Meriç Velidedeoğlu

‘Zekât Ekonomisi’ mi?

13 Aralık 2019 Cuma

Bu ayın “7 ve 8 Aralık” tarihinde, “İslam İşbirliği Teşkilatı”nın (İİT) ve “İslam Kalkınma Bankası”nın (İKB) işbirliği ile İstanbul’da düzenlenen “Konferans”ta, Erdoğan yaptığı konuşmada, “Zekât Ekonomisi” çağrısında bulundu.

“Zekât”, İslamın beş şartından biri; mal ve kazanılan paranın helalliğini sağlamak için, bunların değerlerinin kırktabirini her yıl, ihtiyacı olanlara verilmesini içerir.

İki gün süren “Konferans”ın izlenen, dinlenen tek konuşmacısıydı Erdoğan...

Her iki günkü konuşmasında da, “İslam Dünyası”nın “birlik, beraberlik” içinde olmadığını vurgulayan yoğun eleştiriler yaptı.

Ardından nasihatlerini bir bir sıraladı. Konuşmasını noktalamadan önce de kendisinin bu bağlamda gerçekleştirdiklerini, “İslam Dünyası” çapında yaptığı yardımları da sıraladı; en son örnek olarak da Arnavutluk’ta yaşanan depremde, evlerinin yıkılmasıyla kış kıyamette açıkta kalan Müslüman Arnavutlar için “500 Konut” yapılmasını istediğini, bu konuda derhal faaliyete geçildiğini dile getirdi.

Konuşmasını, “İslam Ülkeleri”nin de yardımda bulunmasını, tek tek yapacakları yardımları toplayıp Arnavutluk’a ulaştırmasını oldukça ciddi bir tavırla, “Ne duruyorsunuz?” der gibi istedi.

Seslendiği onca Müslüman ülkenin delegesi bu buyruğu sakin sakin dinliyordu...

Değerli dostlar Erdoğan’ın bolca paylamalarının da yer aldığı konuşmasını TV’de izlerken, geçen yıl “AKP”nin bir ilçe Belediye Başkanı’nın ilçe caddelerindeki direklerin tabelalarına, Erdoğan için “Ümmetin Lideri” afişleri astırdığını anımsadım. Buna göre, Müslümanların önderi olduğuna göre, Osmanlı Devleti’ndeki gibi Erdoğan’ın da, “Halife” olması gerekmiyor muydu?

Daha sonra, yine geçen yılın şubat ayında Erdoğan’ın, “Hıristiyan Âlemi”nin Lideri Papa Francesko’yu ziyaretini de anımsadım. İtalyan basını: “Erdoğan, ‘çeşnicibaşısı’ ve 150 kişilik heyetiyle Roma’ya bir Sultan gibi geldi!” diye manşet yapmıştı.

Kuşkusuz, Papa Frencesko da, “Sultan”ın aynı zamanda “Halife” olduğunu bilir, dolayısıyla Erdoğan’ı bir “Halife” gibi karşıladığı o günkü basında yer aldı. (8.2.2018)

Bütün bunları anımsayınca, hele Erdoğan’ın İstanbul’daki “Konferans”ta onca İslam Ülkesi’ni oldukça üstünlük taşıyan bir tutumla eleştirip, nasihatlar edip, ardından koruyucu, kucaklayıcı bir tutum sergilemesini, Erdoğan’ın bu çabasını, “İslam Dünyası”nın yeterli ölçüde değerlendirmediği, hakkını vermediği görülüyor.

Oysa, Atatürk’e “Halifelik” önermiyti dönemin Müslümanları!.. Bu tarihsel öneri de anımsanınca, Erdoğan yapılan “kadirbilmezlik” daha da büyüyor doğrusu... Öyle değil mi değerli dostlar?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları