Olaylar Ve Görüşler

Köktendinci yobaz

25 Ocak 2020 Cumartesi

İrfan O. Hatipoğlu/Yazar

Siyasal İslamcı iktidarın, yönetim izlencesi/düşünsel anlayışı kamu kurumlarında egemen olması ve Cumhuriyetin değerlerinin/kazanımlarının örselenmesine karşı duyarsızlığın artmasının verdiği cesaretle “köktendinci yobazların” laik yaşama müdahalesi giderek artıyor. Partili Cumhurbaşkanı’nın davranışları, söylemleri ile radikal İslamcı anlayışın günlük yaşamımızda ve kamu kurumlarının çalışmalarında dikkate alınması çağrısı... Yurttaşların kamusal hizmet gördürmeler de cemaat/tarikatlar ilişkisinin öne çıkması... Kamunun düzenlediği etkinlikler/törenlerde “dua, Kuran tilaveti”, medyada din referanslı tartışmaların sıradanlaşması köktendincileri cesaretlendirme de önemli etken. Yurttaşlarımız köktendincilerin cesaretlenmesinden fazlasıyla etkileniyor. Öğretilerine ilgi duyuyor, uzlaşma arıyor. Konuşmalarını, günlük yaşamını dini söylem, ritüellerle zenginleştirmekte, başarı arayışını dini semboller üzerinden aramaktadır. Diğer yandan Cumhuriyet tarihi boyunca tanıklık etmediğimiz kadar “köktendinci yobazlarını” çevremizde arttığını, görünür ve tehlikeli duruma geldiklerine, arsızlaştıklarına tanıklık ediyoruz. Demokratik, bağımsız, laik Cumhuriyetin geleceğinden kaygılanıyoruz.

Ulusal Kurtuluş Savaşı/Cumhuriyetin kuruluş sürecinde, Cumhuriyetin kurucu önderlerinin en büyük savaşı köktendincilerle oldu. Bu nedenle tarihimiz köktendincilerle savaşın öğretici öyküleri ile doludur. Ne var ki yobazların geriletilmesi/yıldırılması toplumsal duyarlılığı azalttı. Zihinsel, ruhsal yapılarının ne olduğunu, ne istediklerini, ne kadar tehlikeli olduklarını unuttuk. Siyasal partilerin iktidar olma/sürdürme kaygısı yobazların çalışmalarına göz yummayı getirdi. Güç odağı görülerek uzlaşı arayışına girildi. Neo-liberallerin, etmez ama “evet” diyenlerin aymazlığı, duyarsızlığı karşı devrimin başarısıyla sonuçlandı. Süreç içinde edindikleri cesaret, özgüven sonrası kamu yönetimi, kamusal alanlar köktendinci yobazlar tarafından işgal edilmiş durumda. Kentlerin sokaklarında, meydanlarında, toplu taşıma araçlarında dinci yaşama çağrılar yapıyorlar. Hoşgörüyü, birlikte yaşama kültürünü yok etme uğraşındalar. Arsızca kadınlara/kızlara giyiminden/yaşam biçiminde dolayı sataşmaktan çekinmiyorlar.

Köktendinci yobazlara karşı duyarlılığın azalması, mücadelede yaşanan aymazlık/duyarsızlık, uzlaşı arayışı tanımamaktan kaynaklanıyor.  Köktendinci yobaz, öncelikle zihinsel, ruhsal sağlık sorunları olan kişidir. Yaşamının her aşamasıyla cemaat/tarikat şeyhine bağımlıdır. Evrensel ahlaki değerleri yok sayar, inandığı ortaçağ ahlaki değerlerini dayatır. Özgür değildir. Akıl/bilimi ötelemiş, doğmalar içinde boğulmuştur. Tartışmayı ve uyarılmayı sevmez. İnandığı öğretinin tek doğru olduğunu düşünür. Farklı düşünenlere karşı hoşgörüsü yoktur. Kendisi gibi düşünmeyeni, yaşam biçimini düzenlemeyeni “avam, sapkın, zahit, dinsiz, yezit” olmakla suçlar. “Cihat” ilan ederek “Allah” adına adam boğazlamayı meşru görür. Her şeyi Tanrı’nın tecellisi olarak görür. Keramet satar. Rüyalara dalar, hayal âleminde yaşar. Gaybden (bilinmezden) haber verir, her yeniye, her yeniliğe karşıdır. Dünyayı önemsemez görünür, fakat kamusal zenginliği yağmalamayı “nimetten yararlanma” olarak görür.  Çalışmayı sevmez, miskin, asalaktır. Var oluş nedenin farklı düşünenleri yola getirmek -tebliğ ile görevli- olarak algılar. Bu görevi yerine getirdiğinde “cennet” ile ödüllendirileceğini inanır.

Uyarıyorum. Köktendinci yobazlarla Cumhuriyetin kurucu önderleri gibi savaşmak yerine uzlaşma arayışı aymazlığımız sürerse, siyasal İslamcıların gözetiminde, bir kent meydanında bir yobaz tarafından “boğazlanırsak” şaşmayalım. 




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları