları kurtarmak için çabalıyor. 

Annesinin kuzeni tarafından 9 yaşından itibaren yıllarca taciz ve tecavüze uğrayan Emre Yıldır, ses kaydı alıp savcılığa başvuruyor. Bekliyor ki adalet yerini bulsun...

Ama beklerken umudunu yitirip 25 yaşında intihar ediyor. 

Geçinemeyen aileler, topluca intihar ediyor. 

Bir erkek, 20 yaşındaki bale öğretmeni Ceren Özdemir’i yolda yürürken bıçaklayıp öldürüyor.

Ceren de sosyal medyada tepki gösterenler için bir etiket haline geliyor...

İsyan eden insanlar, yetkililerden hesap soruyor: Ceren’in katili Özgür Arduç, 14 yıl önce de bir erkek çocuğu bıçaklamış, iki kez hapisten kaçmış, sokaklarda nasıl gezebiliyor?

İçişleri Bakanı yanıtlıyor: “Yapılan eleştiriler Ceren’i geri getirmeyecek.”

Kâbus hiç bitmiyor!

Dincilik arttıkça linç de artıyor 

Keşke bu olanlar gerçekten bir kâbus olsa, gözümü açtığımda hayat başka olsa...

Oysa gerçek şu: Şiddetin toplumu böylesine bir örümcek ağı gibi sarmasının ardında iktidarın dindar ve kindar bir nesil yetiştirme politikası var.

Dincilik arttıkça linç de artıyor. 

Hurafe ve batıl inanç yayan tarikat ve cemaatler, hem devlet kurumlarına hem de sosyal hayata egemen oluyor.

Kadın sadece evde oturup çocuk doğuracak ve erkeklere itaat edecek ikinci, üçüncü sınıf bir insan olarak görülüyor.  

Siirt’te bir lise müdürü, hakaretler eşliğinde kız öğrencilerin etek ve pantolon boylarını ölçüyor.

Meclis’te görevli personele TBMM İdaresi tarafından “sözlü uyarı” yapılarak, vücut hatlarını belli etmeyen kıyafetler giymeleri söyleniyor.

İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun katıldıkları özel bir yemekte alkollü içecek içmedikleri konusunda kamuoyu ikna edilmeye çalışılıyor...

Dincilik arttıkça toplumdaki kutuplaşma da artıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslama uyacağız” diyerek laikliği gömüyor. Bunu yapmayanlar toplumda ötekileştirilip “günahkâr” diye damgalanıyor. 

Muhalif gazetelerde tek tük eleştiri yazısı çıkıyor. 

Muhalefet partilerinin ise gıkı çıkmıyor! 

AKP iktidarında şiddete çözüm bulunmaz

Kadına, çocuğa, hayvana tecavüz ve şiddet, AKP öncesinde de vardı ama son 17 yılda hepsi çok büyük artış gösterdi. Topluma adeta şiddet pompalandı. 

Peki ne yapmalı? Önce durumu net görmeli.

“Dindar ve kindar bir nesil yetiştirmeyi” hedef olarak belirleyen bir partinin iktidarında şiddet sorununa çözüm bulunamaz. Çünkü bu hedef, gerçekte dinci ve kincidir; şiddeti körükleyen nedendir. 

Topluma yıllardır ekonomik ve psikolojik şiddet uygulayan bir iktidarın varlığında şiddet kılcal damarları sararak bütün bedene yayılır.

Bu yayılmayı önleyecek hukuk mekanizmaları da felç edildiğinden adalet asla sağlanmaz. Aksine kadın katillerine ve çocuk tecavüzcülerine ceza indirimleri yapılır!

Artık kimsenin can ve mal güvenliği, farklı bir din ya da mezhebe inanma ve inançsız olma özgürlüğü yoktur. 

Türkiye kangren olmuştur. 

İyileşme, ancak AKP’nin iktidardan ayrılması ile mümkün olabilir. Onun dışında yapılacak göstermelik düzenlemeler, bu toplumu hastalıktan kurtarmaz.

AKP iktidarında kâbus bitmez!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları