Öztin Akgüç

Sürekli reform çelişkisi

23 Ekim 2019 Çarşamba

O kadar sık köklü değişiklik yapıyor, düzeltiyor, iyileştiriyoruz ki, sonuçta reformlar çelişiyor, çatışıyor, deformasyon oluşuyor. Deformasyonu gidermek için tekrar reform yapıyor, sorunlar çözülmüyor, sorunlar yumağı kabarıyor. Süreklilik, reform sözcükleri bağdaşmıyor, çelişiyor.
TBMM’de görüşülmekte olan yargı reformu “Berlin’de hâkimler var” anekdotunu anımsattı.
Kısaca yenilenirse, devrin Prusya Kralı, atlı arabasıyla giderken, yol üstünde bir değirmen görür, değirmenin yıkılmasını buyurur. Değirmenci, “Berlin’de hâkimler var” diyerek itiraz eder, davasını Berlin’e taşır. Berlin’de yargıçlar değirmenciyi haklı bularak değirmenin yıkılmamasına karar verirler. Prusya Kralı, karara saygı göstererek yıkımdan vazgeçer. Günümüzde değirmen yoktur, ama yerinde olayı anımsatan değirmenci heykeli vardır. “Berlin’de hâkimler var” adalete, yargıya güvenin sembolik ifadesi olmuştur.
Olaylarda; hakkını, hukukunu koruyan vatandaş, kişisel kaygılardan beklentilerden uzak karar veren yargıç, yargının kararına saygı duyan kral vardır. Yargıç güvencesi yoktur ama olayda insana, yargı kararına saygı vardır. Hakkına, hukukuna sahip mücadeleci vatandaşlar, talimatla hareket etmeyen, yasaları bilen, doğal hukuku içselleştirmiş yargıçlar, karara saygı gösteren yöneticiler var olduğu sürece, yargıya güven için “reform” yapmaya gerek kalmaz.
Ülkemizde sorun oluştuğunda neden olarak genellikle yasa yetersizliği, yasal boşluk, kaynak azlığı, finansman gösterilir. Sorun yasal boşluktan, finansman yetersizliğinden değil, insan davranışından kaynaklanır. Kıt olan nitelikli insan kaynağıdır.
Sürekli yinelenir “olaya doğru tanı konlamazsa sorun çözülemez”. Yargıya güvensizliği, yasal düzenleme ile gidermeye kalkışmak, belki bir süre toplumsal tepkiyi azaltarak beklenti yaratır ama sorunu çözemez. Sorun vatandaşa “Ankara’da yargıçlar var” güvenini sağlamakla çözülür.
Ülkede gerekli niteliklere sahip yargıçlar vardır. Ancak ülkemizde tersine ayıklanma, seleksiyon süreci yaşanmaktadır. Ayıklanma, iyiye, temizlemeye doğru değil, çoğu kez liyakatsizliğe, ehliyetsizliğe yönelik olmaktadır. Tersine ayıklanma süreci, her alanda olduğu gibi yargıda da yaşanmakta, nitelikli olanlar bir şekilde dışlanmakta, elenmektedir. Toplumsal yaşantımızda fizikteki “birleşik kaplar kanunu” geçerlidir. Baştaki kabın düzeyi, ülkenin, örgütün, kurumun genel düzeyini de belirler. Yargının düzeyini yükseltebilmek için ülkenin yönetim düzeyinin yükseltilmesi gerekir. Ülkemizde yaşananlar, mevcut Başkanlık sistemi ile yargı bağımsızlığının sağlanamayacağını göstermektedir.
Yargı reformuna umut bağlamamakla beraber, bazı düzenlemelerin yararlı olacağı düşünülebilir. Örneğin yargı kararları dolayısıyla Hazine, haksızlığa uğrayanlara yüklü tazminatlar ödemektedir. Yargının hatalı kararları dolayısıyla ödenen tazminatların yükü vergi mükelleflerinin üzerinde kalmakta, hatalı karar veren yargıç değil vergi mükellefi cezalandırılmaktadır. Düzenleme ile ödenen tazminatlar dolayısıyla Hazine’nin kararı veren yargıçlara rücu etmesi, geri dönmesi sağlanırsa bu adaletsizlik giderilebilir.
Yargıcın, pozitif hukuka, meri yasalara aykırı, keyfi sayılabilecek bir kararından zarar doğmakta, kusurlu karar ile doğan zarar arasında illiyet bağı bulunmaktadır. Bu durumda Hazine’nin ödediği tazminat nedeniyle yargıca geri dönmesi adalete uygundur. Yargıcın, kusurlu kararları dolayısıyla ödenen tazminatın sorumluluğunu yüklenmesi, keyfi kararlar alınmasını önleyebileceği gibi, yargıçların kararlarında daha titiz davranmalarına da yol açar.
Yasal olarak yargıcın sorumluluk yüklenmesi daha iyi düzenlenebilir. Yargıcın kararları dolayısıyla sorumluluk yüklenmesi sorunu çözmez ama en azından hafifletir. Sorun ancak yargının vakarını, onurunu koruyarak, meri yasalara, pozitif hukuka gerektiğinde doğal hukuk kurallarına uygun karar vermesi ile çözülebilir.
Sorunun kaynağında insan olduğu gözden kaçmamalı; vatandaş inanarak, gönülden “Türkiye’de yargıçlar var” diyebilmelidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Canlı duygusallığı 3 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları