Adnan Dinçer

Çalımbay’ı tanır mısınız?

11 Aralık 2019 Çarşamba

Rıza Çalımbay’ı tanır mısınız? Hepinizin “evet” dediğini duyar gibiyim. Son derece samimi, işine düşkün ve müthiş azimli, yetenekli bir genç adamdır benim için. Adam olmak önemlidir unutmayın! Kıtlığını çektiğimiz futbol dünyasında nadir bir yıldızdır o. Altyapıda keşfedip, Beşiktaş formasını verip, eğitimini sonsuz bir umutla gelişmesine yardımcı olduğum öğrencilerimdendir o. Uzun yıllar Beşiktaş özkaynağından gelip profesyonel takıma yükselmiş ve orada yerini kaptan olarak yıllarca korumuş nadir bir cevherdir. Reklamı sevmeyen ama bu yüzden pek bahsedilmeyen futbol adamıdır o. 1980’li yıllarda profesyonel takıma geçen ve Miliç döneminde oynarken bileğinden sakatlandığı süreçte Avusturya ile bizden önceki dönemde 4-0 yenilginin rövanşını yaptığımız karşılaşmada forma giyme şansı yoktu. Samsun’daki askeri doktor dostlarımızın atom tedavisiyle maça hazırladıkları ama benim için oynama şansı olmasa da sabahın altısında odamın kapısını çalıp “Ben oynamak için hazırım” diyen iradedir Çalımbay. 

Ancak doktorların ve benim oynamaz sandığım bu futbolcumu bire bir topu alıp sahada denedikten sonra oynatma kararı verdiğimde çok unutulmaz bir durumla karşılaştım! Anlaşmama göre sakatlık nüksederse bana bildirecekti oynarken. O gün kaptan Zafer Tüzün’ün oyundan atılmasıyla 10 kişi kalmakta müthiş baskı ve inançla 2-0 öndeyken elini kaldırdı ve yerini başka arkadaşına bıraktı. Merakla sakat dizine doğru eğildiğimde bilekte koncuna akan kan rengini görünce şaşırdım. Oysa ki o sadece bileğindeki kanamaya karşın varolan sakatlığını aşarak oynamış ve çaresiz kalınca uyarım gereğince yerini başka bir arkadaşına bırakmak zorunda kalmıştı. Onun için Ulusal Takım ve Beşiktaş asla vazgeçilmez görev yeriydi! Kazandık ama üzgündüm sakatlığı önemliydi ve bizler otobüsle döneceğimiz için bir an önce İstanbul’a doktor ağabeyim Prof. Alp Göksan’a gitmeliydi. Hemen şahsen kendi imkânımla iki bilet alıp bir başka değerli futbolcum Tuncay Şeker ile uçakla İstanbul’a gönderdim.

Sabah İstanbul’a döndüğümde Beşiktaş ve benim sarsıldığımız yanlış haber sürprizini yaşamak bana çok koydu! En çok değer verdiğim oyuncumu ilgisizlikle suçlayan yanlış habere çok takılmıştım. Teferruata gerek duymuyorum.

Futbolu bıraktıktan sonra başladığı teknik adamlık görevinde her gittiği yerde başarılı olan ve bunu da şimdi Sivasspor’da kanıtlayan Çalımbay takımını lider yaparken çok önemli bir gerçeği ortaya koyuyor. Bu genç adam yüksek tahsilli diploma sahibi filan değil tam bir futbol Mehmetçiği, akıl ve yaratıcılık dolu disiplinli bir lider olduysa doğasındaki varlığını sürdüren o dönemin özkaynak gerçeğinin son kanıtıdır. Bu gerçeği ne kadar sahiplenip örnek alıyoruz, kendimizi gözden geçirmediğimiz sürece başarılı olma sürekliliğimiz sıka geçilecektir! 

Açıkçası ben işin başında yeni şampiyonun üç büyüklerin dışında olabileceğini işaret ederken, gençlerin de unutulmamasını hatırlattığım için geri planda tutuldum. Ülkemin ana sorunu eğitim eksikliğidir diyorum ve hem bunun hem de fedakârlığın önemsenmediği vefasız süreçte başımızı ellerimizin arasına almayı tavsiye ediyorum. Rıza Çalımbay futbolda en üst düzeye gelmiş, sadece tek takımda oynamış ve teknik adamlığındaki başarılı kariyeri kanıtlamışsa ona sahip çıkmalıyız. Kusurumuz endüstriyel futbolun adil biçimde amaçlı uygulanmamasıdır! Oyun sadece hakem hatalarının gündemde tutulduğu bir süreç olmamalıdır. Bu iş boy, kilo, oran işi değil; “adam gibi adam” ve “örnek” olma işidir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tek çare 24 Nisan 2024
Nihayet 20 Nisan 2024
Beşiktaş’a benzemek! 14 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları