<video:1646184>

Orkid reklamının gündeme getirdiği gibi algı operasyonlarıyla ülkemize atılan çamurların aksine Türkiye’de böyle bir mesele yok, hiç olmadı.

Ped paketlerinin kadına karşı şiddet haberlerinin yer aldığı gazete kağıdına sarıldığı Orkid reklamı ülkedeki üst erkek aklı haklı olarak rahatsız etmiş.

Bıyıklarından taviz vermeyen delikanlı medyamız duruma hemen el koyup markanın nasıl da kadın konusunda Türkiye’yi aşağılamak, ülkeyi geri kalmış gibi göstermek için algı operasyonu yaptığını çakıvermişler.

Markanın açıkladığına göre mağaza içi tanıtım için İngilizce ve Türkçe olarak hazırlanan reklam sosyal medyamızın soylu şövalyelerince bizzat etkisiz hale getirilip aslında ABD’nin ve Batı’nın hain bir oyunu olduğu ortaya konmuş.

Türkiye’deki kadınların menstrüasyon günlerinin dış mihrakların ana konusu olduğunu biz kadınlara da açıkladıkları için kalemşörleri içtenlikle tebrik ediyorum. İşte bu milli, yerli, pilav beyinli yöntemle Türkiye’yi hedefleyen dış mihrakları yenebilir ve ilerleyebiliriz.

HER ŞEY YOLUNDA MI? 

Çünkü algı operasyonlarında atılan çamurların aksine Türkiye’de böyle bir mesele yok, hiç olmadı. 

Çünkü biz kadınlar için hayat güllük gülistanlık. Ülkede neredeyse her gün bir kadın öldürülmüyor, tecavüze direndiğimiz için bileklerimiz kesilmiyor ve yakılmıyoruz, çocuğumuzun yanında boğazımızdan bıçaklanmıyoruz, 20. kattan aşağı atılmıyoruz.

Çocuk yaşta asla evlendirilmiyoruz. Okulda erkek öğretmenlerimiz oramızı buramızı ellemiyor. Başlık parası ve töre yüzünden okuldan alınıp eve kapatılıp bizden çok büyük adamlarla evlendirilmeye zorlanmıyoruz. Evde, sokakta, mahallede, çarşıda gözetlenmiyoruz, ayrımcılığa uğramıyoruz, takip edilmiyoruz.

Çevremizdeki kadınlar bize kendi korkularını ve travmalarını öğretmiyor çünkü onların hepsi özgür yetişti. Mahalle baskısı yok, ağabey ve babalarımız son derece anlayışlı.

Eğitim için tüm yollar açık. İstediğimiz erkekle sevişip istediğimiz erkekle evleniyoruz. Onlardan ayrılırsak erkekler anlayışla başımızı okşayıp ‘dost kalalım’ diyorlar. Evlenirsek ne giydiğimize, kimi gördüğümüze, nasıl oturup kalktığımıza karışmıyorlar. Ev ve çocuklarla ilgili işlerde istisnasız eşitiz.
Çok nadir durumlarda bir kadın zarar görürse polisi, savcısı, yargıcı, hükümeti, tüm kurumlar var güçleriyle suçluyu cezalandırıyor ve bir daha tekrarlanmaması için ağır yaptırımlar getiriyor.

Başımızdaki yetkililer “Kadın-erkek eşittir, kadının çalışma hayatına girmesi esastır, gebeyken bol bol dışarda gezmelidir, paşa gönlü ne isterse onu giymelidir ve takmalıdır, eğitim kız çocuklarının en birinci önceliğidir, parlamentonun en az yarısı kadındır, hedefimiz kadın-erkek eşitliğinde İsveç’i geride bırakmaktır” gibisinden açıklamaları her hafta yapıyor.

Böylesi bir ülke hakkında geri kalmış algısı yaratılması, hem de bunun kadınlarımızın en hassas günleri üstünden yapılması ciddi bir savaş nedenidir.