Silivri’den anlamlı bir mektup

22 Ekim 2019 Salı

Zaman zaman cezaevlerinden mektup alıyorum. Geçen hafta Silivri’den bir mektup geldi. Aslında 4 Ağustos Pazar günü yazılmış ama önce gazeteye gitmiş; oradan bir süre sonra bana ulaştığı için aradan zaman geçmiş.
Mektubu yazan Fatih Bey, cezaevi avlusunda yaşadığı bir olayı anlatıyor. 4 Ağustos 2019’da gazetede yayımlanan “En Anlamlı Ödül” başlıklı yazımı okuyunca duygularını benimle paylaşmak istemiş.

***

Bir cuma günü öğleden sonra avluda üç tane yavru kuşun adeta annelerini çağıran ötüşlerini duymuş. Henüz yumurtalar bile yokken o yuvayı annenin özenle hazırlayışını ve günlerce yumurtanın üzerinde yatışını anımsayarak şunları yazmış:
Hava bazen o kadar sıcak olurdu ki anne kuş serinlemek için yuvanın dışına çıkar, kanatlarını durduğu yerde yelpaze gibi çırparak serinlerdi. Dayanamazdı yumurta içindeki yavrularının yalnızlığına, hemen dönerdi yuvaya tekrar.
Sonra bir hafta boyunca 150’den fazla yemek seferi yaparak yavrularını besleyen anne kuş, bir anda ortadan kaybolmuş. “Muhtemelen yırtıcı kuşlara yem oldu” dediği anne kuş artık gelmeyince yavru kuşlar iki gün boyunca aç kalmış. Bağırmaları ondanmış...
Bu gelişme üzerine odadaki çağrı düğmesine basıp gelen infaz memuruna durumu anlatmış. “O yavruları bana verirseniz ben beslerim” demiş. İnfaz memuru, “Çatıya jandarmanın izni ve eşliği ile ancak hafta içi mesai saatlerinde çıkılabiliyor. Pazartesi gününü bekleyin, tekrar sorun” yanıtını vermiş üzgün bir şekilde.
O yavrular pazartesiyi görür mü bilmiyorum” diye ısrar edince, “Tamam, ben yine de yöneticiye söylerim” diyerek ayrılmış infaz memuru ama sonra gelen olmamış.
Pazar günü bana mektubu yazarken, hâlâ öten yavruların pazartesi gününü görmesi için üzgün ama umutla beklediğini belirtiyor Fatih Bey...
Yarın ilk işim, konu ile ilgili dilekçe yazıp, yavruların o yuvadan alınıp beslenmesi için bir şeyler yapmak. Bir belgeselde serçelerin annesi ya da babası ölünce diğer serçeler tarafından sahiplenip beslendiğini izlemiştim. Ama bu yavruları sahiplenen olmadı...” diyor.

***

Ve mektubun sonunda “Kuşlardan birine isim vermek isterseniz (şayet kuşlar ölmez ve oradan kurtulurlar ise) ismi bana iletmeniz yeterli” diye yazıyor...
Mektup elime geç geçtiği için üzgünüm. Ama yavrular hâlâ yaşıyorsa ve eğer isim verilmediyse, birinin adı Umut olsun.
Bu köşenin adı gibi, dirençle hayata tutunan canların yeşerttiği umut olsun!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakoz 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları