Mümtaz Soysal

Zonguldak Aydınlığı

13 Aralık 2013 Cuma

KARA derler ama, yemyeşil, masmavi, apaydındır Türkiye’nin bu kıyıları. Kapkara olan, bu güzel topraktan çıkarılan taşkömürüdür. Linyiti bol olan Anadolu’nun sadece burasında yatar taşkömürü, hem de neredeyse “antrasit” denebilecek kalitede olanı.
Benzerine bir de Rusya’nın Donetz Havzası’nda rastlandığı söylenir.
Çevre güzelliğine gelince, Zonguldak kömürü çevre güzelliğini bozmaz. Belki, Fransa’nın Cotes d’Azur coğrafyasında kömür madenciliği yapılsa böyle bir çelişkiden söz edilebilir. Ama Zonguldak’ta çelişki değil, siyahla yeşil arasında müthiş bir uyum var. Uyumsuzluk, Zonguldak’ın kömür ocaklarında kaçak olarak çalışmak zorunda kalanların emeğindeki kutsallık ile onlara reva görülen yaşam tarzındadır.
Hele onlardan birinin, üç çocuğu ile birlikte 50 santim yükseklikteki kaçak damarda iki büklüm olup kömür kazarak aile geçindiren annenin gazete sayfalarına yansıyan resmi, zihinlerden silinmiyor. Böylesi Emile Zola’nın romanlarında bile yok.
Özel “girişimci” madenciliğin keşmekeşine ve sefaletine son verilip kamu işletmeciliğine geçildikten sonra, artık o sahnelerle bir daha karşı karşıya gelinmeyeceği düşünülmüştü. Ama, madencilikteki özel girişimcilik bütün acımasızlığıyla geri geldi. Ne yazık ki, aradan geçen yıllarda, sosyal güvenlik şöyle dursun, çalışma güvenliği, yani insan yaşamını kazalardan ve dikkatsizliklerden koruma alanında da geriye gidilmiş olması, Zonguldak’ın büyük talihsizliğidir.
Bu gerileyişe mutlaka son vermek gerekiyor. Bir zamanların Zonguldak kenti kendine özgü bir çeşit “sanayi devrimi” denebilecek gelişmelerin sonucunda yaşayış tarzı bakımından Cumhuriyetin çağdaşlığına uygun bir yola girmiş ve o yolda hep aynı tempoyla gelişeceği izlenimini vermişti. Böyle olmayışın elbet ülkenin ve ekonominin bütününe, iktidarların genel yanlışlarına ilişkin nedenleri saymakla bitmez.
Ama bunlara karşın, Zonguldak’ın cevherinde mutlaka yeniden parlayacak bir dinamizmin saklı olduğu inancını yitirmemek gerekiyor. Madenciliğiyle, demiryolu alışkanlığıyla, deniz ulaşımıyla, eğitime, kültüre, sanata, yaratıcılığa yatkınlığıyla, emeğe değer verişiyle “sanayi toplumu” olmanın eşiğine gelmiş bir Zonguldak, akılcı ve doğru planlamayla şimdiki düzeyinin çok üstüne yükselebilir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları