Elçin Poyrazlar

Mesele savaşlar değil milliyetçilik

19 Ekim 2019 Cumartesi

Bizi içine çeken Suriye savaşında bugün askeri operasyonları, kampları, ihtilafları, anlaşmaları, geçici çözümleri ve milli çıkarları konuşuyor olabiliriz. 

Yarın bölgede çıkarılan başka bir savaşta yine benzer şeyleri konuşacağız. Ve bir sonrakinde. Ve ötekinde.
Değişen bölge dinamiklerinde aktörler masanın neresinde yer almalı, kimlerle ittifak kurmalı, kimlere ayar vermeli, sert gücünü kimlere ispatlamalı?
Onlarca yıl deneyimle inşa edilmiş Ortadoğu’ya yönelik hassas dış politikamızı çoktan gömdük, farkındayız. Diplomasi karşılıklı horozlanmadan öteye gidemiyor, ‘yumuşak güç’ uzak bir hayal, ülkenin ekonomik ve siyasi vizyonu günlük hırsların elinde.
Her ulusun kendi borusunu öttürdüğü, çıkarlarını diğerine kabul ettirmeye çalıştığı göçmen karşıtı, militarist, kimlikçi, kabileci, hoşgörüsüz bir milliyetçilik çağı bu.

ORWELL'İN DÜNYASI...

İngiliz yazar George Orwell 2. Dünya Savaşı’nın ardından 1945’te kaleme aldığı ‘Millliyetçilik Üzerine Notlar’ başlıklı makalesinde milliyetçilik ve yurtseverliğin karıştırılmaması gerektiğini, bu iki terimin zıt anlamlar içerdiğini vurgular.
Ona göre milliyetçilik (Nationalism) birinin kendisini tek bir milletle ya da bir birimle özdeşleştirmesi, bu birimi iyi ve kötünün ötesine yerleştirerek çıkarlarını ilerletmeyi görev kabul etmesi şeklinde açıklıyor.
Öte yandan yurtseverlik (Patriotism) ise dünyada en iyisi olduğuna inandığı belli bir yere ya da belli bir yaşam tarzına bağlı olmak ancak bunu başka insanlara dayatmamak demek.
Yani yurtseverlik doğası gereği hem askeri, hem de kültürel anlamda savunmada olmak anlamına geliyor. Milliyetçilik ise iktidar arzusuyla ayakta kalabiliyor.
Her milliyetçinin hedefi kendi şahsiyetini adamayı seçtiği millet ya da birim için daha fazla güce ve prestije ulaşmak demek.

DE GAULLE AYRIMI...

Fransa’nın eski cumhurbaşkanı Charles de Gaulle bu konuda ‘Yurtseverlik kendi insanına sevginin, milliyetçilik ise başka insanlara nefretin her şeyden önce gelmesi demektir’ sözleriyle iki terim arasındaki ayrımı iyi tanımlar.
Milliyetçilik üstüne araştırma yapan uzmanların çalışmalarına göre bu ideolojinin büyük tehlikeleri var:
* Milliyetçilik ‘biz’ ve ‘onlar’ yaklaşımını yüreklendirir, fanatikliği artırır ve insanları tek bir takımın üyeleri olmaya zorlar. Karşı takımın kaybetmesinden büyük haz alır. Bir milliyetçi ağırlıklı olarak rekabetçi prestiji düşünür. Düşünceleri çoğunlukla zaferler, yenilgiler, başarılar ve aşağılanmalara odaklanır.
* Ne pahasına olursa olsun kazanma arzusu, iktidar ve üstünlük sağlama hedefiyle milliyetçiler başka ülkelerdeki insanların zarar görmesinde kendilerini haklı görürler. Etik, karşılıklı fayda, uzun dönem istikrar yerine dış politikada itici güç, bencillik ve güce ulaşmadır. Anlaşmalar ihlal edilir, şiddete, acılara ve diğer ülkelerin istikrarının bozulmasına göz yumulur.
* Milliyetçilik ülke içinde de parçalanmalara ve istikrarsızlığa neden olur. Ülkede kimin gerçekten o milletin parçası olduğuna karar vermeye kalkanlar, dışlayıcı, önyargılı, ayrımcı politikalara yol açar. Göçmenler, etnik ve dini azınlıklar, dezavantajlı gruplar milliyetçilerin hedefindedir ve baskı altında yaşar.

LİDER KENDİNİ HEP HAKLI GÖRÜR

* Milliyetçi liderler ülkelerinin yasalarını ihlal etme hakkını kendilerinde görebilir. Eğer milliyetçi amaçlara engel oluyorsa anayasa milliyetçi idealler uğruna feda edilebilir. Yasadışı kararlara karşı çıkanlar vatan hainliğiyle suçlanabilir.
* Milliyetçi liderler üstünlük yanılsamasını sürdürebilmek için tarihi çarpıtabilir ve yalan söyleyebilir. Milliyetçi bir rejim gerçeklerin yerine duyguların ve inançların ağırlık kazandığı gerçek-ötesi (post-truth) politikalara ihtiyaç duyar.
* Milliyetçilik zafer elde etmek için tahminlere, abartılara, yanlış mantık yürütmelere, aşağılamaya ve boş böbürlenmelere başvurur. Tarihi gerçekler hayal ürünü efsanelerle yer değiştirir çünkü tarihi ve sosyal gerçeklik milliyetçi için korkutucudur.
* Milliyetçilik özeleştiriden ve duyarlı yönetim biçimlerinden kaçınır ve her türlü açık eleştirinin bastırılmasını ister. Milliyetçi liderler milliyetçi politikaları sorgulayan herkese saldırır, gücünü elinden almaya çalışır ve sosyal hareketleri yok etmeyi hedefler.
* Milliyetçiler takıntılıdır. Her milliyetçi kendi iktidar biriminin üstünlüğü konusunda düşünür, yazar ya da konuşur. Kendi birimiyle ilgili en ufak bir hakarete hemen karşılık verme gereği duyar.
* Milliyetçilik kendi ülkesinin ya da biriminin diğerinden üstün olduğuna körü körüne inanış ve zehirli bir tutumdur. Milliyetçilik doğası gereği savaş ve emperyalizm nedenidir.
Popülizmden beslenen milliyetçilik çağının tehlikelerini konuşmak asıl meselemiz olmalıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları