Kafamızı Değiştirelim

26 Ekim 2008 Pazar

Türkiyenin en köklü ve zengin kulübü olan Fenerbahçe, Arsenal karşısında Viktor Hugo’nun ünlü eseri Sefilleri oynadı. Hem de tarihine hiç yakışmayan 5-2 gibi bir sonuç ile... Bir Fenerbahçeli olarak bunu yazmak çok zor ama ne yapalım ki mızrak çuvala sığmıyor. 5-2lik maç sonrası futbolcular çok üzgün, Ne yapsak olmuyor diyorlar. Doğru. Daha önceleri de yazmıştım. Fenerbahçe hasta. Kanına virüs girmiş. Hemen çaresi olmayan bir hastalık. Radikal bir tedavi görmesi gerekir. Bu teşhisin nasıl algılandığını bilmiyorum.

Şimdi, Bütün kabahat Aragoneste diye ahkâm kesiyorlar. Kimi Yaşlı, kimi Sfenks”, kimi de heyecanını kaybetmiş diyor. Oysa aynı adam kısa bir süre önce İspanya Ulusal Takımını Avrupa Şampiyonu yapmıştı. Kısa zamanda bu kadar değişik bir görünüm sergilemesi neden? Bence o da takım gibi hasta... Şimdi işin kolayı Aragonesi ülkesine postalamak... Çoğu insan bunu istiyor. Ben bu sözleri kulak arkasına atıyorum. Yıllardan beri yalnız Fenerbahçe değil, diğer takımlarımız da hemen hemen her sezon bir antrenör değiştiriyor! Ne faydası oluyor ki? Bence antrenörler yerine kafalarımızı değiştirmeliyiz. Hep kişileri kabahatli buluyor, suçu kendimizde hiç aramıyoruz.

Carlosa hayrandım. Ama futbol hayatının sonbaharında Türkiyeye getirildi ve çok da para verildi. Bir iki maçını izledikten sonra, Türkiyeye hayatını yaşamak için gelmiş diye yazmıştım. Takaza ettiler. Yahu, Halit Ağabey de sanki Carlostan üstünmüş gibi diyen balkabakları oldu.

Güiza bir iki maç oynadı. Onun için de Gol atamıyor. Sadece İspanyada attığı gollerin kredisi ile yaşıyor demiştim. Buna da bıyık altından gülenler olmuştu.

Lugano için de Adam futbol oynamıyor. Baltazar sanki. Rakiplerinin üzerine ağaca çıkar gibi tırmanıyor. Fenerbahçeli olmasa her maçta kırmızı kart görmesi kaçınılmaz değerlendirmesini yapmıştım.

Bu değerlendirmelerimin yanlış çıkmasını çok isterdim ama ne yazık ki zaman içinde doğru çıkıyor.

Kaleci Volkandan da herkes yakınıyor. O halde neden iyi yedekler alınmadı? Volkan iyi ve kötü hareketleri kendinde toplamış bir kaleci. Dengeli futbolu yok. Ya büyük kurtarışlar yapıyor ya da yenilmeyecek golleri yiyor! İyi oynadığı maçlar unutuluyor, kötü oynadıkları ortada kalıyor. Bence topu aklı ile değil de içgüdüsü ile oynuyor.

Londradaki maçta Tanrı Fenerbahçeyi korusun.

e-posta: [email protected]. web: www.halitderingor.net



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Olmaz.. Olmaz... 6 Kasım 2012

Günün Köşe Yazıları