Hikmet Çetinkaya

Fener'den Ergenekon'a...

22 Ekim 2008 Çarşamba

Acaba bugün ne yazmalıyım?

Küresel durgunluk korkusu tüm dünyayı kuşatıyor. İngiliz, Fransız borsaları düşerken Hong Kong ve Japon borsası da tepetaklak gidiyor.

Küresel durgunluğun ne kadar süreceği belli değil...

Her pazartesi sabahı salı yazıma başlamadan önce kendi kendime sorarım:

Geçen hafta hangi konuları yazmadım?

Engin Çeber cinayetini bu hafta yine yazabilirim. Çeberin arkadaşı Aysu Baykalın anlattıkları ilginç...

Yürüyüşdergisini satarken polisçe yakalanıp gözaltına alınmışlardı.

Suçları buydu!

Gözaltına alınan gençler poliste gözaltında tutulurken kemerle bağlanmışlar, ayaklarıyla üzerlerine basılmış. Bir polis de Ebu Garibde ABD askerlerinin yaptığı gibi fotoğraf çektirmiş arkadaşına.

Bunu söyleyen Aysu Baykal.

Engin Çeberin işkenceyle ölmesi TBMM İnsan Hakları Komisyonunu harekete geçirmiş. Şimdi tüm bu savları karakollarda ve cezaevlerinde inceleyecek.

Hep öyle olur zaten.

Bu bir kandırmacadır, bir başka deyişle tepkileri aşağıya çekmektir.

Biliyorum gündemde Ergenekon var. Duruşmalar dün sabah Silivride başladı.

Bu yargı sürecinin ne kadar süreceği pek bilinmiyor.

Birbirini tanımayan adlardan olan kuşkulular ilk kez yargı karşısına çıkarılıyor.

İlk operasyon Haziran 2007de başlamıştı. Almanya Deniz Feneri ve Kanal INT vurgununun ya da soygununun ortaya çıkması da yaklaşık iki ay sonra.

44 milyon Avroyu tokatlayanlar ve onların Türkiyedeki ayakları...

Türkiyedeki vurgun merkezinin neresi olduğu, kurulan şirketlerle mangırların Kanal 7ye nasıl akıtıldığını Alman yargıçlar belgelerle ortaya koydular.

***

Almanyadaki Deniz Feneri ve Kanal 7 INT vurgununun ortaya çıkmasından iki ay sonra Ergenekon operasyonlarının başlaması, ardından genel seçimlere gidilmesi...

AKPnin yüzde 47 oranına varan oyla tek başına iktidar olması... 2008 ayının ocak ayında ikinci Ergenekon dalgasının gelmesi...

Elbet bağımsız yargıya güveniyoruz.

Güvenirken bazı gerçekleri kamuoyuyla paylaşmak görevimiz.

Darbecilere, darbelere karşıyız.

O nedenle şu soruyu sorabiliz:

Bir askeri darbe, iki emekli orgeneral, üç-dört emekli yüzbaşı, binbaşı, beş muvazzaf teğmenle mi yapılır?

Bir mafya örgütlenmesi, otopark mafyasından haraç almak, onların yanlarına da saygın adları koyup kamuoyunu sarsmak!

Cumhuriyet gazetesini, İşçi Partisini işin içine sokup bilim insanlarına, gazetecilere, işadamlarına gözdağı verip muhalif sesleri kısmak, Esenyurtu Gürbüz Çapana kaptırmamak!

İlhan Selçuk ve Mustafa Balbayı, Kemal Alemdaroğlunu, Doğu Perinçeki, Adnan Akfıratı, Hikmet Çiçeki karalamak.

Atatürkçü Düşünce Derneğini halkın gözünde düşürmek. Laik demokratik Cumhuriyeti savunanları, yurtseverleri, ulusalcıları darbeci, faşist, katilgibi göstermek.

Hrank Dink cinayetinin aydınlanmaması için her yolu deneyen AKP hükümeti, Malatyadaki Zirve Yayınevikatliamının üzerini örtmeye çalışırken Engin Çeber işkenceyle öldürüldü.

Yaşamımız boyunca darbecilere, devlet içindeki örgütlü çetelere, faşistlere karşı mücadele ettik!

Evet... Cumhuriyet devrimlerinin savunucusuyuz...

Bilin ki sosyalistiz; siyasal, sosyal, ekonomik ve toplumsal olaylara sermaye-emek çelişkisini göz ardı etmeden bakıyoruz.

***

İstanbul dışında olduğum için Ergenekon duruşmasının ilk gününü televizyonlardan izledim...

Bu dava çok uzun sürer!

AKP erzak ve kömür dağıtımına başlamış. Valiler, kaymakamlar bu işin başında...

Biraz da AKPnin durumuna değineyim ve yazıma noktayı koyayım...

AKPnin eski gücü yok Anadoluda. Üretici perişan, esnaf kan ağlıyor.

Yapılan anketler de bunun kanıtı. Yüzde 50lilerde olan AKP yüzde 35lere düşmüş.

AKP bu açığı kapatmak için Güneydoğuda Barzaniyle birlikte Nakşikuşatmaya soyundu ama kanlı terör örgütü Irakın kuzeyinden topraklarımıza geçip eylemlerini sürdürüyor.

İşte o nedenle birlikten, tümlükten söz eden iktidar partisi doğru yerde değil!

 

[email protected]

Faks numaramız: 0212 343 72 69



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları